30. bölüm

120 10 0
                                    

En sevdiğim bölüm diyebilirim kesinlikle. Şu sıralar Alp disipliniyle o kadar çok ilgileniyorum ki. Spor dalını size en iyi şekilde ulaştırmaya çalışacağım. Sizin de öğrendiğiniz bilgiler olursa buraya ekleyin lütfen. Kitabı okumasını istediğiniz arkadaşlarınızı da bu paragrafa lütfen etiketleyin. Sizi çoook seviyorum! 

instagram* ulduzmakh

instagram* ulduzmakh

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Andıç'ın bir anda öne atılmasıyla kolundan tutmuştum. Şu an kavganın sırası değildi. Üstelik geldiğimiz dağın en tepesinde olmamıza rağmen kalabalıklaşmaya başlamıştı. Andıç'ın öfkeli gözleriyle karşılaştığımda yüzümde yalvaran bir ifadenin oluştuğuna adım gibi emindim.

"Bakma böyle!" Yüzündeki kızgınlık geçmek bilmiyordu. Tam karşısına geçerek onu durdurmaya çalıştım.

"Birazdan yarışın başlayacak. Gerçekten şu lüzumsuzla mı uğraşacaksın?"

"Evet, uğraşacağım. O siktiğimin bakışlarının senin üzerinden çekmediği sürece onunla bir güzel uğraşacağım." Sesindeki öfkeyle ne yapacağımı şaşırmıştım. Bizi izleyen çocuklara dönerek, "Ya biriniz bir şey söylesenize!" Diye bağırdığımda dördü de omuz silkmişlerdi.

"Gerçekten mi? Umurunuzda değil mi? Yarışınızın başlamasına şurda kaç dakika kaldı."

Burak omuz silkmeye devam etti. "Bazı şerefsizler hak ettiğini bulur. Bu lafı duymuş muydunuz?"

Melih bir adım yaklaştığında, "Aynen o lafı duydum. Ben de tam onu söyleyecektim," deyip karşımızda durdu.

"Üç saniye içinde gözlerini sevgilimin üzerinden çekmezsen belanı sikerim."

"Uvv, demek şu güzelliği bu tavırlarla mı kazandın?"

İşte o an Melih'in çenesine inen yumrukla çığlık atmıştım. Yanına yaklaşmaya bile korkuyordum.

"Andıç! Dur. Dur diyorum sana. Allahım sen bana sabır ver." Çocuklara baktığımda Mirayı bizim yanımıza yaklaştığını görecektim ki Burak montundan tutarak geri çekmişti. Miray onun elinin altında debelenirken, "Ya yardım etsenize! Ne duruyorsunuz?" Diye sorumuştum.

Serkan oldukça yavaş adımlarla bize doğru yaklaştığında Melih'in durmaksızın hakkımda kötü konuştuğunu duyuyordum.

"Ne oldu? Sevgilinin karşısında beni iyice dayak manyağı etmeye alıştın sende? Dua et sevgiline."

Serkan kahkaha atarak Andıç'ı geri çekti. "Oğlum sen ne çeşit manyaksın lan? Ayarın yok mu senin?" Melih ağzı yüzü kan içinde karların üzerine uzanmıştı. Ağzındaki kani tükürerek bana baktı. "Mayda'nın gözünün önünde sevgilisine el kaldırmam."

Andıç yeniden üzerine çuvallanmıştı. "Sana onun adını anmayacaksın demedim mi? Ölmek mi istiyorsun lan sen? Ne istiyorsun?"

Melih kahkaha atarak ellerini iki yana açtı. Bir anda yüzü ciddileştiğinde ilk önce bana sonra Andıç'a bakmıştı. "Şu an gündemimde ölüm yok. Kazanmak var. Seni bugün kazanmak istiyorum."

MÛTENÂ  +18 (final oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin