28. bölüm

136 11 0
                                    

HERKESE SELAAM!

Bundan sonra bölümler her çarşamba ve cumartesi gelecektir! 

Mayda'nın bu bölümde kazadan sonra yaşadığı dönemleri yazdım. Ara sıra yine flashbackler olacaktır. Bu şekilde nasıl zorlu süreçten geçtiğini okuyacağız. Kitabın ortalarına doğru ilerliyoruz. Gelecek bölümlerde babasıyla bir yüzleşmeleri olacak. Aslında tam olarak babasıyla değil, bir yüzleşme yaşanılacaktır. Sizin de teorilerinizi merak ediyorum. Hepsini yazın lütfen. Bir de oy ve yorumlarınızı yapar mısınız? Çünkü bu şekilde hikayemiz hak ettiği oy ve yorum sayısına ulaşabilir.

instagram- ulduzmakh

Keyifli okumalar!

***

5 sene önce. Mayda'dan.

Solgun izler her zaman solgun kalırdı. Onların üzerinden ne kadar geçsek de hiçbir zaman tamamen bilindik olmazdı. Bunu ben 16 yaşımda anlamıştım. Oysa yaş kavramını yitireceğimi ise asla düşünmezdim. Gözlerimi açtığım hastane odasında bembeyaz tavanla karşılaştığımda bedenime saplanan keskin acıdan dolayı dudaklarımın arasından bir mırıltı çıkmıştı. Hangi hastanedeydim? Neden buradaydım? Cihazlardan gelen seslerden dolayı etrafı kontrol etmiştim. Bakışlarım bulanık aynı zamanda acemiydi. Korkudan nefesim kesilecek gibi olduğunda istemsizce yutkunmak zorunda kalmıştım. İşte o an inanılmaz bir acı çölü andıran boğazımda yer edinmişti. Elimi kıpırdatamıyordum. O an yavaşça gözlerimi hastane odasının içinde dolandırdım.

Neler olmuştu bana? Burada ne işim vardı?

Ağzımı açıp bir şey söylemek istiyordum. Bu kelime suydu. Su istiyordum. Kurumuş dudaklarımı yalamaya bile mecalim yoktu. Çaresiz, beyhude bakışlarım özel ve pahalı olduğunu sandığım odanın içinde dolandığında varlığımı sorgulamıştım.

Kimdim ben? Kaç yaşındaydım? Ne işim var burada?

Kapı gürültüyle açılmış mıydı bilmiyorum ama içeri bir kadın bağırarak girdiğinde elindeki çantası yere düşmüştü. Bu kadar sesler karşısında istemsizce yüzümü buruşturdum. Bu kadın kimdi?

Açık gözlerime bakarak, "Mayda!" diye bağırdı.

Mayda kimdi? Ben miydim? Korku giderek bedenimi sardığında buradan gitmek istemiştim. Ayaklarımı kıpırdatmaya çalıştığımda yaptığım tek şey boğuk sesle mırıldanmak olmuştu. Canım acımış ama aynı zamanda, çaresizlikten başımda dikilen ve hüngür hüngür ağlayan kadından yardım etmesini istiyordum. Ama onun yaptığı tek şey ağlayarak saçlarıma öpücük bırakmak olmuştu. Kimdi? Neden beni öpüyordu?

"Sonunda! Allahım sana şükürler olsun. Kızım gözlerini açtı. Doktor yok mu? Hemşire!" Yatağımın kenarandaki bir şeye dokunmaya devam etti. Heyecandan dolayı mı bağırıyordu yoksa mutluluktan mı bilmiyorum ama başıma saplanan acılardan dolayı gözlerimi kapattım. Artık bağırmamasını istiyordum. Üstelik yataktan kalkmak da istiyordum.

Kahretsin! Milim kıpırdayamıyordum. Üstelik en küçük ses bile sinirlerimi bozuyordu. En basitinden kolumdaki serumdan damlayan o küçük damlaların bile sesi sinirlerimi bozmaya yetiyordu.

İçeri iki kişi girmişti. Biri erkek diğeri kadındı. Gözlüklü, orta yaşlarında ama saçlarında fazla bir beyazları olan beyefendi bana yaklaşarak, "Şu an konuşabilir misin, Mayda?" diye sordu.

MÛTENÂ  +18 (final oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin