Jay

146 16 8
                                    


Hoca bizi serbest bırakınca Jisung ile konuşmaya dalmıştık. Yanımıza tanımadığımız 2 kişinin gelmesi ile onlara döndük. Sarı saçlı çocuk çilleri ile sevimli duruyordu. Yanındaki çocuk da oldukça samimi bir şekilde bize gülümsüyordu.

Çilli çocuk kocaman gülümseyerek bize baktı ve
"Tanışalımmı? "
dedi tatlı sesiyle. Jisung ile onları onayladık ve öndeki boş sıraya geçmelerini söyledik.

Sınıf kalabalık olduğundan onların isimlerini unutmuştuk. Çilli çocuk başladı
"Ben Lee Yeonbok arkadaşlarım bana kısaca Felix der."
Onu onayladıktan sonra diğeri başladı
"Ben Kim Seungmin. Kimshen şirketinin sahibinin oğluyum."
Ne! babası Kimshen şirketinin sahibi mi? . Orası son zamanlarda hızlıca gelişip ünlü olan bir şirketti.

Ben ve Jisung da kendimizi tanıttık. Okulun ilk gününden arkadaş olmuştuk. Bu iyi haberdi. Sevdiğimiz aktivitelerden oyunlardan vs. konuştuk. Zil çalmış ve sınıf boşalmaya başlamıştı. Biz de okulu gezmeye karar verdik. Sanki 10 dakikada ne kadar gezeceğiz. Sınıftan çıktık ve koridor boyunca ilerlemeye başladık.

Koridorun sonunda merdivenlerden inerken. Biriyle çarpıştım. Hemen kalkıp ondan özür dilemek amacıyla önünde eğildim
"Ahh ne kadar sakarım özür dilerim"
Çarpıştığım çocuk omzumu sıvazladı ve
"Önemli değil küçük, olur böyle şeyler. Siz okulda yeni olmalısınız. İsterseniz okulu gezdireyim. "
Bunu duyunca gerek olmadığını söylesek de bizi dinlemedi ve okulu gezdirmeye başladı.

"Bu arada adım Jay. Son sınıfım. Sizin isimleriniz ne?"
Jay'a tek tek isimlerimizi söyledik ve bahçeye çıktık.

Okulun yan tarafına doğru yürüdük. Burada bir basketbol sahası vardı. Birkaç kişi oyun oynuyordu. Biraz daha ilerleyince de voleybol ve futbol sahalarını gördük. Burası gerçekten çok büyüktü. Bahçeyi dolaştıktan sonra içeri gidik. Zil de çalmıştı.

Jay
"Sonraki teneffüs devam ederiz olur mu?"
diyince ne kadar zahmet etmemesini söylesek de bizi sınıftan alacağına dair söz verdi. Bir hyung da edinmiştik.

Sınıfa girdiğimizde herkes neredeyse gelmişti. Sıralarımıza oturup bahçenin ne kadar güzel olduğu hakkında konuştuk. Hoca içeri girmeden kapı önünden sınıfa seslendi.
"Gençler ilk ders tanışmış olmalısınız. Bugün serbest takılabilirsiniz. "
Dediğinde biz dahil bütün sınıf çok sevinmişti.

Sınıftakilerin çoğu sınıftan çıktı. Biz de tam çıkacaktık ki kapının ardından Jay seslendi.
"Çocuklar hadi turumuza devam edelim"
Biz onaylayınca zemin kata indik. Oradan iki kat daha aşağı gittik. Jay
"Burası depo genelde buraya pek birisi gelmez. "
Bir üst kata çıktık (yani -1). Burası gerçekten çook büyüktü. Spor salonu vardı. Merdivenlerin hemen karşısındaydı. Sağ ve sol taraftan iki koridoru vardı. Buralar duşlar giyinme odaları ve tuvaletlerdi. Bu kat tamamen spor salonuna verilmişti. Dışarıda olduğu gibi futbol basketbol vs. sahalara sahipti.

Zemin kata tekrar çıktık ve sol koridordan ilerlemeye başladık. Koridor burada baharat ve yemek kokmaya başladı. Kantine doğru gidiyoduk anladığum kadarıyla. İçeri geldiğimizde onlarca öğrenci masalarda bişeyler yiyiyor ve sohbet ediyordu. Burası da epey genişti.

Jay sonrasınada bizi en üst kata çıkardı. Burası terastı. Buradan bütün Seoul görünüyordu. Bahçe yemyeşil ve ağaçlar ile çevriliydi. İnsan burada huzur buluyordu. Yaklaşık 2 saat burada oturduktan sonra Jay bize klasik müdür odası, nöbetçi odası, öğretmenler odası vb. yerleri gösterdi. Okul gerçekten küçümsenmeyecek kadar büyüktü.

Jay işleri olduğunu ve bizim devam etmemizi söyledi ve gitti. O gidince acıktığımızı farkettik ve kantine indik. Yiyecek bişeyler alma görevini Seungmin'e verdikten sonra masa bulup oturduk. Seung gelince tostlarımızı yemeye başladık ve bir yandan da sohbet ettik.

Artık saat 4'e geliyordu. 8 saat ders varmış galiba. Ahh!! mükemmel. Derslerin olduğu gün beynimiz patlayacaktı. Çıkış zilinin çalması ile beraber çantalarımızı alıp evlere dağılmaya karar verdik. 4ümüz de aynı yoldan gidiyor olmamıza güldük. Otobüse binip farklı farklı duraklarda indik ben sonuncuydum.

Eve geldiğimde annemin yaptığı yemeklerin konusu burnuma gelmişti. Harika kokuyorlardı. Annemin yanına gidip
"Ooo benim kraliçem neler yapmışş. "
arkasından sarıldım ve bir süre bu şekilde kaldık.
"Oğlum hadi otur ve yemeklerini ye soğutmadan"
yanağıma bir öpücük kondurdu.

Yemeğimi yiyip çok yorgun olduğumdan odama geçtim ve duş aldım. Bu beni rahatlatmıştı ve uykuya dalmıştım.
(Her ne kadar başıma neler geleceğimi bilmesem bile)

 (Her ne kadar başıma neler geleceğimi bilmesem bile)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkadaşlar kaos dolu bölümler yakında gelecek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkadaşlar kaos dolu bölümler yakında gelecek. Beklemede kalın. Hyuninimm çokk güzell. 🩷🩷

Artık Geçmişiz | HYUNİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin