🤐🤐
•
"Oğluşuum, nerelerdesin özledik seni." dedi şefkatli ve özlem dolu bir sesle.
Gülümsedim. "Geleceğim yakında anne, merak etmeyin. Haftaya bilet alırım." dedim.
"Hadi çok özletme kendini. Öptüm."
Kıkırdadım. "Özletmem, ben de öptüm."
Telefonu kulağımdan çektim ve aramayı sonlandırdım. Aileme okul kapanınca İzmir'e geleceğime söz vermiştim. Özlemiştim onları. Normalde İzmir'de yaşıyordum ailemle beraber, üniversite için İstanbul'a gelmiştim.
Dün gece saat sabah 6'ya kadar konuşmuştuk Aren'le. Bu yüzden öğlen 2'de kalkmıştım. Koray bi ara öldüm mü diye kontrol amaçlı İzmir marşı phonk açmıştı kulağımın dibinde ama bu bile benim uykumu kaçırmamıştı, homurdanmış ve geri uyumuştum onun dediğine göre.
Saat akşam 8'i bulmuştu. Koray evde yoktu, Okan'la buluşmaya gitmişti. Ben de birazdan Aren'le buluşacaktım. Dün gece sabaha kadar konuşmak yetmemişti, doymamıştım.
Banyodaki aynada kendime bakınca saçlarımın fazla uzadığını fark ettim. Biraz kesmekte fayda vardı. Berbere gitmeyi uzun zaman önce bırakmıştım.
Dolaptaki makası elime aldım. Lavaboya doğru eğilip alnıma gelen tutamların uçlarından kesmeye başladım. Zaten fazla kesmeyecektim. Keserken fark ettiğim saç diplerimden çıkan kahverengiler oflamamı sağladı. Dibim gelmişti, boyamam lazımdı tekrar. Neyse ki çok dikkat çekmiyordu.
Kesim işi bitince saçımı inceledim aynada, güzel olmuştu bence. Makası yerine bırakıp saçıma biraz şekil verdikten sonra lavabodan çıktım.
Salon koltuğunda bıraktığım telefonumu elime aldım, Aren'den mesaj gelmişti. 5 dakikaya kapıdayım mesajıyla içimde bir heyecan hissi oluştu, dudaklarımdaki küçük tebessümümü engelleyemedim.
Üstüme beyaz baskılı bir tişört, altıma siyah eşofman giymiştim. Uyumlu olalım diye böyle giyinmiştim, kendisi kesinlikle simsiyah gelecekti çünkü. O siyah, ben beyaz.
Son bir kez aynada kendime baktıktan sonra dışarı çıkıp kapıyı arkamdan kapattım. Merdivenlerden inerek bahçeye çıktım. Yolu gözleyip duruyor, motorlu birinin geçmesini bekliyordum.
Kısa bir süre sonra Aren motoruyla evimin önünde durdu. Beklediğim gibi siyahlar içerisindeydi.
Başını bana çevirdi, kaskından dolayı yüzünü göremiyordum. Yanına adımlarken bana bakmayı sürdürdü.
Ne zaman yüzümde bir gülümseme oluştu bilmiyordum ama o gülümsemeyle motoruna binmeden önce kollarımı boynuna doladım. Birkaç saniye bir şey yapmadıktan sonra o da kollarını belime doladı.
Tek elini belimden çekip saçlarıma attı, bulunduğu yeri okşadı. Ardından geri çekilince ona baktım. "Saçını mı kestin?" diye sordu tutamlarla oynarken.
Başımı salladım. "Nasıl olmuş?" diye sordum.
Yüzünü görmüyordum ama tam gözlerimin içine baktığını hissediyordum. "Çok güzel." dedi kısık bir sesle, ardından ellerini çekerek "Atla." dedi.
Motoruna bindim, beni sürpriz bir yere götüreceğini söylemişti mesajda. Nereye gideceğimi bilmeden öylece yolları izlemeye başladım.
Geldiğimiz yer, yine yeşillik bir yerdi ama bu sefer açık alandı. Motoru park ettikten sonra indik ikimiz de. Bizden başka kimse yoktu burada.