Bölüm 11: Kursakta Kalanlar

79.8K 5K 2.6K
                                    

HELLOOĞ!

Hadi, hemen bölüme koşalım. Yorum yapmayı unutmayın canlarım 💐

 Yorum yapmayı unutmayın canlarım 💐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 11: Kursakta Kalanlar

Her şey bir anda tepetaklak olmuştu..

Bade, hep yarım kalacak gibi hissetmişti tekrar.. En mutluyum dediği her an üzülecek ve hiç geçmeyecek gibi hissediyordu. Ne zaman bir şeye heveslense kursağında kalıyordu.

Kabul etmek istemese de alışmıştı her sabah onlarla birlikte kahvaltı yapmaya. Esra ile kaldığı evde çoğu zaman birlikte kahvaltı edecek vakit bulamazlardı çünkü arkadaşı çalışıyordu. Uzun zaman sonra... bir aile ile birlikte kahvaltı ediyor, akşamları birlikte yemek yiyordu.

Hiç tatmadığı duyguları tatmış, hatta öz babası tarafından saçları okşanmıştı.

Kimse babanız varken babasız kalmanın ne demek olduğunu anlamazdı.. Mutlu bir aileyle büyüyen insanlar için belki basit bir konu bile olabilirdi bu.

Ama Bade'nin belki de bu zamana yaşama sebebiydi babası. Annesi küçükken yetimhaneye bırakmış, çok zor zamanlar geçirmişti. Geride ona kalan sadece iki değerli insan vardı.

Yaşamak için bir amacı olmadığını düşündüğü zamanlar bile oldu. Ancak o zamanlar kalbinden geçirdiği bir soru hayattan vazgeçmesine engel olmuştu.

"Ya babam yaşıyorsa?"

Şimdi babasını bulmuş, sabaha kadar onunla uyumuştu hatırlamasa da.. Söylediğinin farkında olmadan ağzından ilk kez baba kelimesi çıkmıştı kaburgaları sızlarken. Bütün acılarını gülümsemesine gizlemiş, baştan beri kötü olan tanışmalarını unutmaya çalışmıştı..

Şimdi bütün bu verdiği çabayı bir kalemde silmek zor geliyordu. Ancak kararından dönmeyecekti. Eşyalarını toplarken elleri titriyordu. Aşağısı ise bir savaş alanı gibiydi.

"Büyüğümüzsün dedik, bizi büyüttün dedik alttan almaya çalıştık. Dün kardeşime söylediğin kötü sözlerden sonra uyarmadım mı seni yade! Bir daha olursa, babam affetse dahi gözünün yaşına bakmam demedim mi?!"

Yalandan ağlamalarının arasından "Oğul!" dedi yaşlı kadın.

"Ben bir şey yapma-"

"YETER!" diye bağırdı Berzan.

"Ne halt olduğunu bilmiyor muyuz sanki senin yade?! İnsan burnunun ucundaki insanı tanımazdır hiç?!"

Yaşlı kadın oldukça ürkmüştü ve böyle bir tepki beklemiyordu. Torunları bu zamana kadar bir kere sesini yükseltmemişti ona. Şimal konağa ilk geldiğinde kadına az çektirmemişti, ancak kadın hiç sesini çıkartmamış kimseye bir şey dememişti. Şimdi iki günlük kız ortalığı karıştırmıştı ve karşısındaki ailesi hiç ona inanıyor gibi durmuyordu.

BİR KÜÇÜK SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin