Sırların üzeri giderek açılıyor. Peki siz de heyecan var mı? Bu bölüm ateşli bir bölüm haberiniz olsunn.
Keyifli okumalar!
***
Mutlaka siz de benim gibi birçok kez annelerin oğullarına çok bağlı olduğunu duymuşsunuzdur. Sizce böyle miydi? Elbette her anne için fark etmeksizin evlatları özeldi. Ancak erkek çocuklarını bir ayrı sevdiklerini biliyordum. Tıpkı erkek evlatlar için de annelerin özel olduğu gibi. Andıç'ın sinirden bakışlarını kaldırmadığını anladığımda onun için bu sürecin çok zor olduğunu anlamıştım. Elimi onun omzuna koyduğumda irkilmişti.
Yanında olduğumu bile belki de fark etmemişti. Boğazımı temizledim. "İyi misin?"
Başını iki yana salladı. "Alışamıyorum sadece. Yıllar geçmesine rağmen kayıplarım çok fazla. Çok fazla şey kaybettim ve en kötüsü insanların dediği gibi buna alışamıyorum."
Onun bu tarafını hiçbir zaman görmemiştim ta ki bugüne dek. Gerçek zaaflarını hissetmiştim. Annesine karşı büyük üzgünlük içindeyken, babasına karşı o kadar öfkeliydi Babasının adı geçtiği zaman bile sinirden yumruklarını sıkıyor, gözleri öfkeyle doluyordu. Üzerine fazla gittiğimi anladığımda elimde hazırladığım kendim için ballı ekmeği uzattım.
"İyi gelir." Bir şey diyecek gibi oldu ama daha sonra bundan vazgeçerek parmaklarımın arasına sıkıştırdığım lokmayı dudaklarına almıştı. Diliyle parmağıma dokunduğunda nefes alamayacak gibi olsam da kendimi dizginlemeyi başarmıştım.
"İyi geldi."
Omuz silktim. "Ballı ekmek öyledir." Tam devam edecektim ki beni tamamladı.
"Bin deride devadır." Şaşkınlıkla ona baktım. "Doğruuu!" Neredeyse çığlık atacaktım. Tam da söylemek istediğim şeyi demişti. Kahvaltımızın geri kalan kısmında bir şey konuşmamıştık. Aslında birkaç kez konu açmak istemiştim ama bu kararımı daha sonra iyi olmayacağına karar verip başka şeyler düşünmeye başladım.
Mesela bana bu anahtarın nereye ait olduğuna dair bir bilgi geldiğinde ne yapacaktım? Gidecek miydim? Gitmem gerekiyordu. Andıç'ın da yanımda olacağını bildiğim için daha rahat hissetsem de içimdeki o huzursuz duyguyu ertelemiyordum. İstesem de yapamıyordum.
Dalıp gittiğimde kahvaltısını bitiren Andıç'ın bir elini şakağına yasladığını ve beni izlediğini gördüm. İrkilmiştim. Beni mi izliyordu? Yanaklarım kıpkırmızı kesilmişti. Boynuma kadar alev alev yandığımda, "Ne oldu?" Diye sormuştum.
"İlk neyi hatırlamak istersin?"
Bu güzel soruydu. Yüzümde büyük tebessüm oluştuğunda, "Herhalde en mutlu günümü merak eder hatırlamak isterim," demiştim.
"Mesela? Ne olsa mutlu olursun?"
Düşünür gibi yaptım daha sonra hızlıca ona yaklaştım. "İlk aşkımı merak ederim mesela." Biraz onunda ilgisini çekmek istemiştim aslında. Zaten öyle de olmuştu. Kaşları yavaşça çatıldığında bana yaklaştı. "Ne yapacaksın ki? Ha yani hatırladın diyelim o çocuğu bulacak mısın?"
O an istemsizce kahkaha atmıştım. "Saçmalama istersin!" Beni anlamaz halde bakmaya devam ettiğinde kıskandığını fark etmiştim. "Ne? Bakma öyle! Tabii ki merak ediyorum ama gidip de sen benim ilk aşkımdın, gel birlikte olalım demem!"
Hala çatılıydı kaşları. Ellerimi uzatıp alnına vurdum. "Ya şaka yaptım! Sen beni mi kıskanıyorsun?"
Elimi yakaladığında avucunun içine hapsetmişti. "Tabii ki kıskanmam. Senin çocukluk aşkın işte. Neden büyütüp kıskanayım ki? Sonuçta küçüklük, ergenlik aşkın."
![](https://img.wattpad.com/cover/105323468-288-k731833.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÛTENÂ +18 (final oldu)
ChickLit*BİR KIŞ MASALI SERİSİ- 1. KİTAP* Mayda Ünsal, 5 sene önce hafızasını bir trafik kazası sonucunda kaybeder ve geçmişine dair hiçbir şey hatırlamaz. Kim olduğunu, kaza esnasında neler olduğunu hiçbir zaman bilmez. Annesinin de ona bir şey anlatmama...