VIII.Bölüm

3.1K 240 119
                                    




       "Asla varamayacaksak devam etmenin     ne anlamı var..."



Unutamayacağı bir doğa olayıydı yüzü...Bulutlardan değil,kendiliğinden gölgelenen bir güneşti sanki.Ne denilirdi?Tutki onu herşeyden çok sevmişti.
Aslında bu bile sevgi sayılmaz;onun bir bıçak olması,
Kendisinin bu bıçakla içini deşip durmasıydı sevgi.Nasıl dayanılır?Onsuz yaşamaya nasıl dayanacaktı? İncecik bir oltaya takılmış gibi sızlıyor yüreği.Dayanılır gibi değil...Artık onun masalı yalnızlıktı biliyordu,hissediyordu Asmin...

Yüzüğü uzatan kadının elini tuttu genç adam,tepetaklak olmuş hayatlarını toparlamak için uğraşsada izin verilmiyordu buna.Ne yapacağını şaşırmıştı oda.

"Asmin...Yapma buralarda boşanmak nedir bilmiyormusun?"

Dedi Cihan cümlesini bastırarak.Genç kadın boşanmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu.Babasının evine geri dönerse Seyit beyin asla rahat durmayacağını biliyordu Asmin...Bekar bir genç kızken bile varlığı babasına batarken,boşanmış dul bir kadın olarak onun evine geri dönmenin ölüm olacağını biliyordu aslında.
Genç kadın bakışlarını bir yere odaklamış şekilde,dudaklarını birbirine bastırdı ve boğazında ki yumruyla konuşmaya çalıştı...

"Bilirim...Ne olacaksa olsun artık seninle evli kalmak istemiyorum Cihan ağa..." dedi acıyla.

Cihan, karısının bıkkınlıkla çıkan sözlerine kulak asmak istemedi...Boşanmak istemiyordu ondan.Kırmıştı onu biliyordu en başında ailesiyle onuda suçlamasından dolayı kızgındı kendisine...
Kırmızı yeşil gözleriyle yerde duran bakışlarını umursamadan yüzüne dokundu kendisine bakması için.Ardından sarıldı sıkıca.

"Yapma...Senin yerin benim yanım...Nasıl boşamamı istersin seni?Nasıl bırakayım seni he?"

Sarılmasına karşılık vermedi genç kadın,sadece konuştu.


"Bu kavga hep olacak Cihan...Biz artık mutlu olamayız...Artık biz diye bişey yok...Hala o kadına inanman ağrıma gidiyor...Bırak zorlama bitsin..."

Gözleri doldu genç adamın.Karısı neden böyle bişey atmıştı ortaya diye araştırdı.Aşiretlerle yüzleşti,Avşinin ailesiyle yüzleşti ama Hazar'ın dediği gibiydi herşey...Bu oyunu kendi ailesiyle Avşinin ailesi oynamıştı.Kan davalı iki aşiretin çoçukları olduğu için ayırmak için yapılmıştı.

Yüzünü avuçladı karısının,gözleri doldu.


"Seni bırakmak istemiyorum..."


"Git Cihan...Madem size bir oyun oynanılmış madem  sizi istemeyerek ayırmışlar tekrar kaldığınız yerden devam edin...Artık konuşacak birşey kalmadı..."


"Yapma...Konuşma böyle ne olur..."

Genç kadın burnunu çekti,sesi titreyerek tekrar araladı ağzını.Simsiyah olan gözlerine baktı kocasının,bir zamanlar mutluluk veren o gözler artık sadece acı veriyordu.


"Hiç karşılaşmamalıydık...Hiç evlenmemeliydik...Senin ona ait olduğunu bildiğim halde evet dememeliydim..." Hıçkırarak ağladı kadın acıyla,başka bir kadına ait olduğu her haliyle belliydi ama görmek istememişti...

Bazı incinmeler ne kadar istenirse unutulmaz...Kendisine inanmayıp Avşin'e inanmadı bile hala onun sevdiğini gösteriyordu...

"Seni kırdığım için özür dilerim Asmin...Bunları yaşadığın için üzgünüm..."


"Madem cehennemin dibine atacaktın...Niye çıkardın ki dipsiz kuyumdan...Bıraksaydın ben alışkındım..."

Cihan karısının söylediği sözlerle ciddiyetle konuştu.

ZAİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin