12. bölüm

248 22 2
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Benim için çok önemli. Okuduğunuza dair bir tepki verin aşklarım.

İnstagramdan da takip edebilirsiniz.Orada duyurular paylaşıyorum; ulduzmakh

 Keyifli okumalar!

 Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Ailemizden birinin bizi anlamadığını fakat bir başkasının seni çok iyi anladığını hissetmek kötü bir duyguymuş. En azından benim için yıkılmama sebep olmuştu. Omuzlarım çöktüğünde ve sımsıkı kendime sarılıp başımı yatağın başlığına yasladığımda derin nefesler almaya çalışıyordum. Şu an bayılmak istemiyordum ama nefesler alamadığım için gözlerim kararıyor. Heyecanlandığımda, üzüldüğümde nükseden bu hastalığımın da bir çaresi yoktu. Yapmam gereken tek şey, düşünmemekti; hani bir kitap var ya, pembe fili düşünmeyin diye. O kitabı ben çok okudum; aynı benim gibi hastalığı olan, atak geçiren birinin bu atak geçirme korkusunu nasıl yendiğini anlatıyordu. Bu durumlarda atak geçirmediğini, düşüncelerini dağıtması gerektiğini söylüyordu. Bu bence en etkili yöntemdi ama şu an bu bile bana iyi gelmiyordu. Hıçkırarak ağlamalarımı durdurmaya çalıştığımda kar küresinin aynı zamanda müziği vardı. Müziğini ayarladıktan sonra uçuşan karları ve o kürenin içindeki birbirine sarılan çiftlere bakıyordum.

Gözyaşlarım yanaklarımı ıslattığında bu hisse karşı koyamıyordum. Olmuyordu; şu an istediğim tek şey onu görmekti. Evet, yanlış duymadınız onu görmeme, belki de benimle alay etmesine ihtiyacım vardı. Bu sayede annemin yaptığı ihaneti unutabilirdim. İhanet sayılırdı aslında beni umursamaması, sanki geçmişimin bana ait olmamasını ister gibiydi. Onun için gereksiz olsa da benim için gerekliydi bu durum.

Bir anda burnumu çektiğimde gelen mesajla başımı yaslandığım yerden kaldırmıştım.

Gönderen: EGOİST

Teşekkür etmeni bekliyorum.

Başka şey dilermişim gibi gördüğüm mesajla o kadar mutlu olmuştum ki. Gerçekten de benim üzgün olduğu hissetmiş gibi yazmıştı. Heyecanla telefona sarıldığımda dudağımı dişledim.

Ben: Teşekkür ederim. Çok mutlu oldum.

EGOİST: İyi misin?

Kötü olduğumu mu hissetmişti? Pekala, sakin olmam gerekiyordu. O sadece bir tespit için yazmıştı. Ama benim ona yükselmem saçmaydı.

Ben: Sana ne?

Elbette bunu yazmak istemiyordum ama ona ihtiyacım olduğunu söyleyecek değildim. Adamı tanıyalı daha 1 hafta bile olmamışken nasıl ona bu kadar çok çekilebilirdim. Aklım almıyordu: sanki bizim aramızda özel bir bağ varmış gibiydi. Bu bağın güçlülüğünü hissedebiliyordum.

MÛTENÂ  +18 (final oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin