"Bozkırın iklimi böyledir.Aşkları naif ve güzel.Kavuşmaları ise çetin ve neredeyse imkansızdır..."
Bir hayalin hüznü vardı içinde.Çokmu zordu normal çiftler gibi bir evlilik sürseydiler?Yarı yolda bırakılmadan saf,temiz bir evlilik sürdürebilmek?Bir ömür boyu sevilmek?Olmamıştı karısının yaşadığını öğrendiği ilk fırsatta boşamıştı onu.
İzin vermeyecekti hayatına karışmasına saatler evvel eline o yüzüğü taktırırken nasıl devam ettiyse,önüne nasıl baktıysa yine öyle yapsındı.Kendisine karışmaya hakkı yoktu.Artık onun hiçbirşeyi değildi.Ayrılmışlardı,başkasıyla bir yola çıkmıştı..."Durdur arabayı inecem!"Dedi Asmin bağırarak.
Cihan yoldan gözlerini alarak kısa bir an Asmin'e baktı.
"Konuşacaz!" Diye sert bir şekilde bastırdı Cihan.
"Ben seninle hiç birşey konuşmam.Sen yoksun!Yoksun artık benim hayatımda!Bittin benim için!" Asmin sinirle içindekileri söylüyordu onu umursamayıp arabayı süren adama.
Cihan hiç birşey demedi sadece dişlerini gıcırdattı derin nefes alarak.Evlenmeden önceki her zaman buluştukları Halfeti tepesine götürdü genç kadını.
Durdurdu arabayı araziye uçurumun aşağısı Fırat nehrine bakıyordu Urfa'nın ışıkları,ve ay ışığı aydınlatıyordu tepeyi.
Cihan indi arabadan Asminin olduğu tarafa doğru ilerledi kapısını açtı.
Asmin öfkeyle ona bakıyordu açılan kapının ardında dikilen adama."İn hadi."
"İnmeyecem."Diye omuz silkti.
"Asmin hadi dedim!" Zor kullanmak istemiyordu ama illa inadı tutacaktı.
"Sana benim seninle konuşacak birşeyim yok dedim bende!"
Asmin onu iterek indi arabadan,arkasını dönüp ilerlemeye koyuldu.
Cihan yürüyen kadının arkasından gidip kolundan tuttu."Nereye gidiyorsun?Sana konuşacaz dedim!Gece gece ne işin vardı o itle!" Aklına geldikçe sinir kat sayıları artıyordu adamın.
Asmin küçümseyerek güldü kolunu tutmuş bağırarak konuşan adama.Hızla çekti kendisini geri.
"Sen!Elinde o yüzük varken bana bu soruyu nasıl sorarsın he?Bugün başkasıyla nişanlandın sen!"
Diye onun elindeki yüzüğü göstererek Cihan'ın bağırmalarına karşılık veriyordu genç kadın.Cihan olumsuz bir şekilde kafasını salladı iki yana.
"Hiç birşey göründüğü gibi değil..." Cılızlaştı kadının sözleri karşısında.
"Herşey tamda göründüğü gibi...Onun yaşadığını öğrendiğin anda beni boşamak için fırsat kolladın sen.En başından beri benimle evliyken bile onu düşünüyordun...Beni suçladın!Söylediğim hiç birşeye inanmadın.Gözlerimin önünde onu elinden tutup konağa getirdin,herkese meydan okudun onun için..." dedi acıyla genç kadın.Bunları söylerken gözlerinin dolmasına engel olamıyordu.Zaten gece boyunca ağladığı için yüzü ve gözleri kıpkırmızıydı.
"Ben boşanmak istemedim seninle!Sen direttin!"Dedi mahkeme günü aklına gelerek,
Ardından devam etti sözlerine,
"Özür dilerim...Ben ne düşüneceğimi bilemedim Asmin.Yemin ederim seni üzmek istemedim...Ya benim için kolaymı yaşananlar sanıyorsun?Neler oynanmış arkamdan ailem dediklerim neler yapmış..." Kendini inandırmak istercesine yalvarırcasına bakıyordu yeşil gözlü kadına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAİL
Teen Fictionİki kadın ve adamın acı dolu yaşamlarının hikayesiydi. O Asmin Haznedar;Kollarında uyuduğu hiç gitmem diyen adamın gidişini izliyordu... O Avsin Bozoğlu ;Canımı verip ölsem'de bitmez bu aşk diyen adamın, kendisine olan aşkının bitişine şahit oluyord...