"Öyle çok yanar ki canın, dünyadaki bütün suçları işlediğini sanırsın; Oysa sadece sevmişsindir..."Birinin yalan söylediğini hissetmek kadar hiçbir şey kötü hissettirmedi onu.İki şeyi unutmuyordu insan,bir sevdiğini.İki sevilmediğini...O içinde o olan herşeyi sevmişti ama karşısındaki kendisi hariç herşeyi sevmiş...Kensinin yanında olmak yerine karşısında yalan söyleyenlerin tarafında olmayı seçmişti.Onlara inanmayı seçmişti...
Artık birşeyler için çabalasada boştu,ayrılmak istemesede boştu...Çok kırmıştı kendisini.Bir şeyler için mücadele vermişti gururunu hiçe sayarak kendisini ispatlamaya çalışmıştı kocasına.O...Cihan gerçekten sevdiği kadının yanında saf tutarak bitirmişti evliliklerini...Aslında en başta sendemi bu oyunun içindesin diyerek bitirmişti ya.Belkide inanmak istemişti böyle olmasına.Çünkü o,Avşin...Baki olan aşk oydu hep onu sevmişti...Bütün Urfa'nın dilinde olan sevda kendisiyle evlendi diye bittiğini düşünmek kendisinin aptallığıydı.O kadar acınası haldeydi ki genç kadın...En olmadık yerde birde anne olacağını öğrenmişti.Cihan en başından bir çoçuk istemediğini zaten söylemişti,bilerek oyun çevirdiğini düşünüp hamile kaldığını düşünürdü bu bebeği ona söylerse.Çok yalnızdı...tek başına nasıl büyütürdü onu.Annesini sevmeyen bir baba...Başkasının aşkıyla harmanlanmış bir kalbi olan baba...
Cihan'ın katili olacağını nereden bilebilirdi ki?Ondan önce hep standart bir hayatı vardı...Ev ve mezarlık arasında mekik dokuduğu standart bir hayat...Şimdi yine aynı şeyler tekrarlanıyordu genç kadının hayatında.Babasının zulümlerine maruz kaldıktan sonra annesinin mezarına sığınıyordu,ondan güç almak istiyordu...
Kimsenin anlayamadığı gözyaşlarını annesinin kurumuş toprağına döküyordu genç kadın.
"Anne...Hiç gücüm kalmadı...Yapamıyorum...Bu yük bana çok ağır geliyor...Keşke yanımda olsan başımı omzuna yaslasam,bana biraz derman versen..."
Hıçkırarak hem toprağı okşuyordu,hemde ağlıyordu genç kadın.Ağladığı için gözlerinin yeşili dahada belli olmuştu..."Direndikçe üstüme geliyorlar...Yenildim...Beni anlayan yok...Çok acı çekiyorum...Yardım et lütfen..."
Annesizliği iliklerine kadar hissediyordu genç kadın bu zamanlarda onun desteği olsaydı belki bu kadar perişan olmazdı.Onun desteğiyle yaşadığı şeyleri atlatabilirdi...Ama olmuyordu atlatılacak gibi değildi.Zaten narin bir kişilikti Asmin,ürkek bir Ceylandı o...
Yavaş adımlarla evlerine dönen Asmin,peşinden gelen arabayı fark etmemişti.Taki karşısına kocası dikilene kadar...Hiçbirşey demeden eve gitti,peşinde Cihan.Ablasının peşinden gelen eniştesini eve almak istemesede dediğini yapmıştı Cihan,karısının peşini bırakmadı.Odasına giren Asmin,kocasının peşinden girdiğini görünce gözlerini devirdi.Madem kendisine inanmıyordu neden hala bir şeyleri zorluyordu ki böyle yaparak daha da yıpratıyordu onu.Birşeyleri elleriyle mafetmişti...
Karısının evde olmadığını öğrenen genç adam,nereye gittiğini çok iyi bildiğinden oraya doğru gitmişti.Tamda tahmin ettiği gibi annesinin mezarlığındaydı karısı.İlk orada görmüştü onu zaten ilk orada kırmızı yeşil gözleriyle ilgisini çekmişti.
Elinde duran kağıtla karısının önüne dikildi.
"Bu ne Asmin?"
Asmin kocasının elindeki kağıda baktı tepkisizce.
"Sana anlatmaya çalışmıştım ama dinlemedin beni..."dedi yutkunarak.
"Sana senden ayrılmayacağımı söyledim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAİL
Teen Fictionİki kadın ve adamın acı dolu yaşamlarının hikayesiydi. O Asmin Haznedar;Kollarında uyuduğu hiç gitmem diyen adamın gidişini izliyordu... O Avsin Bozoğlu ;Canımı verip ölsem'de bitmez bu aşk diyen adamın, kendisine olan aşkının bitişine şahit oluyord...