Sisli bir sabahta formalı öğrenciler, ağaç dolu patika yolun sonundaki okula doğru ilerliyorlardı. Atsumu ve Bokuto'da bu öğrenciler arasındaydı.
"Dün evde değilmişsin?" Bokuto kulağına sonradan Osamu sayesinde ulaştırılan olayı duyunca endişeyle Atsumu'nun evine gelmişti. Ancak eve vardığında sadece Osamu ve Suna vardı evde. Zaten kaç gündür okula gelmeyen arkadaşının ona haber vermemesine bozulmuşken üstüne bunun sebebini öğrenmesiyle yutkanamamıştı neredeyse.
Atsumu ve Osamu'nun geçirdiği kazayı ve sonucunda babalarını kaybettiklerini biliyordu. Ondan sonrası onda tek tük vardı. Atsumu fena bir halde içe kapanmıştı, eskisi gibi değildi ama olmaya çalışıyordu.
Ve şu sıra bunu başarıyor gibiydi Bokuto'ya göre. Annesinin birkaç gün önce giriştiği olaydan sonra Atsumu'yu yürüyen bir enkaz halinde bulacağını düşünmüştü. Evde olmadığını öğrenince ilk başta içine bir kurt düşmüş ancak Osamu'nun yanında 'Sakusa' diye biri olduğundan bahsetmesiyle içi rahatlamıştı. Sakusa'yı okuldan az çok tanıyordu, birkaç kere de Atsumu'yla birlikte görmüştü ama bu kadar yakın olduklarını bilmiyordu.
"Bir arkadaşımlaydım, dışarı çıktık." dedi gamzeli bir tebessümle Atsumu. Bokuto kafasını aşağı yukarı salladı. Keşke beraber de çıksalardı, arkadaşını çok özlüyordu ve ister istemez Sakusa'yı kıskanmıştı. "Kimmişkine o arkadaşın?" dedi tatlı bir triple. Atsumu, Bokuto'nun bu haline kısık sesli bir kahkaha bıraktı. "Bana kıskandım deme Bokuto?" diye sordu keyifle. Bokuto da keyiflense de belli etmeyerek "Tamam demem." dedi üzgün tutmaya çalıştığı ses tonuyla. "Tamam söz bu haftasonu seninle de çıkarız." Bokuto aylar sonra ilk defa birlikte dışarı çıkmanın heyecanıyla konuşmaya devam ederken Atsumu da onu dinliyor, arada cevap verip konulmaya katılıyordu.
Bu sıradaysa Sakusa çoktan okula gelmişti. Cam kenarının ortalarındaki sırasına kurulmuş, kulağında kulaklığıyla siyah kapaklı şiir defterine bir şeyler karalıyor, arada da camdan dışarıya bakarak gelen geçeni seyrediyordu. Gözleri çok oyalanmadan Atsumu'yu bulmuştu. Bir süre onu izledikten sonra gözlerini tekrar defterine çevirdi. Yanına gitmek istiyordu ama dersin başlamasına az kalmıştı. İç çekerek kafasını içeri giren öğretmene çevirdi ve olabildiğince kafasını toplayarak dersi dinlemeye koyuldu.
✩
Sınıftan çıkan hocayla birlikte Sakusa, sırasının altına özenle koyduğu ceketi alarak ayaklandı. Kapıya doğru ilerlerken kapıda beliren tanıdık simayla durakladı. "Günaydın!" dedi Miya neşeli bir sesle. Kıvırcık oğlan da cevaben kısık sesle "Günaydın." dedikten sonra ikili sanki anlaşmış gibi sınıftan dışarı çıkarak bahçeye doğru ilerlemeye başladı. "Ceketini getirdim." dedi Sakusa konuya bir an önce girmek ve kurtulmak istiyordu. Atsumu, uzatılan ceketi alarak bir şeyler mırıldansa da Sakusa kafasında toparlamaya çalıştığı cümlelerle meşguldü.
"Sen beni dinliyor musun?" Ona yöneltilen soruyla Sakusa irkilerek yanındaki çocuğa döndü. "Dalmışım kusura bakma." dedi gülümseyerek. Tam o sırada zilin çalmasıyla da bir şeyler yarım kalmıştı yine. İkisi de tekrar okula doğru dönerken Sakusa aniden verdiği kararla Atsumu'nun elini tutmuş ve okulun arka bahçesine döndürmüştü yollarını. Arkadan afallamış bir halde ne olduğunu soran Atsumu'ya cevap vermeyerek sıkıca sarmaladığı elleri peşinden gelecek şekilde çekiyordu sadece. En sonunda arka bahçeye geldiklerinde çoğu öğrencinin bildiği ama okulun nedense hâlâ kapattırmadığı küçük paslanmış demir kapıdan çıktılar ikisi de.
"Omi, ne oluyor? Ders başladı yok yazılacağız!"
"Bir şey olmaz." Sakin tonlamaya özen gösterdiği sesinin aksine kalbi göğüe kafesini zorlayacak kadar atıyordu.
"Nereye gidiyoruz?"
"Parka."
⋆✮⋆
mrb cocuklsf
bu bolum her sey hallolckti ama assssssla guzel ve duzgun yazamafgm icin ve kitaba az da olsa birszck emek verdgm icin daha guzel bi bolumde birlkte olmayi hak ettiklerni dusundmallwhm yks yuzunden beynim cok bozuk mezun senem diye sanirim garip garip hallerdeym o yuzden birazcik daha bekleyeblrsnz (eminim kahroldunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
poem || sakuatsu
FanfictionArkadaşını beklerken panolara bakmaya karar verdi Atsumu. Her zaman birçok yazı ve resimle dolu olmasına rağmen hiç kimsenin bakmamasını üzücü bulsa da rast gelmedikçe o da bakmazdı. Tarihi resimlerin asılı olduğu panoyu kısaca inceledikten sonra ya...