~35.Bölüm~

809 17 10
                                    

Rüya'nın ağzından:

**birkaç gün sonra**

Olaylar tahmin ettiğim kadar kötü değildi. Sanırım. Aslında iyi de vardı,kötü de.

İyi haberden başlamam gerekirse ada berke bir tane daha şans vermiş,ve şuan çıkıyor olmalarıydı.

Kötü haber ise pardon haberler ise melek bana kötü davranıyordu. Beni tanımamazlıktan geliyordu. Bu konuda suçlu değildim. Emire beni sevmesini söylememiştim.

Diğer kötü habere gelirsek adayla telefon konuşması yaptığımızda bana hakan ve emirden kısa bir süreliğine uzak durmamı söylemişti. Kafamı toplamam için bu sürenin yeterli olacağını düşünüyordu ki haklıydı.

Hepberaber buluşmamıştık. Okulların kapanacak olmasından dolayı zaten okula doğru düzgün gittiğimizde yoktu. Yoklama alınmıyordu sonuçta.

Berk bu olayları birlikte üstesinden geliceğimize inandığı için bir buluşma tarihi ayarlayıp,mekan vermişti. Sözde orda buluşacaktık fakat adanın vermesi gereken bir sınavı olduğu için gelemiyordu. Berkde adayı çalıştıracaktı. Yani öyle demişlerdi. Melek gelme tarftarı olmadığı için hiç kimse onla konuşamadı.

Kafamı toparlayıp yarım saattir bunları düşündüğüm çalışma masasından kalkıp aynanın karşısına geçtim. Kendime uzun bir şekilde baktım ve fısıldayarak

"İğrençsin" dedim. İnsanlar arada kendine söylemesi gereken şeyleri aynanın karşısına geçip itiraf etmelilerdi. Ben öyle düşünüyordum.

"Çok aptalsın!" Bu konuşmalarımım yani kendi hakkımda düşündüklerimim tabiki de bir sebebi vardı. İğrençtim çünkü aşık olmak için elimden geleni yapmıştım. Oysaki aşık olmayı seçemezdiniz değil mi?

Emire aşık olmak istediğim için olmuştum. Hakana ise tesadüfen....

Hani bazılarınız aşkı küçümsediğimi sanabilir ki bu konuda haklısınız. Aşık olmak bana göre saçmaydı. Hayatın en utanç verici duygusuydu. Bir insan için kendinden vazgeçebilmeyi göze almak? Bir insan için uğruna herşeyini verebilmek? Hele ki onu kaybetme korkusuyla yaşayabilmek?

Ben bunları emir ve hakanda yaşamıştım. Emirde nasıl yaşadın derseniz

Küçükken ona kızlar çıkma teklifi ettiklerinde bir köşede oturup,tırnaklarımı kemirip,onların teklifini kabul etmemesi için dua ederdim. Onun için herşeyimi vermeye göze almıştım. Herşeyimden vazgeçmeye. Emir için böyle şeyler düşünmem saçma gelebilir. Platonik olarak sevdiğin bir çocuk için bunları yapmam falan ama emir farklıydı işte. Onun dikkatini çekebilmek için saçlarımı pempe fosforlu kalemlerle boyadığımı hatırlıyordum. Fakat emir o kızların teklifini kabul etmeyip onları umursamadığı gibi beni de umursamamıştı.

Bazıları saçma bulabilir fakat zaten aşk büyük bir saçmalıktan ibaret değil miydi?

Dolabımı açıp beyaz bir tişört,üstüne açık mavi tonlarındaki gömleğimi,altına deri siyah pantolonumu ve altınada siyah ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı açıp kendime baktım.

Banyoya yürüyüp içeri girdim ve musluğu açtım. Suyun soğmasını beklemeye başladım. Yüzümü yıkayıp kendime geldim. Odama ilerlediğimde çantamı alıp telefonumu çıkardım. Çok merak ettiğim bir soru vardı.

Kime: HAKAN ^^

İddamız,şu bir süreliğine konuşmama şeysi süresinde geçerli mi?

Diye yazıp gönderdim. Ekrana bakıp kocaman sırıttım. Hakana iddayı kazandığımda çok soru soracağım ve hepsine cevap vermesini isteyecektim. Aklımda cevaplanması gereken çok soru vardı. Tekefonu elime alıp,çantamıda koluma taktığımda odamdan çıktım.

KaybolmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin