9. BÖLÜM

14 4 0
                                    

  Şarkı Dark Horse, Katy Perry & Juicy J (İnstrumental)
  Nedense yazarken aklıma geliverdi. Beğendiyseniz o verip yorum yapmayı da unutmayın! Yazık Laura'ya, yalnız kaldı.

   Helena'nın odası çok güzeldi, gözlerim parlıyordu.

  Ben sandalyeye oturmuştum, o da karşıma oturmuştu. Çay içerken sohbet ediyorduk...

  ''... zaten burada kalacaksınız artık. Birbirimizi çok fazla göreceğiz Leydi Laura.''

  ''Burada kalacaksınız derken?''

  ''Sanırım Dük Roger söylememiş size. Siz Kral Lindon öldürülene kadar burada kalacaksınız. Kral Lindon çok hasta, Lider Dean kayıp, siz ise buradasınız, peki Natun'a saldırdıklarında kim savunacak? Tabii ki hiçkimse! O küçük insanları kim yönlendirecek? Tabii ki hiçkimse!''

  Helena'nın içinden şeytan çıkmıştı sanki, güvenecek hiçkimsem yoktu demek. Kral Lindon'un hasta olduğu veya Lider Dean'ın kayıp olduğu doğruydu fakat bu Natun'un güçsüz kaldığını göstermiyordu. Çayımdan bir yudum aldım, ''Majesteleri, müsaadenizle.'' deyip kalkmıştım. Arkamdan ''Yarın tekrar odama gelin, biraz daha sohbet edelim!'' diye bağırmıştı, kapıyı sertçe kapatıp odadan çıkmıştım. Sinirden dudağımı ısırmıştım, buradaki herkes pisliğin tekiydi. Bir tane hizmetçi yanıma gelince sinirlenmemiş gibi yaptım, ''Leydim, sizi odanıza götüreyim.'' onu görmezden gelerek aşağı inmiştim. Bahçeye çıkıp hava alacaktım, gerçi ne kadar işe yarardı ki?

  Hiçkimseye sormamıştım bahçenin nerede olduğunu, kendi kendime bulmaya çalışıyordum. Biriyle konuşacak hâlim yoktu. Şansıma tek denemede bulmuştum, bahçe baya genişti. Maalesef yalnız değildim bahçede, şövalyeler antreman yapmaktaydı. Hepsi çok ince giyinmişti, kolları tamamen gözüküyordu. Onlar uzak bir yerde hava almak istiyordum. Duvarın yanında büyük bir koltuk vardı, neden bir koltuk vardı ki?
  Onların dikkatini çekmeden koltuğa oturmuştum, onları izleekten başka seçeneğim yoktu sanırım. Aralarında Roger da vardı, beni fark etmesiyle bana göz kırptı, daha da sinirlenmiştim. Yanıma başka bir hizmetçi gelmişti bu sefer, ''Leydim bu bileziği Kral Derek size vermemi istedi, çok pahalıdır.'' uzattığı bilezik büyülüydü.

  Bilezik istediği zaman benim gücümü emecekti, hareket bile edemeyecek hâle gelecektim. Resmen bana tasma takıyorlardı, bu sınırı aştı.

  ''Oradan bakılınca aptala mı benziyorum?''
  Hizmetçi şaşırmıştı, sanırım aptala benziyordum. Sağ elimle ona sert bir tokat atmıştım. Hizmetçi tam düşecekken bana tekme atmaya çalışmıştı, maalesef ıskalamıştı. Hizmetçinin yüzüne tekme atmıştım, ''Şimdi kardeşim Lindon'a benziyor muyum Dük Roger?'' Roger'a dönmüştüm. Roger'a dönmem ile birkaç muhafız bana kılıcı çekmişti, ''Magnolia,'' demem ile kılıçlar parçalanmıştı. ''Hanımım, hepsini öldüreyim mi?'' Magnolia da bu sarayda casustu, benim biricik çiçeklerim...
 
  Bu bölüm kısaydı, diğer bölümlerde karakterlerin görünüşlerini atmayı düşünüyorum. Yeni bölüm, yeni karakter.

HUZURUN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin