41. bölüm

137 7 0
                                    

Herkese merhaba aşklarımm!  

Ah bu bölümü yazarken içim parçalandı! Olayların arka planını Mayda'dan dinleyelim, okuyalım istedim. Benim minik kırılgan kızım, canım kızım. Ay Andıç'a kızamıyorum bile. Elinden geleni yaptı. Yoksa anası mıyım diye mi böyle hissediyordum? Her neyse bir an önce okuyup yorumlarınızı paylaşın lütfen. Beni takip edin lütfen. @ulduzmakh

Keyifli okumalar!

***

Mayda Ünsal'dan. Otel'de mahsur kaldıkları gece.

Midem öyle çalkalanıyordu ki yürümekte, hatta nefes almakta bile zorlanıyordum. Gözlerim odağını kaybetmiş gibiydi. Neden bu kadar içmiştim ki? Kendime sinirlenemiyordum bile. Saçma sapan şeylere gülüp birinin üzerine ağırlığımı vererek yalpalanıyordum. Bu yüzden Miray'dan Andıç'ı bulmasını istemiştim. Sevgili sevgilim bir anda ortadan kaybolmuş, beni klozetlerin önünde yalnız bırakmıştı. İçimdeki sıkıntı gitsin diye dışarı çıktığımda başımı kaldırıp soğuk havadan derin bir nefes aldım. Biraz kendime gelmeyi istiyordum ama midem öyle bulanıyordu ki öleceğimi hissetmiştim. Soğuk hava ciğerlerime nüfuz etmesine rağmen içim alev alev yanıyordu. Otelin önünde durmayıp biraz dolaşmak için sağa dönecektim ki tanıdık seslerle durmak zorunda kaldım.

"Ona ne zaman söyleyeceksin gerçekleri?"

Duyduğum cümleyle adımlarımı atmakta zorlandım ve sırtımı soğuk betona yasladım.

"Kes lan sesini."

Bu kes Andıç'a aitti. Peki konuştuğu kişi kimdi? Ve kime hangi gerçekleri söylemesi gerekiyordu?

"Lan kızı göz göre göre kandırıyorsun! Anlamayacak mı sanıyorsun, Gözcü. Anladığı an siktiri çekecek oğlum."

Söylediği cümleyle bedenimde bir elektrik akımı geçmişti ki tırnaklarımı avuç içime batırarak sakin kalmaya çalıştım. Andıç'ın hayatında iki kadın vardı biri ben diğeri ise kardeşi Ceren'di. Bu cümleyi duyduktan sonra konunun bana bağlanacağını tahmin ediyordum. Ama o kadar korkuyordum ki içim alev alev yanıyordu. Korku iliklerime kadar işlenmişti oysaki.

"Sana ne lan? Seni neden ilgilendiriyor bu kadar."

"Biliyorsun lan, biliyorsun. Yıllar önce sana her şeyi söyledim ben. Ona aşık olduğumu bile bile onu elimden aldın."

Bedenim titremeye başladığında ellerimle soğuk betona tutundum. Bu ses, Melih'e aitti. Kusmamak için elimi mideme bastırdığımda dudaklarımı sımsıkı kapattım. Melih bana mı aşıktı? Kafam o kadar çok karışmıştı ki.

Gürültülü bir ses yankılandığında bunun yumruk sesi olduğunu algılamam çok geç olmamıştı.

"Sen Andıç Gözcü, gerçek bir ırz düşmanısın. Herkese beni böyle tanıtsan da asıl ırz düşmanı sensin."

"Lan senin belanı sikerim! Ne ırz düşmanından bahsediyorsun. Senin şu sikik varlığını Mayda şimdi bile bilmiyor."

O an ellerim titremişti. Ne yapacağımı bilemedim ve duvarın dibine çöktüm. Hissettiklerim neden ihanet gibiydi. Bunca zaman Andıç benim kim olduğumu biliyor muydu? Melih bana aşıktı ve yıllardır bunu biliyor muydu? O zaman Melih de beni tanıyordu. O yüzden mi birbirlerinden nefret ediyorlardı? Her ikisi de bana yalan söylemişlerdi. Ama benim umurumda olan kişi Andıç'tı. Sevgilimin bana ihanetini zerrelerimde hissederken gözyaşlarımı tutamamıştım. Hıçkırmamak için elimle ağzımı sımsıkı kapattım. Bunca zaman hayatıma bunun için mi girmişti. Kim olduğumu biliyordu, bunca zaman sustu, beni kendisine aşık ettirdi ve şu an ihanetini öğrenmiştim.

MÛTENÂ  +18 (final oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin