~40.Bölüm~

731 16 1
                                    

İyi okumalarr ^^

***

Rüya'nın ağzından:

beyazın üstüne,siyah benekleri olan bir elbise giydim. Siyah babetlerimi ayakkabı dolabından çıkardım ve giydim, koltukta duran çantamı elime alarak dışarı çıktım. Telefonum cebimde titrerken çıkardım. Gideceğim yere yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettim.

"Kızım" o kadar mutlu söylemişti ki anlatamam. Ben burda yetim ve öksüzken (yani şuanlık) o bu kadar mutlu muydu?

"Anne..". Annemi görmüyordum. Babamıda. Fakat babam işlerini düzene sokmuş ve yarın sabahın en erken saatlerinde burda olacağını söylemişti. Karnemi merak ettiğini de eklemeyi unutmamıştı. Annem ise..

"Alara ve gözdenin sana çok selamı var" kahkaha şeklinde söylediği cümlenin sonunda kızlar hep bir ağızdan "rüyaa!" Diye bağırdı. Gülüyorlardı. Bu arada alara ve gözde annemin sevgilisinin kızlarıydı... Gülümsemeye çalışarak

"Meraba" dedim. Onlar orda mutluyken ben filmleri hiç aratmayacak derecede hayatımla tek başıma başa çıkmaya çalışıyordum.

"Seni öpüyorum kızım eğer burda olsaydın bizimle eğlenirdin..ama sen şuan orda üzgünsün.." Devamını getirecekken yerimde durdum ve

"Üzgün? Ciddi misin? Anne,kendimi bu kadar iyi hissetmemiştim. O kadar çok mutluyum kii anlatamammm" kaldırımda kahkaha atmaya başladım. Yanımdan geçenler bana deliymişim gibi bakarken yürümeye devam ettim.

"Sevindim" sesi kırgın çıkmıştı.

"Bende! Şuan işim var kapatmalıyım iyi eğlencelerr!" Bağırarak söylemiştim. Sonunda içten bir kahkaha atmayı başardım. Bazen Çok iyi bir oyuncu olabiliyordum.

"İyi eğlenceler" dediğinde kahkaha atmaya devam ettim. telefonu hemen kapattım, yüzüm hemen asıldı. Gülmek için kendimi fazla zorlamıştım.

Evin önüne baktım.Kapının tam ortasındaki tokmağa vurdum. Biraz daha vurdum ve kapı açıldı.

İçeri daldığımda kimse yoktu. Kapıya yaslanmış gözlerini kaşıyan emire döndüğümde yavaşça kapıyı kapattı. Gözlerini hala kaşımaya devam edereken

"Rüya" dedi. Sesi hala uykuluydu,beni güldürdü. Çantamı hemen kapının orda duran koltuğa koydum ve babetlerimi çıkardım. Gülümseyerek

"Emir" dedim. Yanağından makas alarak mutfağa girdim. Dolaba açtığımda tost ekmeği,kaşar peyniri ve salam vardı. Arkama döndüğümde emirin bu sefere mutfağın kapısına yaslandığını gördüm.

"Başka birşey yemez misin?"

"Biliyorsun..." Bildiğim için sözünü ben tamamladım.

"Tostu çok seviyorsun" kafamı sağa sola salladım ve yine buzdolabına döndüm. Malzemeleri çıkartıp bızdolabının kapağını kapattım. Ekmeğin ağzını açtım ve 4 dilim çıkardım.

Masanın sandelyesini çekerek oturduktan sonra kafasını masaya koydu. Gözleri beni izliyordu. 4 dilim ekmeği tosterin (tostır) içine yerleştirdikten sonra tosteri çalıştırdım. Tost ekmeği bulunan poşetin ağzını düğümleyip buzdolabına geri koydum.

"Gülnaz nasıl biri?" Dediğimde emire döndüm. Kafasını masadan kaldırıp gülmeye başladı.

Çekmeceden bıçak aldım ve masaya ilerledim. "Neden gülüyorsun?" Dediğimde kaşarı ince ince dilimlemeye başladım. Kafamı hiç anlamında salladı. Ardından konuştu

"Fiziği güzel,yüzü kötü,saçları güzel,gözleri güzel yani benden geçici puan alıyor" dediğinde gözlerimi kaşarın dilimlerinden kaldırıp emire baktım.

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin