"Çok zor yürek yanarken, nasip deyip susmak."Bir yol düşüyorsun önce.Ama ne başındasın bu yolun ne de sonunda.Üstünde bile değilsin hatta ama içinden çıkamıyorsun.Bunu düzeltelim seni kaybedemem diyen birine ihtiyacı vardı ama olmadı.İlk zorlukta kolayca vazgeçti kendisinden.Hani derler ya Allah gönlümüzü nasibimizden başkasıyla yormasın,genç kadın yıllarca hep o nasibi beklemişti.Hayatına kimseyi almamıştı...Ama olmamıştı,yıllardır beklediğine değmemişti hiçbirşey.En güvendiği yerden başı eğik çıkmıştı...Kendisine tek iyi gelen kişiyi rahatsız ediyormuş gibi hissetmek o kadar zormuş ki...
Annesi küçükken şöyle demişti bir arkadaşına küçüktü Asmin ama o cümle hala aklındaydı;"Sana değer veren insan,kendini asla seni kaybedecek duruma sokmaz..."Aklının bir köşesine kazınmıştı bu cümle.Cihan değer verseydi kaybetmezdi kendisini...
Mardin'e gelmişlerdi abisi ve yengesiyle.Abisi birşey demesede babasının gazabından korumaya çalışıyordu bi süre biliyordu.Ne kadar kaçarlarsa kaçsınlar babası bırakmayacaktı yakasını,hayatı zehir edecekti tekrardan biliyordu.Kendisini artık geçmişti karnındaki masum canı korumak istiyordu...Asmin ile boşanmalarının ardından kafasını toparlayamayan adam soluğu hep Asminlerin evlerinin önünde buluyordu,ama onun odasının ışığı yanmıyordu kaç gündür.O ışık bile onun orada olmasını bildiği için içini ferahlatıyordu bi adım uzağında, oradaydı çünkü.Çok şeyler yaşanmıştı aralarında ona verdiği sözleri tutamamıştı.O kadar karışıktı ki herşey Avşinin yaşamasına bile sevinememişti...Bu hikaye de bir tek kendisi suçluydu iki kadınıda mutlu edememişti...Asmine verdiği sözleri tutamamıştı,Avşin'i koruyamamıştı.
Aradan geçen günler Cihan ile Asmin'i uzaklaştırmıştı iyicene.Avşin ailesinin yanına konağa dönmüştü.Cihanın karısı olacaktı yeniden biliyordu.En başından beri birbirlerine aittiler onlar zaten.Cihanın evlenmesi patlaklık vermişti kendisinde duyguları netletmişti bu canını acıtan olayla.Baran,abisinin Asmin'i Mardin'e götürdüğünü duymuştu.Hala gelmemişti Urfa'ya artık evli değildi ona kavuşmanın hayalini kuruyordu.Ne yapıp edip ikna edecekti onu karısı yapacaktı.Hamileydi düşmanının çocuğunu doğuracaktı,o bebek bile kabulüydü yeterki ona evet desindi.
Cihan,sabahın ilk ışıklarında büyük kapının tokmağını çaldı.Evde kimse olmadığından kapıyı Seyid bey açmıştı.
"Cihan ağa,ne işin vardır burada?" Dedi memnuniyetsiz bir şekilde.
"Asmin...Buradamıdır Seyid efendi?Onunla konuşmak istiyorum."
Yaşlı adam kibirli bir şekilde güldü.
"Ne konuşacaksın hala onunla?Zaten adımız çıkmış Urfa'da dahada rezilmi etmek istersiniz bizi?"
Cihan Asmin'in babasının ona kötü davrandığını bildiği için birşey yapmasından endişenmişti.Onu hiç buraya bırakmak istememişti,ama o inatla boşanmak istiyorum diye tutturmuştu.
"Bana bak Asmin nerede?Birşeymi yaptın kıza?"
"Gittiler onlar.Artık ona yapacağım hiçbirşey seni ilgilendirmez anladın Cihan ağa.Sen sevdalı karına dön hadi burayada bir daha gelmeyesin."
Kapıyı hızlıca adamın suratına kapatacakken,Cihan ayağını koydu kapıya.
"Onun kılına dahi zarar verirsen,seni Urfa meydanında sallandırırım Seyid efendi haberin ola!"Diye tısladı adamın gözlerinin içine bakarak,Asmine zarar verme düşüncesi bile gözlerinden ateş çıkmasına neden olmuştu.Resmi olarak boşanmış olsalar bile o hala onun karısıydı.Kim ne derse desindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAİL
Teen Fictionİki kadın ve adamın acı dolu yaşamlarının hikayesiydi. O Asmin Haznedar;Kollarında uyuduğu hiç gitmem diyen adamın gidişini izliyordu... O Avsin Bozoğlu ;Canımı verip ölsem'de bitmez bu aşk diyen adamın, kendisine olan aşkının bitişine şahit oluyord...