Direkt banyo yapmıştım, biraz olsa da rahatlamıştım. Amanda odama girdiğinde o rahatlık tamamen gitmişti. ''Hanımım, Lindon Bey sizi görmek istiyor.'' Demesiyle ayağa kalkmıştım, ''Zaten onun yanına gidecektim, umarım ben yokken bir şey olmamıştır!'' diye gülümseyerek cevap vermiştim.
Odaya girdiğimde arkamdan kapıyı kilitlemiştim. Lindon daha da kötü gözüküyordu. Maalesef onu büyüm ile iyileştiremiyordum, kalkan gibi bir şey engelliyordu. Aslında şu an iyi olması gerekiyordu fakat daha da kötüydü, biri bir şey yapmış.
Beni fark eder etmez toparlanmaya çalıştı, ''Abla, iyi misin? Onlar bir şey yaptı mı sana?'' endişeli bir ses tonuyla konuşuyordu. Boğazımı temizleyerek anlatmaya başladım:
''Bizi Dük Roger karşıladı, muhafızlarıyla beraber. Lider Dean zindana atıldı diğerleriyle beraber, onunla kaçacakken yolumuz ayrıldı. Dük Roger ile yalnız kaldım, sonra saraya geri döndük. Beni Warls Kralı'nın sarayına götüreceklerdi, orada Kraliçe Helena ile tanıştım. Kadın baya hakaret etti, sakinleşmek için bahçeye inecekken bir hizmetçi bana büyülü bilezik yani tasma verdi. Ben ona tokat atmam ile etraf birbirine girdi, O an Lider Dean geldi ve el ele kaçmaya başladık. Dağdan atlamak zorunda kaldık, Lider Dean dayanamadı. Onu hayata geri döndürmeye çalışırkene yakalandık, hayata geri döndü.
Uyandığımda beni bir kaleye kapatmışlardı, bir umut beklerken Boris'in sesini duydum. Onunla beraber kaçarken diğerleriyle karşılaştık. Lider Dean bir kadınlaydı, Ursula'ya ok saplanmıştı ve Arthur da Dük Roger ile savaşıyordu. Hepimiz el ele tutuşarak kaçtık.
Mola verdiğimizde Dük Roger, ben yalnızken beni yakaladı. Bana aşkını itiraf etti ve gitti.
Magnolia ve Daisy zaten yakalandı, Amanda büyük ihtimal casus, yakında savaş başlayacak, benim büyü yapabildiğimi herkes öğrendi sayılır.''Lindon ağzı açık bir şekilde beni dinlemişti, tam bir şey söyleyecekken ''Sen iyileşmene bak, sen iyileşene kadar zincirler bende olacak.'' diyerek öne atılmıştım. Lindon karşı çıkamamıştı, ''İyileşir iyileşmez onlara kim olduğumu hatırlatacağım.'' demişti. Dayanamayıp kafasına hafifçe vurmuştum, ondan sonra da odaya Amanda girmişti.
''Amanda, Lindon iyileşene kadar zincirler benim elimde. Bunu herkese duyur, bundan sonra Lindon'un odasına girmek için herkes benden izin almak zorunda.''
Amanda şok olmuştu, o cevap verene kadar ben odadan çıkmıştım....
Odamda Lindon'un hastalığını araştırırken içeriye Ursula girmişti, ''Hanımım, biz her zaman hazırız.'' savaştan bahsediyordu. Yanına gelip omuzlarını tuttum, ''Bu işi savaşmadan halletmeye çalışacağım, sizin hazır olduğunuzu biliyorum.'' derken istemsiz yere gülümsemiştim.
Onu koltuğa oturtduktan sonra yaralarını inceledim, birkaç tanesi derindi. Derin olanları büyü ile iyileştirecektim, ''Sizi çok seviyorum, beni hep koruyorsunuz hanımım.'' Ursula'nın dediği şey yüzünden birazcık utanmıştım. ''Gidebilirsin. Yaralanırsan gelmekten çekinme sakın.'' Demem ile ayağa kalkıp kapıya doğru gitti, ''Teşekkürler hanımım.'' diyerek odadan çıktı ve ben de yalnız kaldım....
Beğendiyseniz oy verip yorum atmayı unutmayın!
Amanda için ''Backstabber'' çalabilir mi? Her şey çok hızlı gelişiyor. Merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.Şu an favori karakteriniz kim? Yorumlara yazabilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUZURUN SESİ
RomansaWarls, Natun'un değerli büyük madenini almak ister. Bu yüzden de Warls Kralı, Natun Kralı ile görüşmek ister fakat Natun Kralı yani Lindon hastadır. O gidemeyeceği için de ablası Laura görüşmeye gider. Laura soylular ile arası iyi değildir, sadece...