28- KAVGA

31.3K 3.1K 2.3K
                                    

Yaşadığımız garip ama bir o kadar da güzel olan vakitten sonra eve geldiğimde bir süre kendime gelemedim.

İlk defa bir erkekle bu kadar yakın oluyordum, öpüşüyordum. Her saniye değişen ruh halimden dolayı yaptığım şeye pişman olmak ve mutlu olmak arasında gidip gelsem de yüzü aklıma geldiğinde sadece heyecandan karnım kasılıyordu.

Giderken yaptığı uyarı beni durdurmak yerine daha da merak etmeme sebep olduğu için sürekli telefonuma bakıp durmuştum tüm gün. Kendisi de dahil kimse ne mesaj atmıştı ne de aramıştı.

Mutlu olma sebebim ise ertesi günü sabahın erken saatinde günaydın mesajı almış olmamdı, pişman olduğum zaman dilimi yok olup giderken artık sadece mutlu hissediyordum.

O günün aksine daha olgun konuşuyordu, heyecanlı hali gitmiş gibiydi. Şu an gerçek bir flört olduğumuzu hissediyordum.

Onun yüzünü görünce utandığımdan yüzüne bakamam diye düşünürken, ikimizin de sanki her zaman öpüşüyormuşuz gibi davranması üzerine utanma duygumda tamamen yok olmuştu. Rahat davranıyordum.

Tuvaletten çıkarken telefonum titrediğinde kimden mesaj geldiğini anlamıştım, Javier dün anlattığım şeylerden dolayı sürekli mesaj atıyordu ayrıntıları öğrenmek için. Ama tabi ki utandığımdan ona bütün ayrıntıları anlatamıyordum.

Beni öptü dediğimde nerenden diye sormuştu, yanağımdan değil tabi ki diye cevap verince zaten oranı hiç düşünmedim diyerek aklına gelen fesat düşünceleri açığa çıkarmıştı bile.

Neler yaşadığımı elbetteki tek dostuma anlatacaktım ama tamamen hazmettiğimde.

Lavabolara doğru yürürken kapı açıldı, göz ucuyla baktığımda gördüğüm kişi duraksamama sebep oldu. O günden sonra hiç yüz yüze görmemiştim.

Ufuk kulağının arkasına koyduğu sigarayla, arkadaşlarıyla konuşarak içeri girdiğinde beni görünce aynı tepkiyi o da verdi. Yüzü ifadesiz bir hal alırken, saniyeler sonra kafasıyla selam verdi. Bu hareketine şaşırıp tepki veremeden kendi önüne dönüp lavaboların olduğu yere yürümeye başlamıştı bile.

Yutkunup önüme döndüm, hâlâ bana kırgındı bakışlarından bile belliydi bu. Düşman olmadığını ise selam vererek göstermişti.

Suratım asılırken elimi yıkamak için lavaboyu açtım, soğuk su tenime değerken dalgın bir şekilde elimi yıkamaya başladım.

O sırada ne zaman geldiklerini fark etmediğim onuncu sınıflar küfürleşerek, atışarak sohbet etmeye başlamışlardı. Kahkahaları ve gereksiz bağırmaları yüzümü buruşturmama sebep olurken aniden Ufuk'un sesini duydum.

"Sessiz olun lan!" diye bağırdı, küçük sınıfların böyle ses çıkardığını anlamıştı büyük ihtimalle. Elimi yıkamayı bırakıp suyu kapattım o sırada. Hepsi sesini kesmişti.

"Sessiz ol lan!" onuncu sınıflardan bir çocuk sesini biraz kısarak arkadaşını uyarır gibi yapıp, taklit yaparken gürültü yapan arkadaşını omzundan ittiğinde çocuk bana çarptı.

Canım acımamıştı ama bir adım geriye gitmeme sebep olan çocuğa ve onu omzundan itene çatık kaşlarımla baktım.

"Yavaş." dedim sadece.

Normalde büyük sınıflar böyle bir uyarıda bulunsa sesini çıkarmazlar, arkalarından söverlerdi. Ama çocuğu iten benim boylarına yakın kumral çocuk sırıtarak suratıma baktı.

"Oo bunun da dili açılmış." dediğinde hayretle yüzüne baktım, tek kaşımı kaldırmışken yanında arkadaşı gülerek omzuna dokundu.

"Olum dur uluslararası savaş çıkarma."

MESLEK LİSELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin