"İnsan keder ve sevinç zamanlarında yüreginin katlanabileceğinden fazlasını başka bir yürekle paylaşmak ister..."
Avşin 'in ölümüyle derin bir yasa boğulan Cihan her sabah onun mezarına gidiyordu. Ve bir gün O... dünyadaki bütün saflığın doğallığın onda olduğu
heyecanına yenik düşüren kız...orada tüm masumluğuyla ve sanki ormanın bütün güzelliklerinin bir arada toplandığı kızarmış yeşil gözleriyle yanından geçerken görmüştü Asmin'i.Cihan...yüreğinde öylesine bir keder vardı ki, kederi Asmin 'i görünce gitmişti sanki.Yüreğinin yangınına su serpmişti genç kız, oraya gidiş
amacı değişmişti sırf onu daha çok görebilmek için saatlerce girişinde bekliyordu.Gittiği yerlere gidiyordu sırf onu daha çok görebilmek icin, gerçi pekte bir yere gittiği söylenmezdi genç kızın, onun yaşıtları her yere giderlerdi, Asmin ise ev annesinin mezarı ve her zaman gittiği tepeden baska hiçbir yere gitmezdi. Aslında babası istemezdi bir yere çıkmasını onu sanki o evle bütünleşmiş gibi görüyordu Seyit bey, bir evladın nefes alması bir babaya batarmıydı ?Asmin 'in her şeyi babasının gözüne geliyordu. Annesinin olmamasıyla babasının ona karşı bu nefreti genç kızı daha çok kamburlaştırıyordı, bir çıkış yolu arıyordu onun kamburunu azaltacak bir çıkış...Yine kendini genç kızın yanında bulmustu, her geçen gün ayakları onu Asmin'e getiriyordu. Asmin artık bu durum karşısında ne yapacağını bilmiyordu, bu adam her yerde karşısına çıkıyordu ne zaman dışarıya çıksa genç adam onun dibinde bitiyordu. Yine...yine yanındaydı işte bu adam aklı gibi, kalbinide karıştırmıştı.İlk zamanlar fark etmemişti ama şimdi onu fark etmemek imkansızdı.Gerçi Cihan'ı tanımayan yoktu o Urfa'nın büyük aşiretlerinin oğullarıydı, Avşin ölmeden önce
dillere düsen sevdasıyla herkes tarafından biliniyordu. Karısı ölünce nasıl kahrolduğunu kendine gelemediğini hep duymuştu Asmin."Ya bak lütfen...lütfen bırak peşimi,ne zaman kafamı çevirsem sen varsın. Ne istiyorsun benden?" Genç kız şirin bir kızgınlıkla sormuştu Cihan ağaya, eğer gönül eğlendirecekse hiç doğru kişinin peşinde değildi o vakit çünkü Asmin'in bu
işlerle işi yoktu. Birisi olacaksada o adam onun kocası olmalıydı, hep bu düşünceyle yaşamıştı."Asmin, bu soruyu sormaktan bıkmadınmı?Seni bırakmayacam, kafanı ne cevirsen ben hep orada olacam.Sana karşı hislerim gerçek bunu neden hala anlamak istemiyorsun? " Pişkin bir gülümsemeyle göz kırptı karşısındaki tatlı kız'a.
"Bıkmadım! " Sert sesiyle devam etti cümlesine. Kafasını olumsuz bir şekilde sallayarak.
"Ben olamam seninle...Yok olmaz olamaz, sen değilmiydin çok büyük bir sevda yaşayan?Bütün Urfa biliyorken böylesine bir sevda yaşadığınızı, ben böyle birşeyi biliyorken,kabul edemem seni. Böyle peşimde dolaşmaya devam edersen bıkmayacamda..."" Kim derse desin, kimse umrumda değil .Ben biliyorum sana olan hislerimi yetmezmi? Evet onu çok seviyordum doğru ama o öldü Asmin. Bırak milletin ne dediğini önümüze bakalım." Dedi genç adam yalvarır bir şekilde. Vazgeçmek istemiyordu icindeki acıyı tek bakışıyla almışken bırakamazdı onu.
"Hayır...İstemiyorum.Ben yapamam özür dilerim."
"Asmin, artık ne dersen de bırakmayacam seni, tutuldum ben sana. Sende beni sevene kadar bu devam edecek, bunu böyle bilesin." Cihan ağa çekici birgülümsemesiyle söyleyiverdi içindekileri. Avşin'in ölümünden yedi ay sonra bu kız çıkmıştı karşısına onu gördükten sonra sanki o içindeki acı sökülüp alınmıştı. Bu kız acısına merhem olduktan sonra kolay kolay bırakmaya niyeti yoktu.
"Hey Allahım ya, neden beni bir tane akıllı bulmaz neden?" Diye söylendi genç kız, bu adamın peşini bırakacağı yoktu en iyisi gözünü korkutmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAİL
Teen Fictionİki kadın ve adamın acı dolu yaşamlarının hikayesiydi. O Asmin Haznedar;Kollarında uyuduğu hiç gitmem diyen adamın gidişini izliyordu... O Avsin Bozoğlu ;Canımı verip ölsem'de bitmez bu aşk diyen adamın, kendisine olan aşkının bitişine şahit oluyord...