~32.Bölüm~

804 19 8
                                    

Rüya'nın ağzından:

Sınıfa girince matematik öğretmenimizin söylediği türden sıralar 3 kısımlıydı. Her kısımda 4 sıra vardı. Ben pencerenin olduğu kısımda en arkada otururken hakanda en sol kısımda arkanın bir önünde oturuyordu. Arkasında kimse yoktu. Benim yanımda cenk oturuyordu.

Cenk beni görünce sımsıkı bir şekilde sarıldı. Bende ona karşılık verdim. Çok özlemiştim.

"Özlettin kendini" dedi. Ayrılınca gülümsedim. Arkama döndüğümde hakanın duvara yaslanmış bize baktığını görmüştüm. Kıskandırmayı falan bırakın ama cenki gerçekten özlemiştim. Onun hakkındaki herşeyi biliyordum. Anlatıyordu.

Cenk adayı seviyordu. Fakat ne kadar söylemesini yada söylemem hakkında konuşsamda istememişti. Berkde en yakın arkadaşımdı ama cenk daha farklıydı.

Hakan yerine yavaşça geçti. Bana bakmıyordu. Bile. Bende ona meydan okurcasına bakmayı kestim. Önüme döndüğümde öğretmen sınıfa gelmişti. Derse başlamıştık. Fakat hala aklımda hakan vardı. Elimi çenemin altına koyarak hakanı izlemeye başladım. Ona bakmadan duramıyordum. Ne kadar meydan okumak,kafa tutmak,pişman etmek istesemde yapamıyordum.

Yakışıklıydı. Fazlasıyla. Ben kimseyi kıskanmazken bu kelimeyi onda öğrenmiştim. Hani bazılarına göre yani aşık olmayanlara göre şaçma gelebilirdi. Bir kızın bir erkek için hayatından vazgeçebilmeyi göze alması. Onları anlayabiliyordum. Tabi emirle tanışana kadar. Banada saçma geliyordu. Bir erkek için böyle şeyler yaşamak falan. Sevdiği erkekleri takip edenler o zamanlar bana fazla acınası geliyordu. Ama şimdi ben yapıyordum.

Bir an olsun cenk beni dürttü ve

"Derse odaklansana,şunu düşünmeyi kes" diyerek işaret parmağıyla hakanı gösterdi.

"Bi kere o 'şu' değil!" Dedim. Şu kelimesinin üstüne vurgu yaparak

Gülümsedi. Bende gülümsedikten sonra öğretmen

"Tahtadaki soruyu kim çözecek?" Dedi.

Etrafıma bakındığımda kimse parmak kaldırmıyordu. Bazıları kağıda birşeyler çiziyor. Bazıları saate bakıyor. Bazıları soru çözüyormuş gibi yapıyor, hakan rahat bir şekilde sırasında oturuyor,bazılarıda benim gibi öğretmenle göz teması kurmamaya özen gösteriyordu.

"Peki o zaman listeden seçelim" dedi ve sınıf defterinin ilk sayfasını açtı. Gözlerini sınıfa çevirdi ve işaret parmağını lisetenin üzerine koyarak aşağı yukarı çıkarttı. Derin bir nefes aldım. Ardından öğretmen

"Hakan" dedi. Aldığım nefesi geri verdim.

Hakan "58" diye cevap verdi. Öğretmenle göz teması bile kurmuyordu.

"Tahtaya gel,çöz" dedi sert bir tonla. Hakan bakışlarını öğretmene çevirip

"Hayır" dedi.

"Zorlama lütfen çık tahtaya" dedi. ilk defa matematikçinin bir öğrenciyle böyle konuşmasına şahit olmuştum.

"Cevap 58 işte başkasını çıkarın o çözsün" dedi. Umursamaz bir tavırla. Bakışlarımı öğretmene doğru çevirdiğimde orta kısımda en önde oturan bir kızın hakana bakarak gömleğinin düğmelerini göğsüne kadar indirmeye başladığını gördüm. Hakan öğretmene bakıyordu fakat kızı görebiliyordu! Kız dudağını ısırıyordu.

Kızın dikkatini çekmek için birşeyler düşünmeye başladım. Sinirden elimdeki kurşun kalemi kırdım. Sınıf sessiz olduğu için bazı kişiler bana doğru bakmaya başladı. O kızda bakınca elimle "sen bittin!" Der gibi hareket yaptım.kız Hemen anladı ve önüne dönerek düğmelerini iliklemeye başladı. Gülümsedikten sonra bakışlarımı yine hakana çevirdiğimde oda gülümsüyordu.

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin