Senin burada ne işin var? ┆46┆

5.1K 467 188
                                    

Sonunda eve gelmişlerdi. Atlas kendisini direkt yatağa atmıştı. Vuslat elindeki içinde kıyafetler olan sırt çantasını banyo kapısının önüne bıraktıktan sonra Atlas yanına oturdu ve elini Atlas'ın karnının üzerine koydu. "İlaçlarını içmen lazım."

"İçerim." dedi Atlas karnının üzerindeki eli tutup dudaklarına götürürken. Vuslat'ın avucunu kendi yanağına bastırdı ve gözlerini kapattı. "Yeni sekreter bulabildin mi?"

"Evet, bulundu. Bu sefer riske atmadım. Halka ilişkiler mezunu 46 yaşında bir adam. Evli, üç çocuk babası. Artık o da senin yerine geçmeye çalışmaz umarım."

Atlas gülerek gözlerini açtı ve Vuslat'a baktı. "Bir de geçiyormuş, ne gülerim ama."

Vuslat eğilip onun dudağının kenarına bir öpücük bıraktı. "Açıkçası, ben de gülerim. Tek gülmeyecek kişi Burak olur muhtemelen."

"Şu çocuk ile görüştün mü? Sisteminize girmeyi başaran çocuk ile."

"Henüz onunla konuşma fırsatım olmadı fakat araştırdım biraz. Burak bu konuda yalan söylemiyormuş. Çocuk cidden çok zeki. Sınavda ilk 10'a girmiş. Yurt dışındaki üniversitelerden de teklif gelmiş. İki yıl boyunca burada köklü bir üniversite okumuş ama sonra yapamamış ve bırakmış. Ona göre üniversite zaman kaybıymış. Pazartesi şirkete gittiğimde konuşacağım çocuk ile. Eğer gözüm tutarsa ben de onun elinden tutarım."

Atlas yan dönmeye çalıştı ama başaramadı, tekrardan sırtüstü uzanıp gözlerini tavandaki sade avizeye çevirdi. "Rüya gibisin."

Vuslat hafifçe kaşlarını çatarak ona baktı. "Efendim?"

"Rüya gibisin." Atlas kendisini tekrar ederken içine derin bir nefes çekti. "Gerçek değil gibisin."

"Neden böyle bir şey dedin?"

Atlas bir şey demedi, sadece tebessümle Vuslat'a birkaç saniye baktı ve yanlardan destek alarak doğruldu. "Yatmaktan sıkıldım, bir şeyler mi yapsak?"

"Bol bol dinlenmen gerekiyor senin. Salata yaparken parmağını kesmedin, bıçaklandın."

"Bu hatırlatma için teşekkür ederim." Atlas yataktan zor da olsa kalkıp Vuslat'ın elinden tuttu ve onu da oturduğu yerinden kaldırdı. "Hadi, sıkılmadın mı sen?"

"Atlas'ım -"

"Sevgilim." diyerek onun lafını kesti Atlas. "Bak, ben hiperaktif bir insanım. Eğer uyumuyorsam durduğum yerde duramam."

"Biliyorum, çok iyi biliyorum." Vuslat onu yatağa oturtmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. "Daha adım atamıyorsun, ne yapacağız bu halinle?" Atlas tam bir şey diyecekken Vuslat hızla iki kaşını kaldırıp ciddi bir ifade ile ona baktı. "Ve sakın aklına bel altı bir şeyler gelmesin. İyileşene kadar yok."

"Aslında, zaten aklımda böyle bir şey yoktu ama şimdi sen soktun." 

"Hayır." Vuslat usulca kafasını iki yana salladı. "Bir hafta daha olmaz. Dikişin patlar, canın yanar, bir şey olur."

"Bir de başım ağrıyor de tam olsun."

Vuslat gülerek kafasını sola doğru yatırmaya başladı. Atlas bazen dünyanın en olgun insanı gibi davranırken bazen de küçücük bir çocuğa dönüyordu ama Vuslat, Atlas'ın sadece kendi yanında böyle olduğunu bildiği için durumdan şikayetçi değil, tam aksine oldukça memnundu. "Çok tatlısın."

Atlas dudağının sol köşesini farkında olmadan ısırırken başını hafifçe öne eğdi. "Sen de öyle." Ardından kafasını kaldırıp Vuslat'a baktı. "Kitap okuyalım, ne dersin?"

vuslat , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin