34. bölüm

118 8 1
                                    

Selam! Nasılsınız? Umarım keyifleriniz yerindedir. Bu bölüm biraz hot olacak. Hazır mısınız? Ateşli bölüm olacak ve Andıç'ın itirafı ile kalbimiz sökülecek. Haydi okumaya başlayın. Ve lütfen oy ve yorumlarınızı yapın. Sizi çok seviyorum❤️

İnstagramdan beni takip edebilirsiniz: ulduzmakh 

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Andıç Gözcü.

Hayatımdaki bugüne dek tüm yaşanılanların bir tesadüfe dayalı olmadığını, her şeyin kader denilen şeyin cilvesine bağlı olduğunu anladığımda on sekiz yaşımdaydım. Bunu büyük bir acıyla tatmıştım. Bu acı, öyle yoksun bırakıştı ki her şeyden beni. İstesem de kendime gelememiştim. Geldiğimde kendimi Türkiye'de bulmuştum. Doğduğum ülkede nefes alabiliyordum. Buraya gelmeninin büyük bir nedeni vardı. Siktiğimin dünyasında nedensiz hiçbir şey yapmak imkansızdı.

Birkaç dakika önce kollarımın arasında, bedenini bedenime yaslayan ve daima nefesimi ensesine bırakmak istediğim kadının yerine uğraştığım kişi biraz daha gevşek gevşek sırıtmaya devam etseydi belasını sikecektim. Dışarıda kar yağışı bana etki etmiyordu. İstediğim tek şey, tüm kurallarımı bozan kızın yanına gidip dudaklarımı sımsıkı dudaklarına bastırmaktı.

Siktir.

Mayda'nın varlığına ihtiyacım vardı. Teninin tenimde hissettiğimde yaşadığım tarifi imkansız duyguları tatmak istiyordum. Ancak onun yerine dişlerimi sıkarak karşımdaki şerefsizi dinliyordum. Büyük ihtimalle onun kim olduğunu da biliyordunuz. Melih Karaca... Ezeli düşmanım.

Sigarasını içmeye devam ederken ellerimi ceplerime koyup dışarıdaki soğuk havaya rağmen kar yağışını izledim. Belki de bu kar yağışı kaderimdeki en güzel olaylardan biri olabilirdi. Burada mahsur kalmıştık. Ancak beni bir adım ötede bekleyen kızla bu geceyi geçirmeyeceğim için çok kızgındım.

"Şu çeneni kırmamı istemiyorsan ağzını açıp bir şey söyle."

Sigarasını bitirdikten sonra kar yığının üzerine fırlattı. Burnunu çektiğinde sinirle gözlerimi kıstım. Amacı neydi? Buraya ne sikim vardı da beni çağırmıştı?

"Diyorum ki acaba biraz kibar mı olsan?"

Dişlerimin arasından hırladım. "Kibarlığını siktirtme." Ona yaklaştığımda tam karşısında durdum. "Ne söyleyeceksen söyle. Defol git sonra."

Dilini dudağının üzerinde gezdirdi. Şu an ağzının ortasına bir tane yumruk patlatmak istiyordum. Ancak öfke problemimle başa çıkmam gerektiğini biliyordum. Ayrıca antrenör beni bu konuda uyarmıştı. Poyraz alçağı ile Melih şerefsizine bulaşmamam gerekiyormuş. Bugün Poyrazı'ı yenip, Kış olimpiyatlarına katılıma hak kazandığım için sinirlerim daha az gergindi. Memduh abi de bu yüzden tetikteydi. Beni bayağı uyarmıştı. Hatta kulağımda sesi çınlıyordu. Buna rağmen avuç içlerimin kaşındığını itiraf etmeliydim.

MÛTENÂ  +18 (final oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin