30- ARABA

25.7K 2.7K 2.4K
                                    

"Orospu çocuğu... hadi..."

Aliseydi ön cama yasladığı telefonuna bakarken koltuktan vücudunu ayırdı, top kaleye yaklaştıkça o da cama yaklaşıyordu.

"Hadi..." dedi yeniden, cama girmek üzereydi.

Kerem Aktürkoğlu denilen oyuncu topu kalenin dışına, taraftarlara doğru attığında spikerle beraber yanımdaki çocukta bağırıp küfür ederek elini direksiyona iki kere vurdu.

"Ayağının bağını sikeyim senin Kerem." dedi öfkeyle, geriye yaslandığında boş gözlerle ona baktım.

Maç başlayalı yirmi dakika olmuştu ve bir gözü bendeyken diğeri maçtaydı. Bir şey konuşurken kaleye yaklaşan topu gördüğü anda dünyanın en önemli meselesini bile anlatıyor olsa susuyor ve nefesini tutarak izlemeye başlıyordu.

Nefesini tutmaktan vazgeçtiği an ise sadece küfür edip, bağırıyordu.

Ben de futbol severdim, keyif alırdım maçları izlerken. Heyecanlanıp yükseldiğim zamanlar da olurdu ama hiç böyle kendimi kaybettiğim olmazdı. Daha doğrusu Aliseydi kadar aşırı fanatik birini görmemiştim hiç.

Her şeyin fazlasının zarar olduğunu, kızarmış ellerinden anlıyordum. Direksiyona vurmaktan ya elini kıracaktı ya da direksiyonu indirecekti.

"Bu Kerem'e verdiğimiz paralar haram biliyor musun?" dedi işaret parmağıyla küçük ekrandaki kısa boylu, üzgün adamı gösterirken. Lanet ederek konuşuyordu sanki.

"Sakin ol biraz." dedim umursamazca, Kerem adlı kişinin parasının haram olup olmadığı ya da gol atıp atmaması umrumda değildi.

"Sakin olamam yabancı."

Kenara koyduğu birasını eline alıp üç büyük yudum içti. Geldiğimden beri bir şişeyi bitirmişti, diğerini de yarıya indirmişti.

Ortamızda duran iki limona gözüm değdi, benden limon isteme sebebi bana da bira almasından dolayıydı. Limonla beraber içilince mide bulantısını önlüyormuş. Tabi eve gittiğimde içki kokmak istemediğim için teklifini reddetmiştim.

"Aç değilsin değil mi sen?" maç biraz daha rutin bir oynamaya geçtiği için bu sefer tüm dikkati bendeydi.

"Yok yedi ben akşam yemeğini."

Dudağının kenarı kıvrıldı.

"Ben de seni yesem?"

Ses tonundan bile ne ima ettiği belli oluyordu, kalbim hızlandı. İlk geldiğimde sadece dudağımdan kısaca öpmüştü, tabi bunun ona ve bana yetmeyeceği malumdu.

"Olmaz." direkt üzerine atılmak istemiyordum, zaten boş bir arazide de olsak güvenli gelmiyordu burası.

Yüzüme bakarak içkisinden bir yudum daha aldı, bitirdiği şişeyi ayak ucuna koyduktan sonra yaslandığı yerden bedenini ayırıp bana yaklaştı ve aniden bileğimden tuttu. Ona engel olamadan beni üstüne çekti.

Sırtını kendi kapısına yaslarken, bacağını koltuğa uzatmıştı kırarak. Tabi sığmıyordu bu koltuğa, beni de üstüne çektiğinde dengemi kaybetmiştim ama beni tutup bacağını hafifçe açtı.

Bir şey söyleyeceğim sırada belimden tutup, kafasını boynuma gömdü. Dilini sürüp ıslaklığını bulaştırarak öptükten sonra biraz daha üstüne çekiştirip, aletine baskı yapacağı şekilde konumlandırdı beni. Düşmemek için camdan tutunurken o çoktan kalçama baskı yapmaya başlamıştı.

İki kolunu belime sardı, kalçama kendisini sertçe vurduğunda ani gelen hareketle hafifçe inledim. İçime giriyormuş gibi vurmuştu, bundan zevk almış olacaktı ki bir daha aynısını yaptı.

MESLEK LİSELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin