2. Haftanın Sonu
Atlas gözlerini kısarak karşısında sessiz sedasız yemek yiyen adama baktı. Sabahtan beri çıt çıkmıyordu dudaklarından. Çok fazla konuşmamıştı, genellikle odasında işlerini halletmişti.
"Vuslat." diyerek uzandı ve onun sol elini tuttu. "Bir sıkıntın mı var senin?"
Vuslat açık mavi gözlerini Atlas'ın koyu mavi gözlerine çevirdi. "Aslında sana bir şey sormamın zamanı geldi."
"Elbette."
"Biliyorsun, bugün iki hafta doldu." diyerek konuya girdi Vuslat. "İki hafta deneme süreci vermiştim. Eğer devam etmek istersen bundan sonra oyunun adını ağzımıza almayacağız. Her şey gerçekmiş gibi yapacağız dokuz ay boyunca -"
"Devam etmek isteyip istemediğimi mi soruyorsun?"
Vuslat usulca kafasını salladı. "Evet."
"İki haftadır her gün bunu düşünüyorum." dedi Atlas suyundan bir yudum içerken. "Ve ben devam etmek istiyorum Vuslat. Evet, bundan sonra daha gerçekçi olmamız gerekiyor. Bunu yapabileceğimizi düşünüyorum."
"Güzel." Vuslat kafasını salladı. "Bu şekilde düşünmene sevindim."
"Sabahtan beri bunun için mi sessizdin? Devam etmek istediğim belliydi oysaki."
"Biliyorsun, artık işler daha da ciddi bir hâle gelecek. Bu yüzden biraz gergindim."
Ne kadar itiraf etmese de Atlas da çok gergindi. İki hafta boyunca iyi idare ettiğini düşünüyordu ama bu Vuslat sayesindeydi. Ona çok saygılı yakalamıştı ve alışması için süre tanımıştı fakat bundan sonra artık her şey daha gerçekçi olmak zorundaydı.
Aşkını ona yansıtması gerekiyordu. Sevgisini ona hissettirmesi gerekiyordu.
Vuslat'ı inandırması gerekiyordu.
Ve en çok da kendisini.
Vuslat'ın yüzüne uzun uzun baktı. Saygılıydı, merhametliydi, zekiydi, yakışıklıydı, anlayışlıydı, zengindi.
Her insanın hayalî bunlar değil miydi?
Bu iki haftalık süreçte onu az çok tanımıştı hem. Çok zorlanacaklarını düşünmüyordu.
Özelikle Vuslat'ın.
Adam bu oyunu güzel oynuyordu. Öyle zamanlar geliyordu ki Atlas onun oyun için değil de gerçekten de kendisine aşık olduğunu düşünüyordu.
Ama bu sadece bir oyun diyerek aklındaki düşünceyi siliyordu hemen. Vuslat kendi kurduğu oyunda kendi kuralları ile oynuyor.
Suyundan bir yudum daha aldı. Masayı gereksiz yere geren bir sessizlik oluşmuştu.
"Üç gün sonra yılbaşı." dedi Vuslat sessizliği bozmak için. "Önceden de demiştim. Bir kutlama olacak. Gelmek ister misin?"
"Sen gidiyorsun, değil mi?"
"Evet." diyerek kafasını salladı Vuslat. "Yani, benim şirketimde yapılıyor kutlama. Gitmezsem ayıp olur gibi."
Atlas gülerek kafasını salladı. "Çok kalır mıyız?"
"Geçen gün teklif ettiğimde betin benzin atmıştı. Bir sebebi mi var?"
"Yılbaşı gecesinin bir anısı var." dedi Atlas midesi hafifçe bulanırken.
"Anlatmak ister misin?"
"İçki kullanmıyorum, biliyorsun." Vuslat kafasını salladığında Atlas devam etti. "İlk cinsel ilişkimi üniversite ikinci sınıfta yaşadım. 20 yaşındaydım o zaman. Yılbaşı gecesiydi. Okuldaki bazı arkadaşlar parti vermişlerdi ve beni de çağırmışlardı. İşte o zaman ilk içkimi içtim. Aslında pek sevmedim ama o ortam nasıl olur az çok bilirsin. Arkadaşlarım içtikçe ben de içtim. Partinin sonunda kafam yerinde değildi. Neler olduğunu bile bilmiyorum. Böyle parça parça hatılıyorum. Kızın birisi elimden tutmuştu ve üst kata çıkmıştık. Seviştiğimizi hatırlıyorum. Belki saatlerce. Sabah kalktığımda kız yoktu. Kafam çatlıyordu. Anılar kesik kesik vardı. O partiye gittiğim için çok kez pişman oldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vuslat , GAY
RomanceJigololuk yapan Atlas'a, iş adamı Vuslat Kozoğlu'ndan güzel bir teklif gelmişti. Tamamlandı → Bu iki erkeğin aşkını anlatan bir kitap. Eğer homofobikseniz lütfen içeriye girmeyin. Bu size hitap etmez. → Fazlaca yetişkin sahneler bulunmaktadır. 🎵ht...