Oy verdiysek keyifle okuyun ♥️
...
Ben Akın'a kadar böylesi kuvvetli hislerin olduğunu bilmezdim. Bir insanın ağzından çıkan her bir sözün kalbe ilmek ilmek işlediğini söyleseler sadece hayal ederdim. Şimdi ise o hayallerin gerçeğini bin kat daha beter hisseder haldeydim. Sözleri bir inadından vazgeçirecek kadar bıçak gibiydi. Öyle keskin, öyle inançlı. Aklımı kaybederken, yüreğimin hare hare yandığını hissettim. İlk defa biri konuşurken mantığım tamamen devre dışı kalıyordu ve bu beni korkutuyordu. Kalbimin bilmediğim yönüyle hareket etmeye başlamıştım. Tek bir adam canımı deli gibi acıtırken yine kendisi o acıyı dindirebiliyordu. Ben ki aşkı dinlediğim, izlediğim, okuduğum kitaplarda sorgularken şimdi sorguladığım o durumun içinde dibe kadar batmıştım. Ben kör kütük aşık olmuştum. Siyah gözleri benimkilere uzunca takılı kaldığında uzak durduğum adama tekrar deli gibi bağlandığımı hissettim.
''Leyla...'' dedi içi gider gibi. Yakınlığımızın getirisi bir fısıltı kalbimde çığ gibi büyümüştü. Dudaklarım aralanıp ''Hı.'' Diye bir ses çıktığında bir itiraf döküldü dudaklarından.
"Biraz daha böyle güzel bakarsan seninle burada bir ömür boyu kalabilecek gibi hissediyorum."
Ona bu kadar yakın olmanın etkisiyle zar zor yutkundum. Bakışlarımdaki duygu değişimini hissettiğine o kadar emindim ki. İtiraflarının ve onu özlemenin getirdiği o his benim de dilime vurduğunda bu ona karşı örülen duvarların çatırdamasına sebep oldu. Kokusu içime buram buram dolarken ona karşı koymak mümkün değildi.
''Benim gidemeyişim gibi mi?''
Onun itirafı benim içime benim itirafım onun yüzüne bir gülümseme olarak oturmuştu. Beni bırakmak yerine biraz daha sokularak nefesini tenimde gezdirdi. "gitme o zaman Leyla." Dedi yakarır gibi. ''Gitmen için hiçbir sebep yok yemin ederim.''
Geçen her bir dakika bizi birbirimize biraz daha yaklaştırıyordu. Ateş ve barutun yan yana duramayacağının kanıtı gibi o bana yaklaştıkça ben yatağımda ona doğru kayıyor gibi hissediyordum. Elleri saçlarımın arasında geziyor, parmak uçları beni kıvama getirircesine kendine mıhlıyordu. Ona itiraf edemesem de içimin öylesine dolup taştığına an be an şahitlik ediyordum. Aldığım derince soluklar bile göğsümün onun göğsüne çarpmasına sebep oluyordu. Derin, içli ve titrek bir nefes dolarken ciğerlerime birinin geri çekilmesi gerektiğini düşündüğüm o noktada "Akın." Diyerek geri kaçtım. Başımı soluklanma telaşıyla yukarı doğru kaldırdığımda burnumun direğini sızlatan kokusundan kaçmak mümkün değildi. Buna rağmen aramıza mesafe koymayı başarabilmiştim. Benim başımı kaldırmamla birlikte o da geri çekilmek durumunda kaldı.
Derin ve çaresizlik kokan nefesiyle ayaklandığında onun için ayrılmış tekli koltuğa otururken dirseğini kolçağa dayadı ve bakışlarını üzerime sabitledi. İki parmağı şakaklarına mıhlanmış, yüzündeki ciddiyetin hâkim olduğu bakışlarıyla gözünü bile kırpmadan bana bakıyordu. İnsan âşık olduğunda mı karşısındaki her haliyle içine oturuyordu bilmiyorum ama Akın'ın tavrı, yakışıklılığı, bakışı, oturuşu ve nicesi benim göğsümde büyüyüp duruyordu.
Yayıldığım yatakta biraz daha doğrularak derince bir nefes alarak ona doğru baktım.
''Boşuna kaçıyorsun biliyorsun değil mi?'' diye sordu o ciddiyetin yakıştığı ifadesiyle. ''Sadece bize eziyet ediyorsun.''
Derin bir nefes aldım ve kendime bile sormakta zorlandığım o soruyu ona sordum.
''Sen olsan ne yapardın? Ne hissedersin Akın.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elzem: Leyla Gecesi
Romance"Leyla!" Günlerin yer değiştirdiği o saatlerde, gecenin en karasında, bir ruhun kilitli kalmış sokaklarındaydık. "Burada ne arıyorsun?" Başkası için kül olan bir yüreğin yeniden yanacağını düşünmezdim ona kadar. Sigaranın külünün düştüğü zeminde a...