~4.Bölüm~

1.4K 40 0
                                    

Adanın ağzından:

Rüya 'ya sakin olmasını söyledim. Ağlamıyordu. Hemen bir görevli çağırdım. Kapıyı açtı. Rüya o kadar kötü gözüküyordu ki anlatamam. Kıpkırmızı olmuş ve nefes nefese kalmıştı. Onu tuvalete götürdüm.

Ve elini yüzünü yıkadım. Şimdi iyi gözüküyordu. Sınıfına bıraktım. Yanında cenk oturuyordu. Rüya 'yı yerine otutturup cenk'e olanları anlattım. Rüya'ya dikkat etmesini söyledim. Kabul etti. Hemen sınıfa gittim. Berk tahmin ettiğim gibi ordaydı. Tabiki de yanında yine buket vardı.. Berk'e bakıp ona:

"Konuşabilir miyiz?" Dedim. Buket'kıskanmış olacak ki hemen araya girdi:

" hayır konuşamazsınız" dedi. Berk sinirlenmişti ve buket'e bakarak :

"Hayatıma sen karışamazsın ister konuşurum ister konuşmam, hem sen kimsin ki karışıyorsun " dedi. Ah berk onu sevmiyordu. Buda beni gülümsetti. Sonra berk yanıma geldi ve...

Berk'in ağzından:

Ada'nın yanına gittim. Bana sinirli gibi duruyordu. Ona bakarak:

"Ne oldu?" Dedim. Bana baktı ve:

"O arkadaşına söyle rüya 'dan uzak dursun"dedi. Anlamamıştım. Hangi arkadaşım uzak durmalıydı? Şaşırmıştım. Hem benim ne suçum vardı.

Daha olayları bilmiyordum. Ona söyledim. Oda şaşırmış ve kızgınlığı az da olsa azalmıştı. Bana olayları,hakan'ın rüya'ya neler yaptığını anlattı. İnanamamıştım. Hakan rüya'ya aşıktı. Yani bu çok belliydi peki kendinden neden nefret ettirmeye çalışıyordu? Ada'ya dönüp:

"Tamam ben konuşurum" dedim. Oda hiçbir şey demeden yerine geçti. Ders başlamıştı.

Tenefüs olmuştu. Herzaman ki gibi hakan bahçedeki yerimizde oturuyordu. Yanına koşarak gittim ve ona neden bunları yaptığnı sordum. Bana döndü:

"Sanane " dedi. Ona bakarak:

"Hakan haklısın beni ilgilendirmez fakat senin rüya'ya aşık olduğun apaçık belli. Sen ne yaparsan yap o senden nefret edicek fakat sen ondan edemeyeceksin" dedim ve hızlıca uzaklaştım.

Emir'i aradım cevap vermiyordu. Okulada gelmemişti. Çıkışta evine gidip olanları onada anlatmam gerekiyordu.

Hakan'ın ağzından:

Berk çok haklıydı, hemde çok. Kıza aşık olmuştum. Ve böyle davranmam doğru değildi. Onun canını yakmaya çalıştıkça benim canım yanıyordu. Onu kıskanıyordum. Bunları düşünürken cenkle aşşağı indiler cenk ona ceketini vermişti bir banka oturdular. Ve cenk ona sarıldı. Çocuk canına susamıştı...

Rüya'nın ağzından:

Kütüphanede kapalı kaldığım için korkmuştum. Kapalı alanlarda kalınca sanki nefes alamayacakmışım gibi oluyordu. O değilde en çok beni üzen bana bunları yaşatanın Hakan olmasıydı...

Hava almam gerektiğini söyleyerek cenkle aşşağıya indik. Bir banka oturduk. Hakan'ın bize bakarken gördüm. Beni sevip sevmediğini anlamam için tek bir yol vardı. Kıskandırmak! Eğer birisini kıskanırsanız ona aşık olduğunuz ya da sevdiğiniz anlamına geliyordu. Cenk bana moral vermek için sarıldı. Tanrım.

Hakan sinirlenmişti. Çok kızmış ve bize çok kötü bakıyordu. Bahçeye tuğçe çıkmıştı. Hakan tuğçeyi yanına çağırdı. Ve herkesin içinde bağırarak "bugün boşsam bize gel "dedi. Ben kıskanıyordum. İnkar etmiyorum. Tuğçe zaten hakan'a canını verecek kadar seviyordu. Herkese hakan benim hayatım diyordu. Tabikide tuğçe boşum demişti.

Okul bitmişti herkes evine gidiyordu. Az kişi vardı ben yine geç kalan şöförü bekliyordum. Tekrar o yolu yürümeme imkan yoktu. Hakan ve tuğçe çıkıyordu. Onları görünce hemen çalılıkların ordan onları izlemiştim. Tuğçe hakana dönüp:

"Ee nereye gidiyoruz" demişti. Hakan umursamaz bir şekilde:

"Senle hiçbir yere gitmem " diyip bir taksi çevirdi ve "bayanı evine bırakın" demişti.

Taksi gidince çalılıkların orda çıktım ve gülmekten kendimi tutamıyordum. Bana baktı ve sinirli bir şekilde:

"Burda ne yapıyorsun?" Diye sordu. Bende :

"Şöförü bekliyorum yine geç gelecek galiba hem konuyu değiştirme niye tuğçeyle gitmedin?" Dedim. Bana bakıp güldü ve:

"Canım istemedi, istersen seni evine kadar bırakabilirim" dedi. İnanamadım. Daha 3 saat önce bana kötü davranan biri şimdi iyi davranıyordu. Durdum ve sonra:

" olur" dedim. Yürümekten iyidir. Beni eve bıraktı.

Ada'nın ağzından:

Çıkışta berkle konuştum bana hakanla ne konuştuğunu anlattı. Çok yakışıklı ve çekiciydi bence... Bana

"birşeyler yapmak isteyip istemediğimi " sordu. Gülümseyerek:

"Aslında bugün boşum , eve gidip annemle kavga etmekten iyidir." Dedim. Gülmeye başladık. İnanamıyordum. Beni bir kafe ye getirdi. Oturduk. Konuştuk. 1 saat sonra bana dönerek:

"Aa şey Emir bugün okula gelmedi istersen onun evine gidelim hem onla konuşmak istediğim bir şey var" dedi. Bende :

"Olur fark etmez." dedim . Gülümsedi. Arabaya bindik ve ben ona bakıp :

"Busede bugün okula gelmedi , arıyorum fakat açmıyor." Dedim

Gülmeye başladı. Ben şaşırarak:

"Niye güldün ?" Dedim. Oda hala gülmeye devam ederek.

"Dün emir'e buse sence nasıl bir kız diye sorduğumda çook güzel demişti . Birlikte olabilirler mi?" Dedi. Bende güldüm ve onun gözlerine baktım:

"Olabilir " dedim. Çok tatlı bir şekilde güldü ve gaza bastı. Buse hiç kimseyle yakın olmayan kimseye yüz vermeyen kız,emir onu seven kızları takmayan umursamayan bir erkek aslında çok ortak özellikleri vardı. Berk'e dönüp güldüm ve:

"Aslında yakışırlar " dedim.

İkimizde gülmeye başladık...

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin