''Çünkü benim masallarımda herkes gerçekleriyle yaşar !''
KAVANOZ KAFE
''Dün gece gelmedin?!'' Dedi Yediz. Sinirli değildi. Eyaz, Yediz 'in sadece birini öldürmeden önce sinirlendiğini bilirdi. Ancak Yediz 'in sakinliğini koruması için Eyaz'dan duyacağı iyi bir mazerete ihtiyacı vardı. Çünkü bahaneler Yediz'i sinirlendirirdi.
''Dün gece arkadaşlarımın yanında olmak istedim.''
''Ne?! Şaka mı yapıyorsun?''
''Yediz, dün arkadaşlarımın yanında olmak istedim. Çünkü...''
''Rakı kız Nil'in ergen dertleri beni ilgilendirmez. Arkadaşlarının yanında olmak istedin ama benim yanımda olmalıydın.''
''Umurumda değildi. O sırada tek istediğim kalmaktı. Kime gideceğim umurumda değildi.''
''Masalları nasıl anlarsın, Rakı Kız?'' Yediz konuşmasına devam ederken köpeklerin tasmalarını çıkartmaya başlamıştı. Eyaz tedirgin olmuştu fakat köpeklerin hiçbiri kımıldamıyordu. Harekete geçmeleri için özgürlüğe değil, Yediz 'in emrine ihtiyaçları vardı. Eyaz köpeklere bakmaktan vazgeçip, Yediz 'in söylediklerine odaklandı.
''Etrafındadırlar. Sana kendilerini inandırmak için bin bir geceye dağılırlar. Uykunun eşiğinde, çalarken gökyüzünün kapısını, dağılan masallar açar kapıyı, toplatmak için sana yıldızdan şekerlerini. Bayram tadındadır şekerler, seversin çok. Ama kapının ardında, hep daha fazlası olur. En sevdiğin pasta, düşlediğin rüya, hak ettiğin mutluluk, beklediğin kişi... Ancak masallar içeri buyur etmezler kimseyi. Tam adımını attığın anda kapıdan uğurlanırsın, en can alıcı sözlerle. Evine vardığında ise gerçekler karşılar seni, yağmurlu bir sabah da zehretmek için şekerlerini. Sana kapıyı açan el inandırırken masallara, kapıyı kapatan el sorgulattırır varoluşlarını. Masallar Rakı Kız, tıpkı sen gibi. Bencil, sadece kendine mucizeleri. Sadece kendisine aşkları, mutlulukları, dostlukları. Masallar Rakı Kız, onların gerçek olmadığını nasıl anlarsın? Nasıl kurtulursun büyüsünden, gerçeklerini tatsız bırakmadan önce?''
''Anlamam, Yediz. Ben o kapıyı çalmaktan vazgeçmeyen kişiyim. Ben Yediz, verilen şekerlerden kendisine ev yapanım. Komşu olmak isterim masallara inandırmak için birini, inanmaları için bana, çalınmasını isterim kapımın sürekli. Sandığın gibi bencil de değilim, her geleni buyur ederim içeriye. Her gelene anlatırım, zehrettiğim hayatıma tat katan masallarımı. Ama her gelen, hoşnutsuz ev sahipliğimden. Masallarımı kim duysa tıkamak istiyor kulaklarını. Çünkü masallarım Yediz, zehirli. Her biri pişman kapıyı çaldığına, çünkü Yediz masal başlamadan çürüttüm ben mutlu sonumdaki gökten düşen elmayı. Çıkmak istiyorlar Yediz, haklılar onları içeride karşılayan canavarlarım var. Masalın sonu bir an önce gelmeli diyorlar. Çünkü Yediz, benim masallarımda herkes gerçekleriyle yaşıyor. Sen de onlardansın, değil mi?''
''Ben kapını çalmadım, Rakı Kız. Sen beni davet ettin, ben geldim ama kapıyı çalmadım. Çünkü anladım, senin masal olduğunu. Şimdi gidiyorum. Çünkü sandığının aksine ben masallarınla kandırabileceğin Şehinşahı değilim. Ben onun celladıyım, masalları susturabilmek için Şehrazat'ı öldürmek isterim.''
''Yediz sırf bir gün gelmedim diye sözünden dönemezsin.''
''Ben gelmediğin için değil, arkadaşlarınla kaldığın için gidiyorum, Nil. Dostlarına düşkün insanları değil, düşmanını düşkün eden insanları severim.''
''Yediz dinlemelisin.''
''Seni öldürmeyeceğim, gitmene izin veriyorum. Belli mi olur? Belki Körebe'yi haklar, işime yararsın. Ya da ölür kendini masallarından kurtarırsın.''