Vuslat onun nefes alabilmesi için geriye çekilip baktığında şişmiş dudağına gözyaşları içinde gülümsedi. "Sana çok aşığım."
Atlas elin onun yanağına koyup okşamadı. "Hadi bana öpüşmeyi öğret, gerçek sevgilim."
Vuslat güldü, gözyaşları hem kendi yanaklarından hem de Atlas'ın yanaklarından süzülüyordu hız kesmeden. Buna rağmen ikisinin de dudaklarında içten bir gülümseme vardı. "Sen - sen ne zaman aşık oldun bana?"
"Bilmiyorum, gerçekten de bilmiyorum." Atlas titreyen alt dudağını ısırıp başını onun omuzuna koydu ve kokusunu içine çekti. "Göğsüne yatmadan uyuyamadığım zaman anladım. Sesini duymadan rahatlayamadığım zaman anladım. Ellerin tenimde gezmeyince anladım. Günler geçtikçe, zamanımız azaldıkça içime giren sıkıntıdan anladım sana aşık olduğunu. Sadece itiraf edemedim."
Vuslat ona sıkı sıkı sarılıp yüzünü onun omuzunun üstüne bastırdı. Gözyaşları Atlas'ın tişörtünü ıslatıyordu fakat mutluluk gözyaşları akıyordu artık, üzüntü değil. "Hep bunu umut ettim."
Atlas gülerek geriye çekildi ve onun yüzünü tutup geriye çekti. Ardından başparmağı ile yanaklarındaki izlerin üzerinden gitti. "Sana nikah basacağım derken şaka yaptığımı mı düşünüyordun cidden?"
Vuslat kahkaha atarak burnunu çekti. "Epey ciddisin yani bu konuda?"
"Yani, açıkçası o kadar mal aklımı çekilmiyor değil ama..." Vuslat daha yüksek sesli bir kahkaha attığında Atlas gülerek devam etti. "Yapamam. Sensiz yapamam."
Vuslat dudağını onun dudağına bastırıp küçük bir öpücük bıraktı, ardından bir öpücük daha. "Dudaklarının bana ilaç olacağını hep biliyordum."
"O zaman sana yüksek doz ilaç verelim, hım?" Atlas kollarını onun boynuna sıkıca dolayıp kendisine çektiğinde ayakları da geri geri gitmeye başlamıştı. Vuslat bir yandan onu öpüyor bir yandan da onu takip ediyordu. Asansöre bindikleri anda Atlas sertçe Vuslat'ı iteleyip cama bastırdı.
Vuslat acıyla inleyeceğinde Atlas'ın dudağını onun dudağına kapatması ile onun dudaklarının arasına inlemişti. "Çok mu sertti, Vuslat Bey?"
"Eh, biraz." diyerek yutkundu Vuslat.
Atlas onun gömleğinin yakasından tutup bir kez daha cama vurduğunda Vuslat şaşkın şaşkın bakıyordu ona. "Demek ölsen ben mutlu mutlu hayata devam edeceğim?" Yüzünü Vuslat'ın boynuna sokup sertçe tenini ısırdı. "Sensiz mi olacağım mutlu? Bunu kendine inandırdın mı cidden?"
"Bana aşık olacağının bir garantisi yoktu. Hayatının sonuna kadar dertsiz yaşa istedim."
"O kadar tatlısın ki, sinirli bile kalamıyorum sana."
Asansörün kapısını açıp Vuslat'ın elinden tuttuğu gibi yatak odasına geçti ve bir öpüşme daha başlattı. Bir yandan da Vuslat'ın gömleğinin düğmelerini tek tek açıyordu.
Vuslat onun kadar sabırlı davranamadı. Kendi gömleğinin düğmelerini umursamadan iki yana sertçe çekti. Düğmeler tek tek yere düşerken Vuslat, Atlas'ı omuzlarından iteleyerek yatağa doğru iteledi ve hiç oyalanmadan üzerine çıktı.
Atlas'ı iki bacağının arasına aldıktan sonra ellerini tişörtünden içeriye soktu ve Atlas'ın göğüslerini sıkmaya başladı. Atlas zevkle inledi Vuslat'ın dudaklarının içine doğru. Bu Vuslat'ı daha da zevke sokmuştu.
"Vuslat." diye fısıldadı Atlas bir elini onun saçının sokup diğer eliyle sırtını okşarken. "Seni seviyorum. Seni çok seviyorum." Durmadan demek istediği bir cümleydi. Her yerde, her zaman demek istediği bir cümle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vuslat , GAY
RomanceJigololuk yapan Atlas'a, iş adamı Vuslat Kozoğlu'ndan güzel bir teklif gelmişti. Tamamlandı → Bu iki erkeğin aşkını anlatan bir kitap. Eğer homofobikseniz lütfen içeriye girmeyin. Bu size hitap etmez. → Fazlaca yetişkin sahneler bulunmaktadır. 🎵ht...