Fourteen.

336 24 56
                                    

Gece saat 00.10 ve ben bölüm yazıyorum kıymetimi bilin bence.

Yazım yanlışları varsa affola.

İyi okumalar...

Gözlerimi kendi odamda ve kendi yatağımda açmayı çok isterdim ama mallasefki gözlerimi emir'in evinde açtım, hafifçe gözlerimi kırpıştırırken banyodan çıkan ve büyük ihtimal az önce yüzünü yıkamış olan hürkanı gördüm. Onu görünce şaşırmıştım çünkü çoktan gittiğini düşünmüştüm ama o benim düşüncelerimin tam aksine beni yanıltarak benimle burda kalmıştı. "Günaydın güzelim" diyen hürkanla ağzımdan küçük bir 'yia' nidası çıktı, büyük bir ihtimale yüzümde yastık izi vardı ve saçlarım darmadağındı ama o bana güzelim diyordu. "Günaydın sevgilim" dedim ve ona hafifçe tebessüm ettim. O da bana yaklaştı ve dudaklarıma küçük bir öpücük bırakarak yatağın üstüne bıraktığı kıyafetlerin önünde durdu ve bakışları bana döndü üstünü giyineceğini anladığımda kıkırdayarak yataktan çıktım ve banyoya girdim.

Yüzümü yıkayıp dişlerimi emirden aldığım ve hiç kullanılmamış olan diş fırçası ile fırçaladıktan sonra tuvaletten çıkmıştım. Ben çıktığımda hürkan çoktan giyinmiş beni bekliyordu onunla biraz öpüştükten sonra ise salona geçmiştik. Şuan ise sevgilim salonda Kaan ve mert ile oturuyor bende emir ile beraber mutfakta kahvaltı için birşeyler hazırlıyorduk. Dün bizim gibi Mert ve kaanda burda kalmışlardı sabah emir bunun için biraz dırdır yapmıştı ama pekte önemli değildi. Aklıma birden ben uyumadan önce emirin söylediği şeyler geldi ve hızla Emire döndüm. "Emir sen dün dedin ya 'Okula yeni gelecek kişilerin Emre'ye zarar vermelerinden korkuyorum bir daha kaldıramaz' diye neden öyle dedin?" Diye sorduğumda emir ilk defa ciddi bir yüz ifadesi takındı. Onu bu şekilde resmen ilk defa görüyordum.

"Hatırlamıyor musun?" Diye sordu Emir, başımı 'hayır' anlamında salladım. "Lise 1. Sınıftayken aynı sınıftaydık hani okulumuzda da üst sınıflardan olan o klasik zorbalardan vardı hani çağlar, Mustafa ve Onur o üçünün gözü hep bizdeydi bizimle uğraşmak istiyorlardı ve sen O gün onlara laf attığında seni okul çıkışında öldüresiye dövmüşlerdi o zaman seni kurtaramamıştım çünkü güçsüzdüm ama şimdi saçının tek teline bile zarar vermeye çalışırlarsa ben seni korurum eğer ben koruyamazsam sevgilin korur ona herşeyi anlattım, üzgünüm sen anlatmak isterdin ama onun bunları bilmesi gerekiyordu en azından seni korumak için ayrıca hatırlamıyor olman çok normal uzun bir süre psikolojik destek almıştın" dedi ve yavaşça bana sarıldı emir bana sarıldığında gözlerimden düşen yaşları yeni fark etmiştim çünkü yaşadığım şeyleri hatırlıyordum hemde o kadar psikolojik destek almama rağmen.

Okula gidiyorduk. Dün emir'in evinde kahvaltı yaptıktan sonra hürkanla beraber evden gitmiştik. Hürkanla arabada giderken dün o hatırladığım geçmişim hakkında biraz konuşmuştuk ve hürkanın söylediği tek söz bile kendime olan güvenimin yükselmesini sağlamıştı bana "Sana hiç birşey olmayacak çünkü seni kendi yörüngemin dışına çıkarmayacağım" demişti ve sonrasında beni öpmüştü, şuan ise dediğim gibi okula gidiyorduk hürkan sabah beni aramış ve evin önünde olduğunu söylemişti. Hürkanın bir eli bacağımda diğer eli ise direksiyonu kavramıştı. Tek eli ile bile mükemmel bir şekilde araba sürebiliyordu. Ben ona hayran hayran bakarken bakışları bana döndü "Sevgilim en küçük şeyde bana mesaj at olur mu?" Dediğinde başımı sallayarak onayladım onu benim için endişelendiğinin farkındaydım.

Okulun otoparkına girdiğimizde hürkan derin bir nefes vermişti çünkü okul sınırları içinde sadece öğretmen ve öğrenciydik. Arabadan önce ben indim ve hızla merdivenlere yürüyerek yukarı çıktım 5 dakika sonra peşimden sevgilim gelmişti, ben hızla emir'in yanına ilerledim ve onunla kısaca sarıldık "küçük bebekk" diyerek yanaklarımı sevdi emir. O sırada 3 kişi gördüm eskiden en büyük kabuslarımın temsilcileri olan o 3 kişi. Çağlar, Mustafa ve Onur üçününde gözü benim üstümdeydi beni tanımalarına pek şaşırmamıştım. Tam emirle yanlarından geçip gidecekken onların ağızlarını açmaları bizi durdurmak için yeterli olmuştu.

"Vay, vay, vay demek bizim ölümüne dövdüğümüz ibne hâlâ yaşıyor" diyen onur'un sesini duyduğumda derin bir nefes verdim bu geri kafalı gerizekalıların ne dedikleri hiç sikimde değildi. "Ah onur sende hâlâ insanların senden korktuklarını düşünüp kendini güçlü sanıyorsun sanırım" dediğimde çağlar ve Mustafa bana kaşlarını çatarak baktılar ikiz oldukları için aynı tepkileri vermeli beni şaşırtmamıştı. "Senin dilin iyice uzamış istersen keselim ha küçük ibne?" Diyen çağlara karşı sadece gözlerimi devirdim beni hâlâ o eski ve kendini ezdiren emre sanıyorlardı öyleyse sanamaya devam edebilirlerdi günün sonunda yumruğum onların ağzına girecekti. Birden hürkanın yanımıza geldiğini gördüm "Karaaslan?" Dedi sesi sertti bana soyadımla seslenmesine dudak büzmek istedim ama okul sınırları içerisinde olduğumuz için yapamadım.

"Burda ne oluyor?" Diyen hürkanla emir hızlıca ona döndü "birşey yok profesör" dediğinde hürkan kaşlarını çatarak bir bana birde karşımdaki 3 kişiye baktı ardından başıyla gidin dercesine bir haraket yaptı ve onlar giderken Mustafa kulağıma yaklaşarak fısıldadı "Dikkatli ol küçük ibne ben senin yerinde olsam asla tek dolaşmazdım" dedi ve ardından yanımdan öylece geçip gitti tehditlerine alışıktım ama hiçbir şey yapamıyorlardı. Zil çaldığında gözlerim hürkana döndü başını salladı ve gitmemiz için bize işaret verdi bizde emir ile beraber sınıfımıza doğru hızlı adımlarla yürüdük "emre sana ne dedi o Mustafa" diyen emirle omuz silktim "beni tehdit etmeye çalıştı önemli birşey değil" dedim emir inanamazmış gibi bana baktı ona küçük bir öpücük attığımda ise gülümsedi.

Derse girmiştik ve benim acilen lavaboya gitmem gerekiyordu edebiyat profesörü sonunda durduğunda elimi kaldırdım ve lavabo izni aldıktan sonra hızlıca sınıftan çıktım ve resmen koşarak erkekler tuvaletine girdim içerde şuan kimse olmadığı için rahatladım ve hızlıca işimi halletikten sonra ellerimi yıkayarak lavabodan çıktım, sakin adımlarla sınıfa ilerlerken birden gözlerim ve ağzım kapandı. Çığlık atmaya çalıştım ama ağzıma kapanan eller yüzünden çığlığım neredeyse hiç duyulmadı. Beni sürükleyerek bir yere atarcasına fırlattıklarında ağzımdan büyük bir inleme çıktı, canım acımıştı.

Gözlerim açıldığında karşımda 3 kişi gördüm Onur, çağlar ve Mustafa bu kadar ileri gidebileceklerini hiç düşünmemiştim. Ellerim ne zaman bağlanmıştı bilmiyordum ama haraket ettiremiyordum onur bana bakarak güldü ve şunları söyledi;

"Sana yıllar önce bize karşı konuşma şeklini düzeltmek için iyi bir ders vermiştik ama demek ki sen bir ders daha istiyorsun!"

Selaaaaaaam

Nasılsınızzzzz

Ay diğer bölüm ne olacak acaba? Bu arada bölümü beğendiniz mi? Ayrıca bu zorba üçülüler gerçek hayattan alınmıştır.

Yıldızıma basar mısınız? ⭐

Sizi seviyorummm 🐰💗

Flys kaçarrr...

A Teacher's Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin