19

981 91 61
                                    

Önceki bölüm 2000 kelimeyi geçmişti, bu da geçti bence bunun şerefine fazlaca oy ve yorum gelir ne dersiniz??


İyi okumalar <3

..

Gördüğüm herhangi bir şey yoktu. Karanlıktı. Zifiri karanlığın ortasında duruyordum öylece. Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım, gördüğüm tek şey siyahlıktı. Bomboş, sadece siyah.

Bir anda ensemde hissettiğim nefes, bunu beklemediğim için nefesimin anlık kesilmesine neden oldu. Ensemdeki nefese artı olarak arkamda hissettiğim bedene hiçbir tepki vermedim. Ben arkamdaki bedenin varlığına alışmaya çalışırken birden iki kolunu kaldırıp arkadan karnıma sardı. Bilinçsiz olarak ellerimi kollarının üstüne koydum. Kollarının oldukça kaslı olduğu belli oluyordu.

Arkamdaki beden, vücudunu iyice bana yasladı. Ama ciddiyim, gerçekten yasladı. Tüm vücudum şuanda ona değiyordu. Her şeyine kadar hissettiğim beden sadece enseme nefesini vermeye devam ediyordu, başka bir şey yapmıyordu. Yüzünü eğdiğinden dolayı siyah saçları boynumu gıdıklıyordu.

Arkadaki bedenin boyu benden uzundu çünkü eğildiği biliyordum. Yutkundum. "Kimsin sen?" diye bir soru çıktı dudaklarımdan. Sesim sanki boş bir odadaymışçasına duvarlarda yankılandı. Bu sorumdan sonra arkadaki beden hareket etti ve dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımdan boynuma doğru aktı.

"Kimim ben sence?"

Kulağıma doğru fısıldayan sesi asla tanıdık değildi. İliklerime kadar işlemişti bu fısıltı. Birini tahmin ediyordum aslında ama neden onu tahmin ediyorum bilmiyordum. Titreme duygumu engelleyemedim. Oynuyordu şuan benimle, aynı soruyu bana yöneltiyordu. 'Bilmiyorum da ondan soruyorum yarrak kafalı' diyesim geldi ama diyemedim.

Dudaklarını tekrardan boynuma yöneltti ve kaslı kollarıyla belimi arkadan daha da sardı. Gözlerim kendiliğinden kapandı. Dudakları boynuma temas ettiği an başım arkaya, omzuna düştü. Böylece boynum daha da ortaya çıkmış oldu. Dudakları, bulunduğu yere ufak bir öpücük kondurdu. Boynumda hissettiğim baskı dudaklarımda minik bir tebessüme yol açtı.

Tekrar yutkundum. Arkadaki bedene kendimi daha da yaslarken "Kimsin sen?" diyerek tekrarladım sorumu. Neden bilmiyordum ama güvende hissettiriyordu bu kişi.

Dudakları boynumun üstünde hareket etmeye başlarken sırıttığını hissettim. Soruma cevap vermeden dilini çıkarıp boynumla temas ettirdi. Hissettiğim ıslaklık kısık bir inleme çıkmasına neden oldu dudaklarımdan. Soruma inatla yanıt vermemesine karşılık huysuzca kaşlarımı çattım ama boynumdaki ıslaklık ve baskı kızmamı engelliyordu.

"Uzun zamandır seni izliyorum, Ares." dedi ismimi fısıldayarak. Gözlerim aralandı ama tepki veremiyordum. Usulca dinliyordum konuşmasını. O da cümlesinin ardından hiç beklemeden konuşmaya devam etti.

"Sana neden yardım ettiğimi biliyor musun Ares?" diye bir soru yöneltti. Konuşurken dudakları kıpırdadığı için boynum gıdıklanmıştı. Ne yardımı olduğunu bilmememe rağmen "Neden?" diye bir soru çıktı dudaklarımdan. Aklıma hackerın bana yardım edişleri geldi.

"İlk başlarda bir nedeni vardı, fakat zamanla hoşuma gitmeye başladın." dedi. Alt dudağımı ağzıma aldım. Kim olduğunu sonunda anlamıştım. Arkamdaki kişi hackerın ta kendisiydi ama neden bu kadar güvende hissettiğimi anlayamamıştım. Varlığı güven veriyordu, huzur veriyordu. Bana sarılmaya hep devam etsin istiyordum.

Dudaklarını boynumda gezdirmeye devam ederken bir anda olduğu yeri emmeye başladı. Ağzımdan bu sefer gerçek bir inleme çıktı, gözlerim ise hala kapalıydı. Kesik kesik nefesler alıyordum. Kendisini bana biraz daha bastırdı. Zaten birbirine kenetlenmiş vücutlarımız daha ne kadar birbirine yapışması mümkünse o kadar yapıştı birbirine. Bu sırada kalçamda hissettiğim şişkinlikle gözlerim refleksle açıldı.

Hacker (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin