Selaaam, nasılsınız?
Uzun zamandır yoktum. Wattpad'e bile girecek vakit bulamıyordum. Nadiren yazmak için girince de ilham bir türlü gelmiyordu yazmaya oturuyordum ve bir kelime bile yazamayıp çıkıyordum, yazmaya oturabildim sonunda. Ben buralarda değilken kitap büyümüş🥺 Çok teşekkür ederim<33
Yeni yıla özel bir bölüm yazmak istedim, iyi okumalar<3
•
"Rengi kötüymüş bunun."
Koray'la beraber geldiğimiz mağazada yılbaşı kazakları bakıyorduk. Dediği şeyi onaylayan bir mırıltı çıkardım ve "Bu nasıl? Kurabiye adam var bak üstünde bir sürü." dedim elimdeki kazağa bakarak.
Koray kazağa dönüp baktı. Kırmızı bir kazaktı ve küçük küçük kurabiye adamlar vardı kazağın üstünde.
"Oha, kanka çok iyiymiş bu. Alalım 4 tane."
"Neden 4 tane?" diye sordum.
"Okan ve Aren de gelecek akşama. Onlara da alalım." dedi elimdeki kazağı alıp kaç beden olduğuna bakarken.
Başımı salladım yavaşça anladım dercesine. Sonra aklıma gelen soru ile Koray'a döndüm. "İyide kaç beden giydiklerini nereden bileceğiz?"
"Okan'ın kaç beden giydiğini biliyorum da Aren'inkini bilmiyorum kanka. O da aynı giyiyordur boşver." dedi sırayla bedenlerine baktığı kazakları eline alırken.
"İyi kanka, öyle diyorsan." dedim.
Beraber kasaya gittik ve sıra kuyruğuna girdik. Kuyruk, yılbaşı günü olduğu için fazlaydı. Sıra da az az ilerliyordu.
Bir süre geçti, kasaya yaklaşmıştık. Beklerken sıkılmıştım. Aldıklarımıza baktım. Birkaç tane yılbaşı şapkası ve kırmızı kazaklar vardı. Kazaklar Koray'ın elindeydi. Yılbaşı şapkalarını ben tutuyordum.
Sonunda sıra bize geldiğinde aldıklarımızı kasaya yerleştirdik. Kasiyer çok yavaş çalışıyordu. Aldıklarımızı ödedik ve poşete doldurduk. Poşeti Koray'ın eline tutuşturup yürümeye başladım. Arkamdan gelip "Lan şerefsiz, poşeti neden ben tutuyorum?" dedi sitemle. Sırıtarak "Ağla." dedim gıcıklığına.
"Amına..." diye sövecekti ki telefonu çaldı. Kimin aradığına bakınca hemen yüz ifadesi değişti ve "Aşkım arıyorrr." dedi şımarıkça, ardından aramayı yanıtladı ve kulağına götürdü. Kısıkça gülüp yarım şekilde göz devirdim ve önüme döndüm.
Onlar konuşurken ben de telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım. Saat öğlene geliyordu. Eve gidip daha kurabiye adam kurabiyesi yapacaktık. Malzemeleri sabah almıştık.
Alışveriş merkezinden çıktıktan sonra Okan ile konuşmaları bitmiş olmalıydı ki telefonu kapattı. Beraber motorunun olduğu yere yürüdük. Motora binmeden önce ben tam binecektim ki poşeti bana uzattı. "Tut lan." dedi.
Oyuncu bir umursamazlıkla "Tutayım bari." dedim poşeti elinden alarak. O da oyuncu bir kızgınlıkla motora bindi. Ardından ben bindim ve motoru çalıştırdıktan sonra eve sürmeye başladı.
Eve geldiğimizde aldıklarımızı poşetlerinden çıkartıp salona yerleştirdik. "Kazakları giyelim mi şimdiden?" diye sordum Koray'a.
"Giyelim kanka." dedi ve direkt üstündeki beyaz sweat'i çıkarttı.
Ben de üstümdeki ince gri kazağı çıkartıp kurabiye adamlı kırmızı kazağı geçirdim üstüme. Ona baktığımda o da giymişti. "Çok güzel lan." dedi kazağını düzelterek. "Hee." diye bir ses çıkarttım ona katıldığımı belli edecek şekilde.