13. BÖLÜM

7 4 0
                                    

  En geride ben vardım, diğerleri çok hızlıydı. Hızlanmaya çalışırken buz çatlamıştı, düşecekken biri beni kurtarmıştı.
  Korkudan gözlerimi kapatmıştım, açtığımda Roger'ın kollarındaydım. Beni kurtarmıştı, karşılığını vermeliyim. Kolunda büyük yarayı fark etmem ile hemen elimi yaraya koyup iyileştirdim, o an Roger gözlerini açtı. ''Laura?'' Zar zor konuşuyordu. ''Peşimizden gelmeyin, lütfen.''
  Olabildiğince hızlı kaymaya çalışıyordum, yanımdan bir ok geçmesiyle daha da hızlandım. Ursula'yı görmüştüm, diğerleri ilerliyordu. Ursula ile beraberdim, birbirimize tutunuyorduk. Aniden beni ileriye itmişti, ''Siz gidin, ben arkanızdan geleceğim!'' diye bağırmıştı. Ursula'nın gücüne güveniyordum. Ursula bir kere vurulduktan sonra ikincisi gelmez, çok çabuk kavrar her şeyi.

  ''Ursula nerede?''
  ''Arkamızdan gelecek,'' Diye cevaplamıştım Arthur'un sorusunu, ''Gemi hazır mı?'' diye ardından sormuştum. Bekledmediğim bir cevap almıştım, ''Gemi?'' Boris bana bakıyordu. Lider Dean cevapladı:
  ''Biz Natun'a yüzerek mi geçeceğiz? Salaklar, bir kere planlayıp gelin!''
  ''Ben yüzme bilmiyorum...'' Demişti Boris, bu vücutla boğulmaz aslında. Lider Dean daha da sinirlenmişti, ''Hepinizden nefret ediyorum!'' diye bağırmıştı. Lider Dean'ın sesini 10 metre uzaklıktaki yılanların bile duyduğuna eminim.

  ''Ben bulacağım!'' Diye bağırmıştı Arthur, ''Pardon? Natun Kralı'na hizmet eden bir muhafızsın sen! Gemiyi sana kim verecek?'' diye karşı çıktı Lider Dean. Ortamı yumuşatmak istedim, ''En azından deneyecek yani?'' hemen Lider Dean cevapladı:
  ''Laura sen karışma! Sen az önce düşmanı iyileştirdin, ona güç kazandırdın! Neden sizin gibi salaklarla beraberim?''
 
  Yılda 1 kere görülen Lider Dean'ın öfke patlamasıydı bu.

  ...

  ...

  Aralıksız koşuştan sonra bir hana gelmiştik, Boris'in yanında altınlar vardı. Herkes ayrı odalarda kalacaktı. Ben kendi odama girmiştim, düşünmeye ihtiyacım vardı. Öncelikle bir casus vardı, o casus benim büyü yapabildiğimi biliyordu. Bundan emindim, Ursula'yı iyileştirdiğimde Roger şaşırmamıştı pek. Amanda...
 
  Amanda biliyordu, bana ihanet mi etmişti? Onunla uzun zamandır beraberiz, bana ihanet etmiş olamaz. Genellikle böyle dendiğinde de ihanet ediyorlar, yani Amanda casus muydu? Amanda'nın casus olduğundan emin değilim fakat artık ona her şeyi söylememeliyim, en azından bir süre söylememeliyim.
 
  Sabaha doğru tekrar yola çıkacağız, gece Ursula'yı aramaya çıkacak Arthur. Şimdi uyuyup sabah enerjik olmalıyım. Beni uyandırmaya Boris gelir herhalde.
  Pencereyi kapattım, kilitledim. Ne olur ne olmaz yanıma hançer aldım, Arthur verdi. Aç değilim, o zaman uyuyabilirim. Başımı yastığa koymam ile uykuya daldım, normalde bu kadar hızlı uykuya dalmazdım.

 

  ''Laura, sesime gel!''

  Bir ses beni çağırıyordu, yoksa... ben öldüm mü? Etrafım sularla kaplıydı, küçücük adada kalmıştım.
 
  ''Laura, benim tatlı kahramanım!''

  Yalnız ben çoğu insanı kurtardım, hangisi ki bu? ''Acaba kimsiniz? Çoğu kişiyi kurtardım da.'' Ses ile rahatça konuşabiliyordum.

  ''Beni ellerinle iyileştirdin, bana gülümsedin...''

  Ben herkese gülümserim, mantıkken insanları iyileştirirken ellerimi kullanıyorum. ''Biraz daha ipucu verseniz?'' Diye sordum, bilmece falan sevmem.

  ''Rrrrr!''

  Ne? ''Rrrrr'' kelimesinden ne anlamam gerekiyor acaba?

  ...

  Selamlar! Beğendiyseniz oy verip yorum atmayı unutmayın! Oylar az olunca bölümü 1-2 gün geç atabiliyorum, bana da biri gaz vermeli.
  Sizce Amanda casus mu? Sizce o kişi kim?

HUZURUN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin