lisa album cikar da bir tazelenelim askim
*******************
- Cuma Günü, Şirket 14.00 -
LisaDün kızlara bahsettiğim gibi şirkete gelmiştim. Daha doğrusu gelmiştik. Jungkook da yanımdaydı.
Yanımdaydı fakat değil gibiydi. Geldiğimizden beri şirketteki çalışanlarla konuşmak dışında benimle iletişim bile kurmamıştı. Sandığımdan daha fazla kırmıştım onu. İşin komik tarafı ise onun bana hiçbir kötü hareketi olmamasına rağmen yapmıştım bunu. Salak kafam benim. Bir kez de olsa iyi davranmayı deneyebilirdim.
Beni en çok strese sokan şey ise şirkette babasının sekreteri olacak olmamdı.
Sessizlik içinde uzun koridoru yürüdük ve büyük kapıya vardık. Tahminimce babasının odasıydı.
İki kere kapıya tıkladı ve içeriden "Gel" sesini duyduğunda kapıyı açtı.
Orta yaşlarda olan adam bizi gördüğünde ayağa kalktı. "Baba bahsettiğim kişi Lisa." Başımla selam verdiğimde kabul etti ve tekrardan koltuğuna yerleşti. Jungkook ile karşılıklı oturduğumuzda tekrardan söze girdi. "Okul olduğu için Lisa sadece öğlen gelebilecek. Bunları zaten konuşmuştuk fakat ona karşı bunları unutmayarak davranmanı istiyorum." Konuştuğunda da durmuyor ki. Taramalı gibi amk.
Babası oğluna gülümsedi ve bana döndü. "Jungkook sen gelmeden önce burada çalışma nedenini bana açıkladı ve sanırım ilk iş deneyimin. Bu seni strese sokabilir fakat merak etme. Buradaki herkes sana karşı nazik davranacaktır, ben de dahil tabii ki." Gülümsediğimde bana karşılık verdi. "Hemen işe başlamak zorunda değilsin. Zaten günün yarısı da gitti sayılır. Hafta sonları tam gün, hafta içi ise yarım gün olarak yarın işe başlayabilirsin." Başımla onayladım. "Ben çok teşekkür ederim. Sizi mahcup etmeyeceğim."
"Çok güzel bir kızsın Lisa. Umarım parlak bir geleceğin olur. Tüm iyi dileklerimin seninle olduğunu unutma lütfen."
Babam bile geleceğimi düşünmezken yeni tanıştığım bu adam beni düşünüyordu.
Gözlerimin dolmasına izin vermeden ayağa kalktım. Jungkook da benimle birlikte hareketlendiğinde tekrardan teşekkür edip odadan çıktık.
Asansöre bindiğimizde nedensizce konuşma gereği duymuştum. "Baban çok iyi birisi." Kafamı çevirip ona bakmadım. O da bana cevap vermedi zaten. Aramızdaki bu soğukluk omuzlarıma yük gibi geliyordu.
Arabaya bindiğimizde daha fazla dayanamadım ve ona döndüm. O ise arabayı sürmeye devam ediyordu. "Nereye kadar susacaksın?" Söylediğim şey ile yüzünde mimik bile oynamadı. Gözlerini yoldan ayırmadan konuştu. "İçimdeki kırgınlık geçene kadar." Arkama yaslandım ve önüme döndüm. "Kenara çeker misin arabayı?" Beni duymamıştı veya duymak istememişti çünkü ne sağa çekmişti ne de yavaşlamıştı. "Kenara çek, konuşacağız."
Ani frenle arabayı sağa çektiğinde neredeyse camdan fırlayacaktım. O ise arabanın durmasına rağmen ellerini direksiyondan çekmedi. Bana bile bakmıyordu. Söyleyeceğim şeyleri kafamda toparladım ve ona döndüm. "Kaç kere özür dilemem gerekiyor bilmiyorum ama affetmen için daha ne kadarı gerekiyorsa yapacağım. Tekrardan ve tekrardan özür dilerim."
Hala yola bakmayı sürdürüyordu. Belki daha içten bir özür dilemem gerektiğini düşündüm ve direksiyondaki elini tuttum. Yaptığım şey ile bana döndüğünde içimden sevinç çığlıkları atıyordum. Bana bakması bile bir başarı sayılırdı.
"Ben senin hayatında hangi sıfattayım?" Böyle bir soruyu beklemiyordum.
Ellerini direksiyondan çekti ve tam anlamıyla elimi tuttu. Gözlerindeki duyguyu anlamıyordum. O kadar karışıktı ki. "Hadi söyle bana. Ben senin neyinim? Bir arkadaş? Bir dost?"
İkisi de olmadığına emindim. "İkisi de değilsin." İşte şimdi gözleri alev püskürtüyordu. Buna rağmen sesindeki sakinliği korudu. "Söz veriyorum, şuan beni neyin olarak görüyorsan bu arabadan indiğimizde ondan fazlası olmayacak." Benden bir cevap bekliyordu fakat ben cevabı bilmiyordum.
"Arkadaşız."
"Olmadığımızı biliyorsun."
Her şey olabilirdik fakat kesinlikle arkadaş değildik. Aramızdaki şeyin ismi kesinlikle arkadaşlık olamazdı ama sevgili kelimesi ise fazla kaçıyordu.
Ani gelen bir dürtüyle ben ona sordum bu sefer. "Ben senin neyinim peki?"
Bir süre cevap vermedi veya veremedi. "Bana öyle bakma." Bir şeylere kendisini inandırmak ister gibi başını iki yana salladı. "Arkadaştan öte olmadığımızı söyleyip gözlerimin içine bu şekilde bakma benim."
Tam o anda aramızdaki ilişkiyi düşündüm. Beni defalarca kez korumaya çalışmıştı. Benim onu kırmama rağmen ısrarla yardım etmişti ve hala daha ediyordu. Tek düşündüğü şey beni korumaktı aslında.
"Bambam seni etkilemeye çalışıyordu çünkü eğer bir ilişkisi olsaydı şirketin başına geçme olasılığı artacaktı. O gece sizi izledim Lisa. Yanlış anlayabilirsin fakat bunu sadece senin güvenliğinden emin olmak için yaptım. O şerefsize o kadar güvenmiyordum ki sizi takip etmekten başka bir şey gelmedi aklıma. O akşam ne içtiniz bilmiyorum fakat içinde uyku hapı olduğu belliydi. İçtikten birkaç dakika sonra gözlerin kapanmaya başlamıştı zaten. Tamamen bayıldığında daha fazla tutamadım kendimi."
Her zaman her şeyin farkındaymış diye geçirdim içimden. Beni cidden koruyormuş.
Hiçbir şey diyemedim. Bir kez konuşmaya yeltendim ama saçmalayacağımı düşünüp sustum. Ne diyebilirdim ki? Her zaman benim iyiliğimi düşünmüştü. Onun yanında değilken bile aklında bir yerlerdeydim. Bunu düşünmek gülümsememe sebep oldu.
Ondan hoşlanıyor muydum?
Cevabını sadece kalbimin ritmi sayesinde öğrenebilecektim.
"Şimdilik arkadaş kalalım."
"Sadece şimdilik."
Ellerimizi ayırdı ve arabayı tekrardan çalıştırdı. Yol boyunca yüzüne bakamadım. Kırgınlık vardı içimde. Ona karşı değil, kendime karşı.
Beni eve bıraktığında eve çıkıp çocuklara yazdım. Jungkook'a bahsetmemeleri içinse baya bir tembihledim.
Birkaç dakika sonra muhteşem kadro da kapımdaydı zaten.****************
AYNEN LISA ARKADAS AMK A Y N E N
kafamda cok guzel planlar var haydi hayirlisi 🤭iş olayi cok icime sindi nedenini bilmiyorum
allah da herkese bir jk nasip etsin 🤲yeni bolum pazar da gelebilir (atarsam helal olsun bu arada) fakat carsamba da gelebilir tatil sonucta. siz yine de umidinizi kesmeyin belki erkenden de atabilirim
umarim begenmissinizdiirrr
3k okunmaya ulasiyoruz bu arada duygusal bir anayım 🥲
vote vote vote
yorum yorum yorum
opcuuukkk 😽❤️🩹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuckin' genius | liskook
FanfictionYakın arkadaş olan Chaeyoung ve Lisa lise son sınıf öğrencileridir. Aşırı katı bir aileye sahip olan Chaeyoung'un son senesinde sınıfta kalma gibi bir lüksü yoktur. Arkadaşına çok değer veren Lisa ise kopya vermesi için sınıfın zeki çocuğu Jungkook...