Elimdeki taslak bölümler bu bölümle birlikte bitti. Kalanını sıfırdan yazacağım.
Oy verdiyseniz keyifle okuyun ❤️
....
Bir anda uykudan uyandırılmayla birlikte çarpan kalbimin sesini Akın'ın sesi bastırdı. "Ablam mı doğuruyor?" Diye sordu Akın tekrar onaylatmak adına. Sanki ben doğuruyormuşum gibi bir panik haliyle yataktan fırladım. Üzerime giymek için bir şeyler bakarken Ezgi'nin sesi öylesine heyecanlı geliyordu ki.
''Evet. Doğuyormuş sonunda bizimki. Hakan eniştem aradı.'' Dedi kelimeleri bile heyecandan yuta yuta. ''Annem abine haber ver dedi. Hazırlanıyor o da.'' Akşamüzeri ettikleri kavgayı bile arka plana atacak kadar teyzelik heyecanı sarmıştı.
"Tamam in sen aşağıya ben de üzerime bir şeyler alıp geliyorum.''
''Tamam tamam.'' Dedi merdivenden koşturma sesleri tüm apartmanı inletecek haldeyken. Birkaç saniye sonra alt kattan gelen kapı çarpma sesi Ezgi'nin eve girdiğini gösteriyordu. Ben yatağın kenarında dolaba öyle alık alık bakarken Akın girdi odaya. Akın ile birlikte aynı anda yatakta doğrularak sanki az önceki konuşmaları duymamışım gibi "ne oldu?" Diye sordum.
Yerde atılı olan gömleği üzerine geçirdikten sonra düğmelerini hızlıca iliklemeye başladı. "Ablamın doğumu başlamış güzelim."
O giyinirken ben de dolaptan bir şeyler seçmeye başladım hızlıca. ''Gidelim o zaman hemen.''
"Çıkma istersen sen evden." Dedi tereddütlü bir tınıyla. "Daha yeni ya. Ağrın falan olur ne bileyim. Ayakta beklemek zorunda kalırız oralarda. Yat dinlen sen."
O bunları bana bakıp söylerken ben onunla göz teması kurmamış çoktan dolaptan kendime bir kot ve tişört çıkarmıştım.
"Olur mu öyle şey! Ben de geleceğim. İyiyim hem ben."
Kasıklarımda hissettiğim o ince sızı dışında hissettiğim bir şey yoktu. Üzerimdekileri çıkarıp yatağın üzerine koyduktan sonra Akın'ın çıkardıklarını da yatağın üzerine düzenli bir halde bırakmıştım. Şu an bu yaptığımın çok saçma bir iş olduğunu ama alışkanlıkların da öyle kolay gitmediğini idrak etmiş oldum. Annemin bana kattığı ve benim en aceleci anlarımda bile vazgeçemediğim o alışkanlıklar...
Akın son kez üzerini değiştirirken "Emin misin gelmekte?" Diye sordu tekrar.
Başımı salladım ve tişörtümü düzelttim.
"İyi madem gidelim.'' Deyince ben önde o hemen bir adım arkamda odadan çıkmıştık ki ''Böyle olmaz." Diyerek kolumdan tutup beni çekmesiyle peşinde sürüklendim. Ne yaptığını anlayamamıştım. Banyoya gittiğimizde dolaptan çıkardığı kurutma makinesini prize taktı ve beni önüne alarak makineyi çalıştırdı. O an yüzüme oturan gülümsemede onun ince düşüncesine karşı olan hayranlığım gizliydi. Aynadan onu gözümü bile alamadan izliyordum. Bir yandan fön makinesinin esintisiyle saçlarımı karıştırıyor bir yandan aynadan beni izliyordu ve yüzündeki o geceyi ısıtacak gülümsemede ben mayışıyordum. Tam şu an bu yorgunlukta, bu sesle, bu dokunuşla ne güzel uyurdum.
''Kurudu.'' Dedim gülümseyerek ama kaşlarını olumsuz anlamda kaldırırken parmakları saç diplerimde biraz daha dolandı.
''Nemli.'' Dedi tek düze bir sesle. ''Hasta olmanı istemiyorum. İyice kurusun."
Başımı geri doğru atarak göğsüne yasladım. O da beni göğsüne sakladı sanki. Kolları arasında elleri önümdeki kaküllerimi kuruttuktan sonra makineyi kapattı ve başını eğerek saçlarımın bitimine bir öpücük bıraktı. ''Çıkabiliriz şimdi.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elzem: Leyla Gecesi
Romance"Leyla!" Günlerin yer değiştirdiği o saatlerde, gecenin en karasında, bir ruhun kilitli kalmış sokaklarındaydık. "Burada ne arıyorsun?" Başkası için kül olan bir yüreğin yeniden yanacağını düşünmezdim ona kadar. Sigaranın külünün düştüğü zeminde a...