Hazır olana kadar ┆8┆

11.1K 665 128
                                    

Atlas kahvaltı hazırlandığında bahçeye çıktı. Masaya göz atarken derin bir iç çekmeyi ihmal etmedi. Yumurta, dört beş çeşit peynir, avakado, salam, zeytinler... iki kişilik servis açılmıştı ama bu kurulan kahvaltı ile en az sekiz kişi doyardı.

"Neden oturmuyorsun?"

Arkadan Vuslat'ın sesi geldiğinde Atlas gerisine dönüp ona baktı. "Seni bekliyordum."

Vuslat onun için sandalyeyi geriye çektiğinde Atlas teşekkür ederek oturdu. Hemen ardından da Vuslat onun karşısındaki sandalyeye oturdu. "Başlayalım o zaman."

Atlas önündeki boş tabağına birkaç çeşit kahvaltılık koyduktan sonra yanındaki küçük mavi çaydanlıktan en başta Vuslat'a daha sonra kendisini çay koydu. "Evden mi çalışıyorsun yoksa şirkete gidiyor musun?"

Vuslat ağzına bir zeytin attıktan sonra çayından küçük bir yudum aldı. "Şirkette toplantı ya da çok önemli bir görüşme olursa gidiyorum. Onun dışında evden çalışırım."

"Yurt dışı seyahatlerin ne sıklıkta olur?"

Vuslat diliyle dudağını hafifçe nemlendirdi. "Eskiden çok fazla çıkardım ama artık o kadar çıkmıyorum. Eğer çıkacak olsam en az haftada bir kez çıkmam gerek." Çayından bir yudum daha aldı. "Pasaportun var değil mi?"

"Var." diyerek kafasını salladı Atlas. "Eğer yurt dışına çıkarsan ben de mi seninle geleceğim?"

"Eğer gelmek istersen neden olmasın? Hem kafan dağılır biraz o zamanlarda."

Bu Atlas'a mantıklı gelmişti fakat kardeşini tek başına bırakmak da istemiyordu. Herhangi bir durumda kardeşinin yanı başında olmak istiyordu.

Onun bakışlarından kafa karışıklığını anlayan Vuslat biraz öne doğru geldi. "Çok uzun sürmüyor. En fazla iki gün bir gece kalıyorum. Kardeşin o süre içinde güvenilir ellerde olacak. Bu konuda sana güvence verebilirim."

Atlas hafif bir gülümseme ile kafasını salladıktan sonra Vuslat'ın telefonu çalmaya başlamıştı. "Üzgünüm, buna bakmam lazım. Şirketten arıyorlar." diyerek elindeki çatalı bıraktı ve telefonunu eline aldı. "Efendim Burak?"

"Vuslat Bey, Derin Şirket ile olan toplantıyı bugüne alabilir miyiz? Şimdi Ziya Bey aradı ve rica etti."

"Pekala." diyerek Atlas'a kısa bir bakış attı Vuslat, sonrasında kolundaki saate çevirdi gözlerini. "Saat ikide yapalım toplantıyı."

"Hemen ileteceğim Vuslat Bey, iyi günler."

"Sağ ol Burak." Vuslat telefonunu kulağından çekip tekrardan Atlas'a baktı. "Sen de gelmek ister misin şirkete?"

"Ben mi?" diyerek kaldırdı kafasını Atlas.

Vuslat hafifçe güldü. "Sen."

"Bilmem." Atlas ensesini hafifçe kaşımaya başladı. "Ne yapabilirim ki şirkette?"

"Haklısın aslında." diyerek avakadodan aldı Vuslat. "Sıkılırsın. Evde kal, etrafı dolaş, iyice alış." Son bir tane daha zeytin aldıktan sonra kalktı ve yukarıdan Atlas'a baktı. "Bir şey olursa ara beni."

"Telefon numaran yok." diyerek kafasını biraz daha yukarıya kaldırıp Vuslat'a baktı.

"Ben seni çaldırırım." Vuslat kabanını giydikten sonra Atlas'ın yanına geldi ve dudaklarından öpmek için eğildi.

Fakat Atlas hızla yüzünü öne eğdi, kalbi çok hızlı çarpmaya başladı. Bu durum düşündüğünden çok daha zordu. Tüm zaman durmuş gibi hissetti. İlk güne gitti. Jigololuk yaptığını bilmeden jigolo olduğu güne.

vuslat , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin