21- SEVGİLİ

31.5K 3.4K 1.9K
                                    

Maraba,

Geçen bölüm adı şehvetti ama hiç şehvet yoktu diye isyan edenler olmuş. Ben bölümü yazmadan önce bölüm başlığı koyuyorum. Şehvetli bölüm olması niyetiyle girdim ama olmamış. Kusura bakmayın.

Bundan sonraki bölümler eski khalesi kitapları gibi hissettirecektir. Kamuoyuna duyurulur, sevgilerle

Uykusuz, gergin geçen gecenin ardından okula gelmek cehenneme adım atmak gibiydi. Uykusuz olmamın sebebinin okulda bulunması ise okula gitmemek için bir sebepti.

Dünkü yarı itiraftan dolayı aşırı heyecanlıydım aslında, rahatsız değildim. Rahatsız olmadığım için tüm gece huzursuz uyumuştum.

Onun itirafı benim de kendime olan itirafımı geciktirmeli olsa da gerçekleştirmişti. Kendimi kandırmamayı seçtim ve inkar etmeyi kenara bıraktım.

Ondan hoşlanıyordum.

Aynı İspanya'daki Felix'den hoşlandığım gibi. Ona olan heyecanımı ve sevgimi arkadaşlık olarak görüp kendimi kandırmıştım. Ondan herhangi bir şey görmediğim için hislerim körelmiş, bu aydınlanmayı yaşamamıştım.

Homofobik dolu Türkiye'de böyle bir itiraf almak ise oldukça değiştikti. Gece binbir düşünceyle kapalı gözlerimi aydınlanmış gibi panikle açmış, daha sonra kafanda kurma diyerek geri kapatmıştım.

Bana oyun oynamayacağını düşünüyordum, özellikle bu şekilde.

Sinirimi bozan tek şey ise kendinden o kadar emindi ki bana sarılıp, temas edebiliyordu. Özgüveni, benim öz saygımın üzerinde tepinmesini istememiştim.

Şimdi ne yapacağımı bilmiyordum ama ne yapmayacağımı çok iyi biliyordum.

Okula girdiğimde geç kaldığımı tek tük öğrencilerin gezindiği bahçeden anlamıştım. Geldiğimden beri ilk defa geç kalıyordum, adımlarımı hızlandırıp okul binasından içeri girdim. Açık sınıflardan gelen gürültüler öğretmenlerin daha derse girmediğini gösteriyordu.

Adımlarım yavaşladı, acele etmeden merdivenleri çıkmaya başladım. Kendi sınıfımın bulunduğu kata çıktığımda koridor öğrenci kaynıyordu neredeyse, herkes bir köşeye geçmiş sohbet ediyordu. Sınıfta da aynı sohbeti yapabilirlerdi ama sınıfın dışı daha güzel geliyordu sanırım.

O sırada Aliseydi ile göz göze geldim.

Aliseydi ve tayfası her zamanki yerlerinde, kalorifer peteğinin önündeydi. Aliseydi'nin bugünde gelmeyeceğini düşünürken birden karşımda onu görmek değişik hissettirmişti.

Bakışlarını ilk çeken o oldu, dün beni öpmemek ve temas etmek için deliye dönen o değilmiş gibiydi. Okula ilk geldiğim andan itibaren karakteri ve ruh hali sürekli değişiyordu.

Dengesiz.

Tam bakışlarımı çekecektim ki Furkan'ın anlamını bilmediğim, garip bakışlarına maruz kaldım. Yüzü ifadesizdi ama gözleri hiç öyle değildi.

Tüylerim ürperdi.

Adımlarımı durdurmamak için kendimi zorladım, neden bilmiyorum ama bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Geçmiş veya şu an için değil, geleceğin fragmanı gibiydi.

Furkan saniyelik garip bakışlarının ardından sanki hayal görmüşüm hissiyatı yaratan sırıtışı ile arkadaşlarına döndü.

Boğazımı temizleyip hızla önüme döndüm, adımlarımı hızlandırıp sınıftan içeri girdim. Çatık kaşlarımla sırama ilerleyip oturdum.

Gün kötü başlamıştı ve öyle devam ediyordu.

Dakikalar sonra öğretmenle beraber tüm sınıf yavaşça içeri girdi. Test çözülmesi için boş bırakan öğretmen geldiği için kimse onu pek ciddiye almıyordu. Gürültü kesilmemiş, herkes kendi aleminde takılıyordu.

Aliseydi ve tayfası yerlerine geçtiler. Hepsi gülüşüyor, eğleniyordu.

"Aliseydi yan mahalleye gittiğin anda seni sniperla vurmasınlar." dedi Vural kahkaha atarak.

Aliseydi'nin cevabını duymadım, Furkan atladı lafa.

"Adnan abinin kız kardeşiyle sevgili olmuş, bizim mahallede bile suikast düzenlenebilir." dedi dalga geçip gülerek.

Bakışlarımı hızla onların olduğu tarafa çevirdim, Aliseydi dudağının kenarı kıvrılmış vaziyette onları dinliyordu. Sırtını duvara yaslamış, bedeni sınıfa dönüktü. Elindeki koyu renkteki kalemi masaya vurup ters çevirirken göz ucuyla bana baktı, sanki bakıp bakmadığımı kontrol etmişti.

Onlar Aliseydi'nin sevgilisi hakkında konuşmaya devam ederken aniden gülme isteğiyle güldüm, sanırım fazla sesli gülmüş olacaktım ki duyanlar, Aliseydi'nin tayfası sözlerini kesip ters ters bana bakındılar öylece.

Dudaklarımı yalayıp gülmeyi kesmeyi denedim ama daha fazla gülüyordum, onların bakışlarına herhangi bir tepki vermediğim için Furkan tövbe estağfurullah çekip konuşmasına devam etti.

"Ne gülüyorsun deli deli?" dedi Berkay yanımda telefonuyla oynarken.

"Bilmem..." sinirden ve olayın komik olmasından dolayı gülüyordum.

Kafamı iki yana sallayıp telefonumu cebimden çıkardım ve Berkay'ın görmeyeceği şekilde hafifçe aşağı indirip sohbet kısmına girip onun adını buldum ve girip klavyeye dokundum.

Marco: Gerçekten mi?

Marco: Küçük bir çocuk musun sen?

Telefonun titreme sesi kulağıma gelmişti, ona baktığımda telefonu alırken göz göze gelince benim mesaj attığımı anlamış olacaktı ki ifadesini bozmadan tek eliyle telefonun ekranını açtı. Mesajı okuduğunda yüz ifadesi değişmedi, parmakları klavyede hareket etti.

Umursamaz bir şekilde yazıyordu.

Aliseydi: Ne diyorsun?

Marco: Sırf seni kabul etmediğim için kıskandırmak için gidip başkasıyla mı sevgili oldun?

Mesajı gördüğünde kaşları çatıldı, alayla sırıttı.

Aliseydi: Seni kıskandırmak için sevgili olduğumu düşündüren ne?

Aliseydi: O gece seni denedim olmadı, ben de yedekteki kişiye gittim

Aliseydi: Çok üstünde durma

Aliseydi: Üstünde durup salak salak hareketler yapma

Aliseydi: Dün geceyi unut

Mesajlarını okuduktan sonra kafamı kaldırıp ona baktım, telefonu elinden atıp arkadaşlarıyla konuşmaya devam etti.

Aşırı umursamaz duruyordu.

Cevap vermedim, nefesim hızlanırken telefonun ekranını kapatıp cebime attım.

Sinirden ve üzüntüden tüm vücudum titrerken, bir gecede olayların yine onun aleyhinde düzelmesi tüm planlarımı iptal etmişti.

MESLEK LİSELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin