~44.Bölüm~

586 22 8
                                    

"Ben.." Nefesimi titrek bir şekilde dışarı verdim. Hakan dudaklarıma yöneldi. Kendimi ona bırakmalı mıydım? Yoksa ...

"Seni ...seni istediğimi biliyorsun değil mi?" Dediğinde nefes nefese kalmıştı. Kafamı hayır anlamında salladım. Gülümsedi. "Sadece 1 yaşını daha doldurmanı bekleyeceğim ve o güne kadar.." Sözünü kesen gülmesi oldu. Gözleri yavaşça kısıldı ve yanakları kırıştı. Kahkaha atıyodu. Soluma kendini attı. Utançtan ellerimle yüzümü kapadım.

"Herşeyi mahvediyorsun!" Dedim. Hala gülüyordu. Yattığım yerden doğrulup bağdaş kurdum. "Egoist.."

"Ya sorma güzelim" dediğinde karnını tutuyordu. "Sanırım ölücem" dedi. Sağımda duran yastıklardan birini alıp kafasına geçirdim. "Öl kurtulalım" diye bağırdım. Hala gülüyordu. Yastığı yüzüne kapatacak bir şekilde tuttum ve üstüne çıktım.

Beni bir hamleyle sola doğru yatırttı. "Yere düşücez" diye bağırdım. Fakat beni dinlemeden beni daha çok itti. Yere düşerken gözlerimi kapattım. Ellerimle hakanın yakalarını sımsıkı tuttum. Gözlerimi açtığımda gülmekten kıpkırmızı bir yüzle karşılaşınca "hakan" diye bağırdım ve ellerimle yüzünü kapattım. Ayağa kalktığımda etrafa bakındım. Hakan doğrulunca ona döndüm

"Bu kadar komik olan şeyi bana söylemek istersin umarım?" Dediğimde kafasını yana eğdi ve hafif bir gülümsemeyle "aklıma yapacağımız sex den sonra verebileceğin tepkileri düşündüm ve.." Sözünü keserek inledim. "Bu kadar komik olan yani gülsüğün şey bu muydu?"

Taklit yaparcasına "korkuyorum hakan..." Diye bağırdı ve güldü. Elime geçirdiğim yastığı sert bir şekilde ona fırlattım. Reflexleri sayesinde yastığı havada yakaladı.

"Sus!" Dediği anda kapı çaldı. Hakan yere uzanmış hala gülüyordu. Rüya gözlerini istemsiz bir şekilde devirerek kapıya ilerledi.

Kapıyı açtığında oda servislerinde çalışan bir çocuk geldi ve bir masa getirdi. "Oda servisi ha-hanımefendi..." Dedi. Çocuğun yüzündeki çarpık gülümseme beni rahatsız etmişti.

Masaya elim uzandığında belimde bir el hissettim "şimdi gidebilirsin" hakanın sesi sert ve soğuk çıkmıştı. Bu beni yani hakanın beni kıskanışı her zaman güldürdüğü gibi şimdi de güldürmüştü.

Kapıyı kapattığında bu sefere ben gülmeye başladım. "Komik olan ne?" Dediğinde masanın üstündeki tabakları aldı.

"Beni kıskanman" dedim.

"Hiç komik değil" dediğinde karnıma giren sancıyla daha çok gülmeye başladım.

"Gülmeyi kes ve buraya gel. Açsın" dediğinde bardaklara içecek koyuyordu.

"Bende bira istiyorum. Fikrimi almadan meyve suyu koymayan hiç adil değil" dediğimde sandelyeyi çekip oturdum. Güldü ve "18 yaşında değilsin" dedi. Devam ederek. "Buda hem senin herşeyine karışacağım hem de bira türü şeyleri içmeyeceğin anlamına geliyor" dedi.

Patateslerime çatalımı batırıp ağzıma attım. "Haklısın" dediğimde oda sandelyeyi çekip oturmuştu.

"Ben...ben seni sıkıyor muyum?" Dediğimde sesim çatlamıştı. Hakanın boğazına lokma takılmış öksürmeye başlamıştı.

Birasından bir yudum aldı ve "ne?" Dedi.

"Benden sıkılıyor musun? Sıkıcı bir kızmıyım? Çocuksu mu? Aptal mı? Dediğin gibi öyle bir şey olduğunda heycandan ölecek biri mi?"

"Saçmalamaya başladın" dediğinde çatalı bıraktı.

"Saçmalamak mı? Niye cevap vermiyorsun. Kırılmayacağım. Sadece dürüst ol" dedim. Hakan gözlerini devirerek masada duran tabağının yanındaki peçeteyi alarak dudağının kenarında ki ketçapı sildi.

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin