Oy verdiyseniz keyifle okuyun 🧚🧚
...
Biriyle bir hikayen olacaksa onu görünce tanırmışsın derler ya ben bugün annemin söylemesi üzerine bunu yaşadığım için mi bilmiyorum ama bugün başlayan bu hikâyenin böylece bitmeyeceğini hissediyordum.
Omuzlarıma bıraktığı onun kokusu sinmiş olan o cekete sarılıp önümü kapatarak ona doğru döndüm. Mahcubiyetle ''Ben hem çok özür dilerim hem de çok teşekkür ederim.'' Dedim. Sesim içime kaçmıştı resmen. Bir yandan titriyor, bir yandan üzerim açılmasın diye sıkı sıkı ceketin önünü tutuyordum.
Bu halimi fark edip daha fazla beni mahcup etmemek adına ''Boş ver.'' Dedi gerçekten bir önemi yokmuş gibi. "İyi misin şimdi?"
Başımı olumlu anlamda sallarken tutulmuş gibi gözlerimi üzerinden alamıyordum. ''Ben iyiyim ama...'' dedim bakışlarım onun üzerine kayarken. Benden çok da bir farkı yok gibiydi. Bir anda düşmem sonucu hem kendimi hem onu sırılsıklam hale getirmiştim. ''Senin gömleğin." Dedim bakışlarımla onu işaret ederek. ''Seni de ıslattım. Ben gerçekten çok özür dilerim.'' Daha kaç kere özür dilerdim bilmiyorum ama muhtemelen bu olay gidene kadar sürerdi.
Yüzüm de epey asılınca bana yardım ettiği yetmiyormuş gibi bir de beni bir şey olmadığına inandırmaya çalıştı.
"Şeker değilim ya." Dediğinde o an salaklığım bir kez daha baş gösterdi ve ''Ha.'' Dercesine ağzım aralandığında hafif bir tebessümle muhtemelen salaklığıma güldü.
''Erimem diyorum, merak etme. Alt tarafı ufak bir kaza. Sen iyiysen sorun yok.''
Ufacık, kısa bir an süren o tebessümü yavaşça yüzünden silinirken bir cevap bekler gibi bana baktı ve ''İyiyim.'' Dedim tekrar.
''Tamam o zaman.'' Dedi bir iki adım gerileyerek. ''Dikkat et kendine.'' Küçük bir baş selamıyla geri çekildiğinde ben hiçbir şey demeden arkasını dönüp yürümeye başladı. Ağzımı açtım kelimeler çıkmadı kapadım. Ne diyecektim? Ne diye seslenecektim ki? Üzerimde onun ceketiyle öylece gidişini izlerken ''Leyla.'' Diye önüme geçen Merve'nin gözlerinin ne denli ferfercirlikte döndüğünü görebiliyordum. ''Bir şey var Leyla.'' Ben onun ceketine sarılmış kaçmaya çalışırken o önümde bitiyordu. ''Bir şey var sende ve bana söylemiyorsun.''
Derince bir nefes alıp ''Ay Merve.'' Dedim bıkkınla. Titriyor oluşumu buz gibi suya bağlıyordum. Titredikçe ceketine daha çok sarılıyordum. ''Ne olabilir. Buz gibi suyla ıslandım. Daha ne olabilir?'' Tekrar yürümeye başladığımda Akın'ın gittiği yola baktım ve kaybolduğunu fark ettim. Sonra da üzerimdeki ceketle birlikte arkamı dönüp Merve'yi bıraktığım yerde bana bakarak buldum. Yüzümde garip bir ifadeyle ''Merve.'' Dedim. Omuzlarımı oynatıp üzerimdeki ceketi belirginleştirdim. ''Bu bende kaldı ama ben bu adama nasıl ulaşacağım?''
Dudak büktü gülerek. Kara kara kısa bir an düşündüğümde ''Umut'a söyle de Akın'ı görürse bana ulaşmasını söyle olur mu?'' diye bir seçenek sundum. Ben onu nasıl, nerede bulurdum bilmiyorum ama o bir şekilde ulaşırdı sanırım bana. Evine gitmeyi doğru bulmadım. Mahallede kendim görüşmek de doğru gelmedi. Bir şekilde bana ulaşırsa ortak bir yer belirleyip ceketi verebiliriz diye düşündüm. Umut Merve'nin küçük kardeşiydi. Her gün mahalleyi on kez turladığından onun için hiç zor olmazdı.
''Olur.'' Dedi Merve başını sallayarak. ''Hadi git sen, üşütme.''
Dediği gibi yaptım ve olabildiğince hızlı adımlarla eve doğru koştum. Basamakların her birinde ayaklarım titreyip duruyordu. Adamın ceketi de sırılsıklam olmuştu benim yüzümden. Gömleği de cabası... Titreyen ellerimle zar zor kapıyı açtığımda annemi kapı girişinde buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elzem: Leyla Gecesi
Romance"Leyla!" Günlerin yer değiştirdiği o saatlerde, gecenin en karasında, bir ruhun kilitli kalmış sokaklarındaydık. "Burada ne arıyorsun?" Başkası için kül olan bir yüreğin yeniden yanacağını düşünmezdim ona kadar. Sigaranın külünün düştüğü zeminde a...