gecen bolumde korkunc bir yb at mesaji aldigim icin acele acele yazdim
yb at yazan arkadasa selam olsun
bu bolum sana****************
- Akşam 19.00 -
Jungkook"Peşlerinden gideceğini söyleme bana." Ceketimi giyerken beni durdurmaya çalışan Tae ve Jimin'e döndüm. "Bir sokak geride arabada bekleyeceğim sadece." Bıkkınca nefes verdiler ve Tae konuşmaya başladı. "Peki, biz de geliyoruz." Dediklerini sorgularcasına onlara döndüm. "Annemi falan da çağırayım biz de bir yemek yiyelim isterseniz?" Jimin göz devirip ayakkabılarını giydi ve kapıyı açıp dışarı çıktı.
Yarım saat sonra küçük fakat lüks bir lokantaya gelmiştik. İçeride olma olasılıkları yüksekti. Gidip bakmak gibi bir hata yapamazdık. Yapabileceğimiz tek şey arabayı biraz tenhaya park edip beklemekti.
Aklımdaki gibi arabayı lokantanın görüş açısına giren tenha bir yere park ettim. Camlarda film olduğu için içerisi gözükmüyordu.
"Lan burası geçen yıl parti verdiği yer değil mi?" Bahsettiği şeyi anlamadığımda Jimin'e döndüm. "Ya olayı ben de tam hatırlamıyorun ama bir şeyi kutlamak için parti vermişti burada." Tanıdık yere götürmesinin bir sebebi olabilir miydi?
Tabi ki olabilirdi.
"Bir şey olursa uyandırın beni." Tae yan koltuğu arkaya doğru yatırıp uyku pozisyonuna geçtiğinde yapılabilecek en iyi şeyin uyumak olduğuna karar verdim fakat uyuyamazdım. Onun kızı çıkarları için kullanacağını ve etkilemeye çalışacağını biliyordum. Aksi bir durum sezdiğimde harekete geçmem gerekirdi. Uyuyamazdım.
Yarım saat daha boş boş oturmuştuk. Tae beklemediğim şekilde cidden uyumuştu. Jimin ise kendi kendine takılıyordu.
Derken lokantadan çıkanlar dikkatimi çekti. Onlardı. El ele tutuşmuş, arabaya yürüyorlardı. Kızı evine mi götürüyordu cidden?
Arabayı çalıştırdım ve onların harekete geçmesini bekledim. Sokaktan çıktıklarında takip etmeye başladım. Bu sırada Tae haber vermedim diye bana sövüyordu.
Birkaç dakika sonra hala eve sürüyorduk. Hepimiz gergindik çünkü ne olacağı hiç belli değildi. "Oğlum bu kıza bir şey yapmaz dimi lan?" Bilmiyorum Tae, bilmiyorum. "Öğreneceğiz şimdi ne yapacağını."
Caddeden uzaklaşıp gecekondu tarzı evlerin bulunduğu sokağa girdik ve kısa bir süre sonra durdular. Çok yaklaşmadan arabayı sokağın köşesine park ettim ve arabadan inen Lisa ve Bambam'ı izlemeye başladık. Saçma salak temaslarda bulunuyordu. Başkası yapsa rahatsız olacak olan kız neden böyle bir herifin temasına laf etmez ki?
"Arabayı biraz daha ileri alsana. Camdan görelim içeriyi." Jimin'i dinleyip arabayı evin çaprazına park ettim. Buradan içerisi az da olsa görünüyordu.
Başlarda her şey normaldi. Bambam bir şeyler getirip Lisa'nın yanına oturdu ve sohbet etmeye başladılar. Arada bir saçlarıyla oynuyordu ve tahminimce iğrenç iltifatlar ediyordu. Tek ümidim o getirdiği atıştırmalıklara bir şeyler katmamış olmasıydı.
Bir süre sonra Lisa'nın iyice mayıştığına şahit oldum. Konuşmaya çalışıyordu fakat ağzını bile belli belirsiz oynatıyordu. "Bir şey oluyor kıza, gidelim yanlarına." Tae'nin söylediği şeyi onaylamadım fakat bir şey olursa mecbur yanlarına gidecektik.
Beş dakika sonra olmasından korktuğum şey oldu ve Lisa tamamen bilincini kaybetti. Her ne verdiyse kızı uyutmuştu. Kucağına alıp bir yere götüreceği sırada arabadan indim ve koşup kapıyı çaldım. Lisa'yı koltuğa yatırıp kapıyı açmıştı.
Gevşek gevşek gülümserken konuşmaya başladı. "Hangi rüzgar attı gece gece Jungkook?" Lisa ile alakası yok gibi konuşacaktım. "Başım sıkıştı da içeri geçebilir miyim?" Kapıyı geçmem için biraz daha açtı ve Lisa ile karşılaştım. Baygın bir şekilde yatıyordu. "Lisa neden burada?" Gülerek konuştu. "Güzel bir akşam oldu." Sakin ol, sakin ol.
Salon ile birleşik olan mutfağa geçtim ve bar taburelerinden birisine oturdum. O da karşıma oturduğunda konuşmaya başladım. "Neydi bu akşamı güzelleştiren?" Eliyle baygın halde yatan Lisa'yı gösterdi. "Çok güzel ve saf. Daha ne olsun ki?" Anlamış şekilde kafamı salladım ve önünde dikildim. "Öyle ha, öyle?" Ve yüzüne yumruk yemeden önce duyduğu son şey buydu.
Ard arda yumruk atarken Lisa'nın uyanmasından korkmuyordum çünkü tahmin ettiğim gibi uyku hapı vermişti.
Jimin ile Tae camdan görmüş olmalıydı ki koşarak yanıma geldiler. Jimin beni geriye çekmeye çalışırken bir yandan konuşuyordu. "Seni tek başına gönderen aklımı seveyim ben zaten!" Bir kez daha yumruk attığımda ayağa kalkıp kan içinde yatan Bambam'a baktım. Tae koltuğa taşıyordu.
Hipnoz olmuş gibi Bambam'a kitlendiğimde Lisa'yı gördüm. Yanına gidip kucağıma aldım ve diğerlerine seslendim. "Arabaya geçin, Lisa'nın evini bilen var mı?" Tae bildiğini söyledi ve arabaya binip evine doğru sürdüm.
Birkaç dakika sonra sahile yakın sokakta durdum ve Lisa'nın çantasından anahtarı bulup bina kapısını açtım. Hızlıca yukarı çıktığımda Tae anahtarla evin kapısını açtı. Evde neden kimse yoktu?
Daha fazla sorgulamadan kapalı olan kapıyı açtığımda odasının burası olduğunu anladım. Yavaşça yatağa yatırdım ve üstünü örttüm. Neden gözlerim doluyordu?
Yatağın kenarına oturup bir süre onu izledim. Fark etmeden sanki duyabilecekmiş gibi konuşmaya başladım. "Başkası dokunsa kan çıkaracağın saçlarına o dokundu." Birkaç dakika sessizlikten sonra devam ettim. "Nasıl içim soğusun ki şimdi benim?"
*****************
jk gibi sevenimiz olmadi
lisa sabah uyandiginda nasil bir tepki verecek acabaa
umarim begenmissinizdirr
vote vote vote
yorum yorum yorum
opcuuuukkk 🥺💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuckin' genius | liskook
FanficYakın arkadaş olan Chaeyoung ve Lisa lise son sınıf öğrencileridir. Aşırı katı bir aileye sahip olan Chaeyoung'un son senesinde sınıfta kalma gibi bir lüksü yoktur. Arkadaşına çok değer veren Lisa ise kopya vermesi için sınıfın zeki çocuğu Jungkook...