22

42 10 2
                                    

Saat neredeyse gece yarısına ulaşıyorken telefonuna gelen çağrı ile okuduğu kitabı kenara koyarak telefonu eline aldı genç adam. Arayanı görünce yüzünde oluşan gülümsemeyle telefonu kapatıp dış kapıya ulaştı. Dağılmış sarı saçlarına elleriyle şekil verdikten sonra sessiz olmaya çalışarak kapıyı araladı. Bal rengi gözlerini karşılayan siyah parlak gözlerle en başından beri yüzünde tuttuğu gülümsemeyi büyüttü. Daha fazla kapıda dikilmemek için kenara çekilerek içeri geçmesi için yer verdi. Kıvırcık olan yavaş hareketlerle içeri girdiğinde kapıyı iterek boynuna sarıldı Atsumu.

Sanırım utanma duygusunu tekrar kaybetmişti çünkü normalde olsa asla yapmayacağı bir hareketti.

Kiyoomi de gülümseyerek sümbül kokulu çocuğun beline doladı tek kolunu. Kokusunu elinde olsa bir kavanoza sıkıştırıp yanında götürebilirdi. Aşırı hoşuna gidiyordu. Kokusu, kahkahası, bakışı, her şeyi. Atsumu'nun kendisi başlıca onu cezbediyordu.

Sarılma faslı Atsumu'nun kendini geri çekmesiyle sonlanmıştı. Fısıltıyla, "Osamu yeni uyudu, öbür odaya geçelim." diyerek Sakusa'nın boşta olan elini tuttu ve genç adamı oturma odasına götürdü. Kapıyı arkasından kapattıktan sonra odanın içinde kalan amerikan tarzı mutfağa yöneldi. "Kahve, çay?" diye sorduğunda ayakta dikilen siyah saçlı çocuk Atsumu'nun fark etmediği poşeti kolunu kaldırarak gösterdi. "Önce yemek yiyeceğiz."

"Doktorun dediğine göre iyileşme şansı hâlâ varmış. Kısa sürede bu kadar ilerlemesi ve üstüne ilaçları almaması işlerini zorlaştırabilirmiş ama atlatabileceğini düşünüyorlar. Uzun bir süreç olduğu içinde rehabilitasyon merkezi fikrini sundular." diyerek Sakusa'nın getirdiği noodledan bir lokma daha attı ağzına. Sakusa onaylayan mırıltılar çıkararak sordu. "Osamu'ya söyledin mi?" Atsumu kafasını sallayarak devam etti. "Söyledim. İkimizde orada kalması taraftarıyız. Benim sürekli okulda olmam gerekiyor. Bir de bazen iş bulup işe gidiyorum bu yüzden evde ikisi de yalnız kalıyor. Osamu'yu da biliyorsun. Bir gün bir şey olur ve ben evde olmazsam kendisini suçlar. En iyisinin doktor denetimi altında kalması olduğunda hemfikiriz yani." diyerek uzun soluklu konuşmasını bitirdi ve cam bardaktaki suyundan bir yudum aldı. Sakusa kafasını onaylar biçimde sallayarak sessizce "Anladım..." dedi.

Sarı saçlı daha fazla sıkmamak amaçlı bu konuşmayı sonlandırarek masadaki yemek artıklarını mutfağa doğru yol aldı. O ayaklanınca Kiyoomi de yardım amaçlı kalktı ve masadaki çöpleri toplayarak mutfağa götürdü. Tam o sırada Atsumu arkasını dönerek anlık gelen cesaretle "Bu gece burada kalmak ister misin?" diye sordu. Kiyoomi beklenmedik teklifle afallasa da kalmak istiyordu. Yine de yük olmaktan korktuğu için "Eve gitsem daha iyi olur sen de rahat uyursun." dedi. Genç adam gülümseyerek "Seninle daha rahat uyuyacağıma eminim. Hem saat de geç oldu. " diye karşı cevap verdi. Kiyoomi daha fazla itiraz etmeyerek kalmayı kabul etti. Nedendir bilinmez beraber film izlemeye karar verdiler. Sarı olan önce heyecanla evin uzun zamandır kullanılmayan misafir odasına giderek yeni çarşaflar serdi sonra ise ikisi de yatağa oturarak filmi izlemeye başladılar. Ancak uykusuzluğın esiri olan ikiliden biri çok geçmeden başını diğerinin omzuna yaslamıştı bile. Atsumu elindeki laptobu kapatarak kenardaki komidine koyduktan sonra kıvırcık saçlınının uyurkenki ifadesine gülümseyerek omzunu hareket ettirmeden yatakta biraz kaydı ve kollarını yanındaki sıcak adama sardı.

Atsumu, son olaylardan sonra rahat hissetmeye başlamıştı. Nedenini bilmediği bir şekilde daha birkaç gün öncesine kadar evi kaplayan o siyah dumanlı havanın bir güç tarafından yok edildiğini hissediyordu. Eskisi gibi nefret etmiyordu evinden. Anlamlandıramadığı bir umut yeşermişti içinde ve tek bildiği bu umudun tohumunun Sakusa olduğuydu. Kalbinde bir şeyleri yerinden oynatıyordu ve bu Atsumu'nun hoşuna gidiyordu. Ancak böyle hissetmemesi gerektiğini düşünmeden de edemiyordu. Kardeşinin hâlâ tekerlekli sandalyeyle dolaşmasına annesinin depresyonla ağır bir savaş verir halde olmasına rağmen mutlu hissetmek suçluluk duygusunu fena halde tetikliyordu.

Yine de yanında o varken engel olamıyordu işte gülümsemesine.

Düşüncelerini susturarak gözlerini kapattığında huzurun her tarafına dolduğunu hissederek uyuyakaldı.

selam!!!!
naber???!!!

bolumu kontrol etmedim oyle atiom ama umrm sacma sapan seyler soylememsmdr. depo yapicakfim ama yazar yazmaz atma durtume engel olamadim👍🏻

su sira sok edici siklikta (2 bolumdur. yine de sok edici.) bolum atiyorum sanirim bi ust surume guncellendim???

FİNALE YAKLASİYORUZ O KADAR MUTLUYUM Kİ (daha ne yazicgmi bilmyrm ama bitecek gibi artik yeterli bence)

nys
GORUSURUZ!!! ⭐

poem || sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin