jk bu bolum de okuz olursa asacagim kendimi
fici ben yaziyor olabilirim fakat ne olacak bende bilmiyorum yani bana garip garip bakmayinbxksgxkshzkzh**************
- Sabah 11:28 -
LisaSabah sabah çalan kapımla uyandım. Dün kötü bir gün olmuştu. Kendimi biraz fazla yıpratmış olmalıyım ki sabah ateşler içinde uyanmıştım. Öğlen ise Chae'nin dediklerini yaptım ve ilaç içmediğim için hiçbir boka yaramadılar. İlaç çekmecemi cidden doldurmam lazımdı.
Hala ateşim olduğu halde son kalan gücümle kapıyı açtım. Karşımda Chae'yi gördüğüm an üstüne atlamak istedim fakat halim hiç yoktu.
"Bir dakika, sen çok kötüsün." İçeri geçip kapıyı kapattı. Küçük koltuğuma oturduğumuzda baş ağrısından gözlerimi bile zar zor hareket ettirebiliyordum. Konuşmak ise imkansız bir eylem gibi geliyordu.
Başımı arkaya atıp gözlerimi kapattım. "Lisa uyuma. Acil duşa girmen lazım senin." Bir kolumdan çekiştirmeye başladığında kurtulmaya çalıştım. "İstemiyorum Rosie. Halim yok benim." Kolumu kendime çekip koltukta iyice büzüştüm. "Kalk hastaneye gidelim o zaman." Yan gözle ona baktım. Hastanelerden nefret ettiğimi ve ölüm döşeğinde olsam bile gitmeyeceğimi biliyordu. Başımı olumsuz anlamda salladım. "E duşa da girmiyorsun Lisa. N'apacağız böyle?"
Lanet olsun diyerek kalktım ve duşa girdim. Chae soğuk suyu aç diye tembihlemişti. Buraya kadar geldiği için onu dinledim ve soğuk suyla yıkandım. Çıktığımda ise aldığım kokular Chae'nin yemek yapıyor olduğunun göstergesiydi.
Açıkçası şu zamana kadar çorba, makarna ve tatlılar haricinde bir şey yaptığını pek görmemiştim fakat eli lezzetli olduğu için her şekilde yemesi keyifliydi.
Giyindikten sonra mutfağa geçip sandalyelerden birine oturdum. Chae geldiğimi gördüğü an bir kase çıkarıp çorba koydu ve servis etti. O da yanıma oturduğunda tadına baktım ve güzel olmuş anlamında kafa salladım. Cevabını aldıktan sonra arkasına yaslanıp bana dik dik bakmaya başladı. Çorbadan bir yudum daha içip ona döndüm. "Hayır, ben bu bakışı biliyorum."
"İlk sorum, dün ne oldu da bu kadar hastasın? İkinci sorum, Jungkook yazdı mı, yazdıysa da ne dedi?" Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. "Öncelikle dün bir şey olmadı. Sadece biraz kendimi yıpratmışım. Ve evet, dün Jungkook yazdı. Okula gelmediğim için azar işittim ve küfür edip bir daha kopya almayacağımızı söyledim."
Çorbamı içmeye kaldığım yerden devam etmeye başladığımda Chae şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Şimdi ne bok yiyeceğiz biz?" Yüzünü kapatıp düşünmeye başladı. Zaten elimizde kalan tek bir seçenek vardı. "Ben kopyaları hazırlarım. Sen de bir yerlerine yapıştırırsın." Kafasını kaldırıp ofladı. Küçük bir -kesinlikle küçük- öksürük krizinden sonra konuştum. "Farkındayım Chae, bir anda öyle söylememeliydim fakat benim hayatım hakkında hiçbir bilgisi ve düşüncesi olmayan birisinin bana karışmasına göz yumamazdım. Ne halde olduğumu bilmeden gelip bana hesap sordu."
Ağzımı temizledim ve Chae'ye teşekkür ettim. "Sen de haklısın. Yerinde olsaydım aynısını ben de yapardım." Konuşmasından sonra bitkin halimle ayağa kalkıp arkasından sarıldım. "Kızma bana, hastayım bak zaten." Daha da yılıştığımda gülüp kendini çekmeye çalıştı. "Kızmadım sana. Hallederiz bir şekilde kopyayı, sıkma canını." Dediği şeyle yanağından öpüp geri çekildim. Ayağa kalktı ve ikimizde salona geçtik.
"Ee daha iyi misin şuan?"
"Ne iyi ne de kötüyüm."
Chae oturduğu yerden kalktı ve eşyalarını topladı. "Ben gideyim. Annem geç kalma demişti." Başımla onaylayıp kapıya kadar eşlik ettim. Ayakkabılarını giyerken hala konuşmaya devam ediyordu. "Yarın okula gelmeyi unutma, tamam mı? Jungkook bir şeyler derse de bana söyle." Başımla onayladım ve el sallayıp kapıyı kapattım.
Eskiden kopyaları hep biz hazırlardık. Chae ile birlikte hallederdik. Fakat son sınıf olmanın verdiği korkuyla sağlam bilgilere ihtiyacımız vardı ve biz de sınıfın zekisini kullanalım demiştik. Eğer böyle şeyler yaşayacağımı bilseydim baştan kopyaları kendim hazırlardım.
Odama geçtim ve yatağıma uzandım. Saatin erken olmasını umursamadan uyudum.
***************
- Sonraki Gün 09:36 -
Lisaİlk ders bitmişti ve teneffüse girmiştik. Chae ile bir yandan kopya hazırlayıp önceden sınav olan sınıflardan bilgi almaya çalışıyorduk. İşin garip tarafı ise biz bunları yaparken Jungkook'un hiçbir yerde görünmemesiydi.
Elimdeki makası bırakıp arkama yaslandım. "Chae ben artık bırakıyorum. Kalırsam kalırım zaten. Hastalıktan geberiyorum." Elindeki kağıdı bırakıp bana döndü. "Ben hallederim. Sen git revirden ilaç al." Onu dinleyip revire gittim. İzin alıp ilaç içtiğimde biraz da olsa iyiydim.
Geri döndüğümde zil çalmış, ders başlamıştı. Chae'nin yanına oturduğumda hoca gelip kağıtları dağıttı. Tarih sınavıydı ve ben tarihten nefret ederdim. İlk soruyu okuduktan sonra Chae ile bakıştık. Bu bakış "sıçtık" demekti.
Aklımda kalan ufak tefek bilgilerle soruları cevaplarken birisi omzuma dokundu. Hocanın bakmadığından emin olduğumda arkamı döndüm. Sınav kağıdını bana uzatan Jungkook'la karşılaşmam ise beklenmedik bir olaydı. Ne yapıyordu bu?
"Ne oldu" anlamında kafamı salladım.Kağıdı almak zorundaymışım gibi daha da gözüme soktu. "Yürü git" dedim ve önüme döndüm. Bu yaptığım bencillik miydi? Kendimi düşünmüyor olabilirdim fakat Chae'nin her türlü bilgiye ihtiyacı vardı. Arkamı döndüm ve sessiz bir şekilde kağıdını göstererek "Chae'ye ver" dedim. Chae kağıdı aldıktan sonra bana dik dik baktı fakat pek umursamayıp soruları random şekilde işaretlemeye devam ettim.
Zil çaldığında hepimiz kağıtları verdik. Jungkook'un bana kopya vermesine izin vermemiştim çünkü sinirliydim. Dün beni azarlarken bugün iyi davranma çabası neyin nesiydi ki?
Kağıdı verip yerime oturdum. Jungkook ise uzun bir süre bana bakıp gitti. Önüme döneceğim sırada Chae'nin beni dürttüğünü hissettim. "Efendim Rosie?" Sanki birisinin duymasından korkuyormuş gibi etrafa baktı ve beni yanına çekti. "Verdiği kopyayı niye kabul etmedin? Ne güzel fırsat geçmişti eline." Uzaklaşıp konuşmaya başladım. "Daha dün ağzıma sıçan çocuktan yüzsüz gibi kopya almamı mı bekliyorsun Rosie?" Konuşmasına izin vermeden devam ettim. "Beni biliyorsun, geçsem de geçmesem de umrumda değil artık. Benim için önemli olan sensin. Sana yardım ederse etsin. Ben onun günahını bile istemiyorum." Derin bir nefes aldı ve hiçbir şey demeden önüne döndü. Ben de tüm teneffüs boyunca uyudum.
Okuldan çıkıp eve gittiğimde Taehyung'un aramış olduğunu gördüm. Üstümü değiştirip salona geçtim ve numarasını tuşladım. Çalmaya başladıktan kısa bir süre sonra telefon açıldı.
"Lisa?" Aramamı beklemediği sesinden bile belli olurken konuşmaya başladım. "Aradığını gördüm de bir şey mi oldu diye merak ettim. Niçin aramıştın?"
"Aslında birkaç gün önce sen beni aramışsın ama sınavlardan dolayı telefonla ilgilenmediğim için farketmemişim. Asıl sen neden aramıştın?"
Haklıydı, iki veya üç gün önce ben aramıştım. Jungkook'un numarasını alıp kopya hakkında konuşacaktım fakat o işi hallettiğim için konusunu açmadım. "Aslında öylesine aramıştım. Bayadır görüşmüyoruz, merak ettim seni. İstersen bu haftasonu buluşalım sahilde?" Teklifi kabul etti ve görüşmeyi sonlandırdık. Tek korktuğum şey yanında birisini de getirmesiydi. Taehyung'u bildim bileli çalışkan bir öğrenciydi. Fakat Jungkook gibi kafasını bozmamış, sosyal hayatına da önem vermişti. Neden konuşmayı bıraktık bilmiyorum fakat onunla buluştuğum zaman hep keyif alırdım. Bu haftasonu da eğleneceğimize yemin edebilirdim.
Bir şeyler atıştırdıktan yatağıma geçtim ve telefonla uğraştım. Uykum geldiğinde hiçbir şey düşünmeden direkt uyudum.
**************
jungkook ne yapmaya calisiyon bilmiyom ama bir sicak bir soguk yapmazsin umarim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuckin' genius | liskook
FanfictionYakın arkadaş olan Chaeyoung ve Lisa lise son sınıf öğrencileridir. Aşırı katı bir aileye sahip olan Chaeyoung'un son senesinde sınıfta kalma gibi bir lüksü yoktur. Arkadaşına çok değer veren Lisa ise kopya vermesi için sınıfın zeki çocuğu Jungkook...