İlk beraber yatış ┆6┆

13.7K 713 171
                                    

Yemeğin ardından Atlas telefonunu alıp ayağa kalktı ve Vuslat'a baktı. "Benim biraz işim var, benden istediğin bir şey var mı?"

"Rahatına bak." diyerek peçete ile ağzını sildi Vuslat.

Atlas ilerideki pencerenin yanına gidip önünde duran koltuğa oturdu ve mesaj listesine girdi. Ardından da geleceğe yönelik yapılmış olan sekiz randevuyu iptal etmek için kadınlara tek tek mesaj gönderdi. Her mesajın arkasından telefonu ötüyordu. Kadınlar neden iptal olduğunu öğrenmek istiyorlar, Atlas ise onlara nedenini söylemeden paralarını geri yolluyordu.

Yarım saatin sonunda telefonunu sessize alıp kafasını kaldırdı. Kocaman salonda bir başına kalmıştı, Vuslat çoktan gitmişti.

Oturduğu yerden kalıp yemek masasına doğru adımlaya başladı. Ne ara masanın temizlendiğini bile hatırlamıyordu. Anlaşılan çalışanların elleri hızlıydı.

Asansöre bindikten sonra Vuslat'ın, daha doğrusu ikisinin odasına doğru adımladı ve yatak odasının önüne geldiğinde kapıyı çalmak için elini kaldırdı fakat bundan vazgeçti. Oyun gereği de olsa artık onlar sevgiliydi. Hem de normal bir sevgili değil. Atlas onu deliler gibi seviyordu, bu sahte aşk hissini bir şekilde Vuslat'a geçirmeli ve onu inandırmalıydı. Anlaşmaları bu şekildeydi. Eğer işin içine resmiyet katarsa yürümezdi.

Gözlerini kapatıp içine derin bir nefes çektikten sonra elini kapının kulpuna koyup açtı ve içeriye girdi. Vuslat odada ayakta duruyordu. Altında siyah bir baksır vardı ama üstü çıplaktı. Elinde ise bir diş fırçası vardı ve ağzına doğru götüyordu. Atlas'ı gördüğünde diş fırçasını ağzına götürmekten vazgeçti. "Gel."

Atlas hızla toparladı kendini. Bir sürü çıplak kadın bedeni görmüştü ama çıplak erkek bedenine pek fazla alışkın değildi. En son çıplak erkek bedenini askerde görmüştü ve üzerinden yıllar geçmişti. Ayrıca askerdeki en vücutlu kişi kendisiydi. Şimdi ise kendisinden de yapılı bir vücut vardı karşısında.

"Bugün burada yatacağım değil mi?"

"Yani." diyerek salladı kafasını Vuslat. "Ben benimle yatmanı istiyorum ama eğer sen istemezsen benim için sorun değil. Ne zaman istersen o zaman gelirsin yanıma."

"Aslında şimdiden yanında yatsam daha iyi olur." dedi Atlas dürüst bir şekilde. "Kendimi ne kadar erkenden alıştırırsam ikimiz için de o kadar kolay olur."

"Seni asla bir şeye zorlamam." diyerek Atlas'ın gözlerinin içine baktı Vuslat. "Hiçbir konuda kendini zorunlu hissetme. Ne zaman geri çekilmek istersen o zaman çekil."

Atlas alt dudağını hafifçe ısırdıktan sonra giyinme odasını gösterdi. "Üstüme rahat bir şeyler giysem iyi olur."

"Rahatına bak." diyerek yatağa geçti Vuslat. Üzerinde hâlâ sadece baksır vardı. Anlaşılan bu şekilde uyuyordu.

Atlas giyinme odasına geçip dolapların kapaklarını açtı ve sonunda pijamaların olduğu dolabı buldu. Altına ince gri bir eşofman üstüne de beyaz düz bir tişört giydikten sonra giyinme odasındaki diğer tarafta duran kapıdan geçip lavaboya girdi.

Ev labirent gibiydi.

Elini yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı, kutunun içinde duran ağzı açılmamış jilete kısa bir bakış attı ama almadı. Yüzündeki suyu havlu ile kuruladıktan sonra aynadan kendisine kısa bir bakış attı.

İlk defa yabancı bir erkek ile aynı yatakta yatacaktı.

İçine derin bir nefes çektikten sonra odaya girdi ve gözlerini Vuslat'a çevirdi. Vuslat yatağın sağ tarafında soluna dönmüş bir şekilde yatıyordu. Gözleri kapalıydı.

Atlas da yatağın sol tarafına doğru adımlamadan önce ışıkları kapattı. İçeriyi sadece büyük pencereden giren ay ışığı aydınlatıyordu ve bu da yetiyordu.

İnce yorganı havaya kaldırdıktan sonra yatağa yattı ve kendi üstünü örttü. Yanında adamın nefes alışverişi sabitti. Uyumuş olmalıydı.

Atlas yavaşça, onu uyandırmamaya çalışarak sol tarafına doğru yattı ve bir kolunu yastığın altına soktuktan sonra gözlerini kapattı. Bedeni yorgunluktan ölüp bitiyordu aslında ama ruhunda bir enerji vardı ve bu enerjinin sebebi kardeşiydi. Eğer Vuslat dediği gibi doktoru ayarlayabilirse en kısa zamanda kardeşini iyileştirebilecek tedaviye başlanacaktı.

Neredeyse bir saate kadar yakın kardeşini düşündü. Onun iyileştiğini, özgürce koşup oynadığını, üniversitesiye gittiğini, evlendiğini, kardeşinin çocuklarının olduğunu. Kardeşi her şeyin en güzelini hak ediyordu.

Göz kapakları ağırlaşmaya başladı, artık gözlerini daha fazla açık tutamazken arkasındaki bedenini kaslı kolu kendi bedenini sardı ve Atlas'ı kendisine doğru hafifçe çekti.

Şimdi Atlas'ın kalçası Vuslat'ın kasıklarında, sırtı ise Vuslat'ın göğsüne bastırılmıştı. Vuslat'ın Aralık dudaklarından çıkan sıcak nefes Atlas'ın ensesine değiyordu. Birkaç saniye sonra Vuslat alnını Atlas'ın ensesine doğru bastırmıştı. Atlas, Vuslat'ın bunu bilerek mi yoksa uyku sersemliği ile mi yaptığını bilmiyordu fakat bildiği bir şey varsa yavaş yavaş bunlara alışması gerektiğiydi.

En azından dokuz ay için.

Elini karnının üzerinde duran Vuslat'ın elinin üzerine koyduktan sonra göz kapaklarını kapattı ve içindeki tatlı heyecan ile kardeşini düşünürek derin bir uykuya daldı.

En son hatırladığı şey Vuslat'ın sırtına tüy kadar yumuşak bir öpücük bıraktığıydı.

.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
vuslat , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin