2- SIRA

34.8K 3.2K 1.3K
                                    

"Orospu çocugu."

Herkes aynı anda kahkaha attığında onlarla beraber gülmeye başladım, neden bana küfür ettirip bu kadar mutlu olduklarını bilmiyordum ama onlar güldükçe ben de mutlu oluyordum. Biri eliyle saçlarımı karıştırdı, diğeri sırtımı pat patladı.

Neredeyse tüm sınıf benim sıramın önünde duruyordu. Üçüncü günüm olmasına rağmen hâlâ ilgi odağı bendim ama artık korkup çekinmiyordum.

"Marco, Marco..." dedi Kerem, gülerken kafamı kaldırıp ona baktım. Hevesle yanındakini itip gülerek konuştu. "Pezevenk desene bir kere."

"Pezevenk." dedim biraz zorlanarak, kelimeyi kafamda tartıp söylediğim için kaşlarım çok hafif çatılmıştı. Daha sonra yine hepsi gülünce ben de güldüm. Doğru söylemiştim sanırım.

"Hoca geliyor." kapının önündeki çocuk bağırınca herkes yavaşça dağıldı. Hoca diye hitap ettikleri Fizik öğretmeni içeri girdiğinde hemen ardından Aliseydi eli cebinde, rahat bir tavırla sınıfa girdi.

Ve peşinden daha önce hiç görmediğim kumral bir çocuk daha girdi. O içeri girdiği anda herkes 'ooo' demeye başlamıştı.

"Lan Furkan, sonunda geldin." dedi orta sıradan bir çocuk, herkes tanıyordu içeri giren çocuğu çünkü neden geç geldiğini sorguluyorlardı.

"Oğlum birkaç günde kendime tatil verdim." diye cevapladı çocuk sırıtarak.

Aliseydi sıranın önüne gelip burnunun kenarını kaşıyarak durdu, geçip oturmak için bekliyordu. Oturduğum yerden kalktım, Aliseydi yüzüme bakmadan benden birkaç santim daha uzun boyuyla geçip oturdu. Sıraya yayıldı.

Ben de yeniden yerime oturduğumda öğretmen derse başlamak için tahtayı açıyordu. O sırada adının Furkan olduğunu öğrendiğim çocuk sınıftakilerle şakalaşarak benim olduğum sıraya doğru yürümeye başladı. Yan tarafla konuşmayı kesip silinmeyen gülümsemesi ile bana döndü. Bakışlarını benden çekmeden tam dibime gelip, sıranın önünde durdu.

Elindeki defteri sıranın üstüne koydu.

"Şimdiiii..." dedi iki elini sıraya koyup hafifçe eğilirken. "Kardeşim hoş gelmişsin."

"Hoş buldum." dedim gülümsemeye çalışarak. Sesimi duyunca daha fazla gülüp yanımdaki çocuğa döndü. Yan yan Aliseydi'ye baktım, geriye yaslanmış dirseğini sıraya koyup, işaret parmağını dudaklarına yan bir şekilde koymuş dudakları kıvrılmış vaziyette bizi izliyordu.

"İzinli olduğum için sen geldiğinde okulda değildim, sıra boşmuş oturmuşsun." dediğinde gülümsemem aniden soldu.

Aliseydi'nin yanından kalkmak istemiyordum.

"Öyle mi olmuş." dedim üzgün bir sesle. Tam devam edecekken bu tavrıma güldü. Şimdi özgüvenli halinden çok samimiyetle bakıyordu.

"Öyle."

Aliseydi'ye dönüp baktım, hiçbir şey demiyordu. Yeniden sıradan kalkmamı bekleyen çocuğa döndüm.

"Ben burada otursam olamaz mi?"

İkisi birden sesli sesli güldü.

"Olamaz." dedi Furkan gülerek ama sesi  tersini söylüyordu sanki. Bakışlarını Aliseydi'ye dikti, kafasını iki yana salladı.

"Kardeş ayıp olmayacaksa geçip Kerim'in yanına otur."

Furkan hiç bozulmadan gülerek kafasını salladı ve elini çekip omzunu dikleştirdi. Bana kısaca bakıp hiç sıkıntı etmeden orta sıradaki boş yere oturdu. Anında yanındaki kişiyle sohbete daldı.

"Vay be Furkan'ı yerinden etti." önümüzdeki Ahmet bizim tarafa dönüp konuşurken kafamı çevirip ona baktım.

"Anlamadim?"

"Şaşirmadim." dedi beni taklit edip, sırıtarak önüne döndü.

Öğretmen derse başladığı sıra Aliseydi cebinden telefonunu çıkardı, zaten üç gündür hiç ders dinlediğini görmemiştim. Göz ucuyla baktığımda bir telefonu yan tutup bir maçı açtı.

Sesini en kısığa getirdi.

Eğilip hangi takımın olduğuna baktım ama tanıdığım futbol takımlarından değildi.

"Kimin maç bu?" futboldan pek anlamazdım.

"Galatasaray, Fenerbahçe." diye sakince cevapladı, kafamı sallayıp kendimi geri çektim.

"Hangisini destekliyorsun?"

Bakışlarını maçtan çekip, bileğini bana çevirdi. Dövmesi olduğunu yeni fark etmiştim.

1905 yazıyordu ve aslan figürü vardı.

Takımını dövme yapacak kadar fanatik mi?

"Galatasaray." dediğinde bileğini tutup dövmeyi incelemeye başladım.

"Galata.." dediğimde, "saray." dedi bileğini çekmeden.  "Galatasaray." dedim bu sefer birleştirip.

Ben bırakana kadar bileğini çekmedi, bıraktığımda masaya yavaşça koydu. Gözleri zaten maçtaydı, kaşları hafifçe çatılmıştı. Maç özeti izliyordu.

O sırada arkasını dönmeden Ahmet geriye yaslanıp belini esnetip gibi yapıp konuştu.

"Aliseydi, Fener dün cimbomun anasını-"

"Sikerim ecdadını, kes."

Aliseydi'yi ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Ahmet'in yanındaki Vural onu uyarır gibi dürttü. Sanırım onlar da Aliseydi'den korkuyordu.

Tüm ders boyunca maç özetini izledi, dün izlemiş olmalıydı ama yine de her golde dişlerini sıkıp sinirini dizlerine vurarak çıkarıyordu. Futbol ince çizgisi olmalıydı.

Kafamı sıraya koyup videonun bitmesini bekledim, onu sinirli görmek istemiyordum.

MESLEK LİSELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin