~56.Bölüm~

146 4 0
                                    

seni böyle hissettiren olmuş muydu?

✖️İYİ OKUMALAR✖️

Rüya'nın ağzından:

"Çok kötü gözüküyordu" vişne suyu dolu bardağımdan bir yudum alarak kapıya bakmaya devam ettim.

"O sikik çocuğu mu önemsiyorsun bana mı öyle geliyor?" Yavaşça kafamı çevirdim ve çerezlerden seçerek en sevdiğim kuruyemişi parmaklarımın arasına aldım. "Kajuları seviyorum. Kaydırak şeklinde kıvrımları hoşuma gidiyor. İlk önce uç kısmını ısırıyorum sonra hepsini ağzıma atıyorum" ağzıma kajuları attığımda Hakan'ın gülüşünü duydum. Kollarımı omzuna yerleştirerek dudaklarımı yanağına bastırdım. Gözlerimi kapatarak kokusunu içime çektim.

"Baban aradı" kafamı omzuna yaslayarak korkuyla ona baktım. "Nasıl yanı?"

"Kızını kaçırdım merak etmesi normal değil mi?" Gülümsedim.  "Tabiki de telefonu açmadın" diyerek daha çok güldüm. Yavaşça belimden tutarak kucağına oturtturdu. Hareketsiz kalarak ona baktım. Terden tenime yapışan saçlarımı arkaya doğru aldı ve yavaş hareketlerle boynuma dokundu. Tüylerim ürpermeye başlarken gözlerimi kapattım ve boynumu sağa doğru yatırdım. Kulağıma eğilerek nefesini boynuma üfledi. Üst dudağını yavaşça tenime dokundurdu. İçimi istemsizce çektiğimde kahkaha atmaya başladı. Gözlerimi araladığımda kendime gelerek onu itekledim. Yanına otururken kolumdan tutarak barmenin yanına götürdü.

"Odalardan biri temiz mi?" Gözlerimi kapatarak bu utanç verici anı görmemek için yutkundum ve yanan vücudumu unutmaya çalıştım. O tahrik edici ses tonunu kullanmasından nefret ediyordum.

"Bu anahtarı oda numarası 2" aniden kolumun çekilmesiyle öne doğru hızla düştüm. Yavaşça kafamı kaldırarak inledim.

"Hiç dikkatli olamaz mısın?" Kollarımdan tutarak beni kaldırdı. Yavaşça kucağına aldığında güldüm. "Beni özlemişsin bakıyorum" dedim. Hafifçe dudakları büküldü. Kapıyı yavaşça açtığında beni yatağa bıraktı. Kapıyı kapatarak kilitledi. "Rahatsız edilmek istemiyorum"

Üstünü çıkartarak yanıma geldi. Dudaklarıma yöneldiğinde kulağına fısıldadım. "Bir şey denemek istiyorum" gözlerini açarak yanıma uzandı. "Dene"

Üstümü çıkararak üzerine oturdum. Saçlarımı geriye doğru ittirdim. Sütyenimin kopçasına elleri giderken durdurdum. Yavaşça kollarını  yanlara koymasını sağladım. Hafifçe kalçamı oynattığımda gözlerini kapattım. "Bana pür dikkat bakarken yapamam" dedim ve çıplak vücudumu onun göğsüne değdirdim. Dudakları aralanırken üst dudağımı yanağında gezdirdim. Hafifçe dudaklarının üstüne değdirdiğimde vücudu tepki verdi.

Kulağına yaklaştım. "Seni böyle hissettiren olmuş muydu?" Gülümsedi. "Sanırım hayır" sevinçle gülümsedim. Kulağına öpücük kondurdum. Yavaşça kemerini açtım ve düğmelerine elim gitti. "Çok yavaşsın" dedi kesik kesik. Gözlerini açarak beni yana yatırdı ve pantolonunu çıkardı. "Kusura bakma dayanamıyorum" beni altın alarak dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Sert ve hızlı bir şekilde öperken sütyenimin kopçasını becerikli elleriyle açtı. Üstümdekilerden kurtuldu. Teni tenime değdiğinde gözlerimi kapadım.

"Çok özledim" fısıltısı odayı doldururken iç çamaşırımı yavaşça aşağı çekti. Yerini aldığında içimde hissettim. Gözlerimi kapayarak yorganı ellerimin arasına alıp sıktım. Hızla gel git yaparak inlememe sebep oldu. Ellerimi ellerinin arasına alarak omzuna koymamı sağladı. Dudakları dudaklarıma değerken gülmeye başladı. "Biraz daha" dediğimde ne dediğimi anlamayıp mahçup bi şekilde ona baktım. Kulağıma yaklaşarak "seni böyle hissettiren olmuş muydu?" Dedi. Gözlerimi kapatarak dudaklarımı onun yaptığı gibi büktüm. "Sanırım hayır"

Emir'in ağzından:

"Ada gitti" bira dolu bardağı kafasına dikerken kahkaha attım. "Gidenler ardında bıraktıklarına bakmıyorken biz niye gidenlerin arkasından bakıyoruz?" Bu cümleye karşı sadece güldüm ve fısıldadım. "Acını çıkaracaksan böyle yap" yavaşça viski dolu şişeyi kafama diktim. "Ananı sikiyim hep acı var lan!" Berkin bağrışları barı doldururken kapı açıldı. Şişeyi masaya koyarak karşımızda duran kıza baktık.

"Bakın kimler gelmiş" berk ayakta zor durarak Ada'ya baktı. "Konuşabilir miyiz?"

Berk gülmeye başladı ve birden ciddileşti. Tam adaya adımını atacakken omuzundan tutarak durdurdum. "Sarhoşsun dikkat et pişman olacağın bir bok yapma" berke elimi sertçe ittirdi. Gözleri alevler içinde yanarken bir adım daha attı.

"Özür dilerim ben," berk dudaklarına işaret parmağını götürdü ve sus işareti yaptı. "Bebeği aldırmak istiyordun değil mi?" Ada kendini tutamayarak yere çöktü. Elbisesine sarıldı ve ağlamaya başladı. Berk bana dönerek elleriyle adayı işaret etti.

"Şuna bak beni siken o ağlayabilen de o," yavaşça kafasını adaya çevirdi. Ve fısıldadı. "Kazanan bu sefer o olmucak" kızı kollarından sertçe tutarak havaya kaldırdı. Berk'e bırakması için vurduğumda yumruk attı. Geriledim. Kızın saçından tuttu. "Siktin hayatımı!"

"Pişman olacağın bir şey söyleme!" Daha çok bağırdı. "Sürtüksün kızım sen!" Saçlarım ellerimi geçirdim. "Berk deme!" Ada güçsüzce ağlamaya devam ederken nefesi kesildi. Berk onu yere hızla fırlatırken ada duvara sertçe çarpıldı ve yere düştü.

"Amına koyduğumun kızı! O benim çocuğum! O benim" kız korkudan ellerini başının üzerine yerleştirdi. Bu berk farklıydı.

"Berk,yapma" fısıltısı kesik kesik gelirken ona tokat attı kız soğuk zemine düşerken berki tutarak geriye ittirdim. "Bir daha ona vurursan benimle kapışmak zorunda kalırsın!" Kahkaha atmaya başladı.

"Bu kızdan nefret eden kardeşlerimden bir tanesi bana bu kızı koruyor. Yanlış mı görüyorum?" Kızı kollarından tutarak sandalyeye oturtturdum. Berk bağırarak üzerime atıldı. "Ona dokunma!" Yumruk atarak yere serdim. Üzerine çıkarak daha hızlı vurdum. Ardından barmen e işaret verdim.

"Kendine geldiğinde beni arasın" yavaşça üzerinden kalkarak nefes almakta zorlanan Adayı kucağıma almak için yeltendim. "Ne oluyor?" Bembeyaz elbisesi kan içindeydi. "Ah siktir!" Hızla kucağıma alarak dışarı çıkardım. "Canım yanıyor Emir hemde çok" arabaya koşmaya başladım. "Sakin ol çocuğa bişey olmayacak yada sana tamam mı?" Yavaşça titrek bir nefes aldı.

"Peki ya kalbini hissetmiyorsan artık yaşıyor sayılır mısın?" Onu ön koltuğa yerleştirirken konuştum.

"Hastaneye gidelim felsefetik konuşmamızı orada gerçekleştiririz. Şimdi sadece sessiz ol ve sakin ol seni yetiştireceğim"

***
Saatler sonra
***

"Nasıl durumu?"

"Siz yakını mısınız?"

"Abisiyim"

"Ameliyat onu yordu tabiki de fakat bebeği kurtaramadık. Saatler önce ölmüş" derin bir nefes alıp verdim. Koltuklardan birine oturarak "ada nasıl?" Dedim.

"24 saat beklememiz gerek çok kan kaybetmiş" kafamı onaylar bir şekilde salladım. Doktor ve ardından hemşireler giderken ayağa kalktım. Camdan bakarak onun maviler içerisinde yatışını izledim.

"Ah be kızım naptın" diyerek ona bakmaya devam ettim.

Arkamı dönerek bir hemşireyi durdurdum. "Merhaba konuşabilir miyiz?"

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin