Sol göğsünde Atlas, sağ göğsünde Asya ┆49┆

4.8K 446 139
                                    

"Psikolog çağır derken şaka yapmıştım." diye fısıldadı Atlas, Vuslat'ın kulağına doğru yanaşarak. "Şimdi ne anlatacağım ben bu adama?"

"Alparslan Bey benim liseden beri psikoloğum. İstediğin her şeyi anlatabilirsin. Biraz olsun rahatlarsın."

"Sen de benimle gelir misin?"

"Gelmek isterdim ama Alparslan Bey seni tek istedi. Mahremiyete biraz fazla özen gösterir. Hem böyle daha rahat anlatacağını düşünüyor."

Atlas kafasını salladı ve boş odaya geçti. Asya da diğer bir alt kattaki odada pedagog ile konuşuyordu. Oturmadan önce karşısındaki adama baktı. Orta yaşlı adam eliyle oturmasını gösterdiğinde Atlas oturdu ve ufak bir gülümseme ile adama baktı. "Nereden başlayacağımı bilmiyorum."

"En başından başlayalım, Atlas Bey." Adam güzel bir diksiyona ve sakin bir ses tonuna sahipti. Dudaklarındaki gülümseme içten ve samimi duruyordu. En önemlisi ise yargılayıcı bir şekilde bakmıyordu.

Bu sırada Vuslat salona geçmiş, bir eline kahvesini bir eline kitabını almış kafa dağıtmaya çalışıyordu. Kitabı okurken ne sahneler kafasında canlanıyor ne kelimeleri anlıyordu. Bir Atlas'ı bir Asya'yı düşünüyordu. Alparslan Bey bunca zamandır Vuslat'a iyi gelmişti. Onu artık bir psikoloğu olarak değil dostu olarak görüyordu. Kendisine iyi geldiği kadar Atlas'a da iyi gelmesini umuyordu.

Kitaba odaklanamadığını fark ettiğinde kapağını kapattı, okumaya en baştan başlayacağı için arasına ayraç koymamıştı. Cebinden telefonunu çıkarıp galeriye girdi ve Atlas ile çekindiği fotoğraflara bakmaya başladı. Her bir fotoğrafta gülümsemesi daha çok büyüyordu. 

Fotoğraflardan sonra videolara geçti. Atlas ile geçen ay bowlinge gitmişti. Yarım saatlik eğlenceli videoyu izledikten sonra yağmur yağarken bahçede ettikleri dansı videosunu izledi. Dansın yarısında Atlas büyük bir ciddiyet ile Vuslat'ı eve tekrardan sokup hızlıca kıyafetlerini değiştirmişti. Neyse ki bu sefer ikisi de hasta olmamışlardı.

Sonrasında Asya ile çekindikleri fotoğrafa baktı. En çok Asya ve Atlas vardı. Çoğu fotoğraf habersiz çekimdi ama her ikisi de çok tatlıydı. Ve bir de Atlas ikisine de kitap okurken Vuslat'ın video vardı. On dakikalık bir videoydu ama Vuslat için sonsuz mutluluktu.

Bu şekilde bir buçuk saati bitirmişti. İlk Hande Hanım indi, Asya'nın pedagoguydu. Vuslat telefonunun ekranını kapatıp hızla ayağa kalktı ve kadına doğru adımlamaya başladı. "Durum nedir, Hande Hanım?"

"Asya şu ana kadar gördüğüm en anlayışlı çocuk olabilir, Vuslat Bey. Kendisiyle anlaşmak da konuşmak da çok kolay oldu. Dertlerinde, sıkıntılarından açıkça bahsetti. Ne kendisini ne beni hiç zorlamadı. Karşılıklı iki yetişkin birey gibi konuştuk onunla. Merak etmeyin, herhangi bir depresyon ya da psikolojik rahatsızlığı yok. Sadece, Atlas Bey ile konuşmaya ihtiyacı var."

"Başka terapi olacak mı?"

"Evet." diyerek kafasını salladı kadın. "Bir de Atlas Bey ile konuşsun, ondan sonra bir terapi daha yapıp duygu durumunu incelemek istiyorum."

"O zaman ben size haber veririm."

Kadın gülümseyerek kafasını salladı. "Sizden haber bekliyor olacağım, iyi günler."

Vuslat kadına kapıya kadar eşlik ettikten sonra adımlarını Asya'nın odasına çevirecekti fakat Alparslan Bey'i gördüğü anda onun yanına gitti. "Atlas nerede?"

"Yukarıda." dedi adam. "Atlas Bey'in biraz travmatik geçmişi var. Epey de dolmuş. Galiba biraz seansa ihtiyacı var. Henüz sadece bir kısmını anlatmasına rağmen anlatırken yıkıldı. Her ne kadar geçmişini atlatmış gibi dursa da anıları taze bir şekilde gözlerinin önünde canlanıyor. Daha anlatmadan gözleri doldu ve en kötü kısım ise gözyaşlarını saklamaya, sanki canı yanmıyormuş gibi davranıyor."

vuslat , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin