Oy verdiyseniz keyifle okuyun ♥️
...Bazı gerçekler bazı insanların görmediğimiz hallerini en çıplak haliyle gözler önüne seriyordu. Akın'ın çatılı kaşlarının arasında Samet'in kazılı mezarını görmem gibi. Panik halim dilime bir kilit vururken Akın'ın bakışları da bana değil Merve'ye doğru kaymıştı. Bize doğru ufak adımlarla gelirken ''Ne dedin sen?'' diye sordu.
Bazı sorular cevabını bilip onaylatmak adına sorulur. Bu soru da o sorulardan biriydi.
"Yani ben şey..." dedi Merve ne diyeceğini bilemeyerek. Kaçmak için bakışları bana döndü lakin bende de ona verebilecek bir cevap yoktu.
Akın'ın sorusu ise oldukça netti. "Samet mi yaptı dedin sen az önce?"
Sorunun asıl muhatabı ben olduğumdan Merve'nin de üzerinden o yükü kaldırmak için ''Evet.'' Dedim. Anında bakışlarının odağı da ben oldum. Biçimli kaşları şaşkınlıkla havalanırken eliyle şakaklarına dokundu. Kendini zapt etme, Ezgi'nin az önce sebep olduğu kriz ve üzerine bunun binmesi onun için bir hayli ağırdı. Derinden verdiği nefesteki yorgunluğu sezebildim. Merve'ye doğru attığı kısa bakışla bizi yalnız bırakmasını istemişti sanırım ki Merve kafa sallayıp bana bakarak yanımızdan uzaklaştı. Arkasından bakarken eve girdiğini görünce karşımda ki adama döndüm. Alt dudağını dişlerinin arasını almış bana doğru bakıyordu. Yine bir tartışmanın ortasına gireceğimizi hissediyordum. Neden ona söylemediğimle ilgili kafamda vereceğim cevapları hazırlamaya başlamıştım ki Akın beklemediğim bir tepki verdi.
''Neden bana söylemedin demeyeceğim.'' Dedi. Hararetli bir tartışmanın içine dalacağımızı düşünmek utanmama sebep olurken ondaki sakinlikle kelimeler boğazıma dizildi.
Bir eli usulca çenemden kavrayıp tereddüt dolu bakışlarımı dikleştirmek istercesine kendine doğru kaldırdı.
"Demeyeceğim çünkü senin bunu bana söylemeyeceğini tahmin edip benim kendim önlem almam gerekiyordu. Daha dikkatli olmalıydım."
Eli usulca çenemden inerken içli ve uzun bir soluk verdi. "Neden peki Leyla?'' diye sordu. ''Sana demiştim kendi başına halledemezsin diye."
Omuzlarım sıkıntılı bir nefesle yukarı doğru kalktı ve geri düştü. "Akın çünkü." Dedim çaresizlikle. "Olayların bu kadar büyümesi beni korkutuyor. Samet durmayacak. Sana bir zarar verebilecek olması beni korkutuyor, anlıyor musun? Konu ben değilim. Konu sensin. Siz sürekli birbirinize karşılık verdikçe bu konu kapanmayacak. Sana bir şey olması halinde ben kendime bunu nasıl izah ederim, bunun yüküyle nasıl yaşarım."
"Bana yapmıyor işte sorun orada." Dedi az önceki sakinliğinden ziyade daha sinirli bir şekilde. Öfkesinin asıl kaynağı ise Samet'ti. "Bana yapamadığı için sana yapıyor. Bile bile daha çok kışkırtmak istiyor beni. Başarıyor da."
Kısa bir sürede Akın'ın zayıf noktası olduğumu hissediyordum. Beni ürkütmemek için kendi öfkesini bile zapt etmeye çalışması, üzerime titremesi ve benim için böylesine endişelenmesi bunu hissettiriyordu.
Yine de yer yer engel olamadığı o ses dalgalanmalarının arasında başka noktaya kayan bakışlarıyla "annen bize bakıyor." Dedi. ''Eve geç istersen. Konu daha çok dallanıp budaklanmasın.''
Arkamı dönerek kısa bir an annemi kontrol ettiğimde açık seçik bize doğru bakmasa da odağının bizde olduğunun farkındaydım. Muhtemelen seslerden dolayı içeriden çıkmıştı ve Akın haklıydı. Daha fazla dallanıp budaklanması pek de iyi olmazdı.
"Akın." Dedim sıkıntılı bir şekilde. ''Sen de gelsene.''
Ne Akın'ı bırakabiliyordum burada ne de kendim gidebiliyordum. Normalde asla reddetmeyeceğini düşündüğüm o teklifi bir saniye olsun düşünmedi. "Sen geç eve Leyla, benim biraz işlerim var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elzem: Leyla Gecesi
Storie d'amore"Leyla!" Günlerin yer değiştirdiği o saatlerde, gecenin en karasında, bir ruhun kilitli kalmış sokaklarındaydık. "Burada ne arıyorsun?" Başkası için kül olan bir yüreğin yeniden yanacağını düşünmezdim ona kadar. Sigaranın külünün düştüğü zeminde a...