~55.Bölüm~

147 6 0
                                    

"Dünyama hoşgeldin"

İyi Okumalar💫

"Gözlerini kapamanı istiyorum ve kendini bana teslim etmeni" hıçkırıklarımın arasında yutkunmaya çalıştım. "Seni bu cehennemden kurtarmama izin ver" yavaşça gözlerimi açarak ona baktım. Dudakları kıvrıldı. Gözleri o kadar yoğun bir şekilde bakıyordu ki 'hayır' diyemedim. Sadece beni kucağına almasına göz yumdum. Herkes uyumuştu. Ağır ve yavaş bir şekilde beni taşıyarak kapıya doğru götürdü. Başım ağrıyor,midem bulanıyordu. Çok halsiz hissediyordum. Kapıdan çıkınca kapıyı arkamızdan kapattı ve dimdik yürümeye devam etti.

"Hakan.." Yavaşça kafasını eğmesini izledim. "Baksana,belki bu sefere ben ölüyorumdur?" Güldü.

"Sen ölemezsin" boynuna sıkıca tutundum.

"Neden?"

"İzin vermem. Benden habersiz bir şekilde öldün diyelim," sustu.

"Ee?" Konuşmasını istiyordum. Kapkaranlık sokaklarda ikimizin konuşmalarının yankılanmasını istiyordum.

"Benden peşinden gelirim" ciddi olduğunu anlamak istermişçesine yüzüne odaklandım. Ciddiydi.

"Salak mısın?"

"Sadece senin yanında" gülümseme belirmemişti. Daha çok kızdım.

"Ben ciddiyim,Hakan kafayı mı yedin? Ben öldüm diye ölmeyeceksin. Hayat devam ediyor ve sen-" lafımı kesti. Arabasının yanına geldiğimizi anladım. Beni ön koltuğa oturtturdu. Kemerimi bağladı. Ve uzun bir bakış atarak kapımı kapadı. Arabanın içi soğuktu. Ellerimi birbirlerine sürterek bacaklarımın altına aldım. Kapıyı açarak kendiside oturdu.

"Hakan dinliyor musun be-" tekrar sözümü kesti.

"Kapa çeneni" daha dikkatle baktım. Kemeri sertçe çekerek taktı ve arabayı çalıştırdı.

"Ben sadece..sadece" devamını getiremedim. Park yerinden çıktığımız gibi gaza köklendi.

"Sen öldüğün zaman yaşamak için hiç bir şeyim kalmaz" sessizce yutkundum ve camdan dışarı bakmaya başladım.

"Herkes ölecek," güldü. Kahkahası arabayı doldururken sağa döndü.

"Sen benden önce ölemezsin. Ölürsen de bende arkandan gelirim. Er yada geç öleceğimizi söyleyen sensin. Neden senden sonra öleceğime,seninle birlikte ölmüyorum?"

"Kafayı yemiş bi çatlaksın" sola ani bir dönüş yaptığında savruldum. Fısıltı şeklinde küfür savururken "Çok ayıp" demesini dinledim.

"Beni nereye götürüyorsun? Duymadın mı beni? Gidiyorum burdan!" Çığlık çığlığa bağırırken başıma ağrı girmesiyle yüzümü buruşturarak başımı hafifçe eğdim.

"Gidemezsin. Bu saatten sonra kaçırılmış masum bi kızsın sadece. Şimdi kliniklerden birine gitmeliyiz. Hiç iyi durmuyorsun" yavaşça kafamı kaldırarak ona baktım. Ani bir frenle öne doğru sertçe geldiğimde emniyet kemeri sayesinde önde asılı kaldı. Acıdan inlerken Hakan ışıklara bakarak konuştu.

"Emniyet kemerleri hayat kurtarır" dalga geçermiş gibi ona baktım ve yüzümü buruşturdum. Arkama yaslanarak camdan dışarı bakmaya başladım. Kırmızı,sarı ve geç. Yeşilin yanmasını beklemeden gaza basarak bizi uçurdu. Başım dönmeye başlayınca çığlık attım. Yine bi ani frenle biraz bekledim nefes almakta zorlanırken kapımın açıldığını hissettim. Yavaşça beni kollarının arasına aldı ve çalılıkların arasına götürdü. Saçlarımı tuttuğu gibi öğürmeye başladım acı tat daha çok midemi bulandırırken o koku daha çok kusmama neden oluyordu

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin