11. Bölüm Namus

20.9K 1.3K 818
                                    


Tatlı okumalar :)


🍁🍁🍁

Sweatshirt ve eşofmanımı giydiğimde kapıya yöneldim evden aşağı indiğimde daha güneş görünmüyordu ama hava aydınlanmaya başlamıştı.

Ellerimi cebime koyduğumda önümdeki yoldan ilerledim. Sabah yürüyüşlerimi aksatmıştım kendime gelmem gerekiyordu. Spor salonuna da düzenli gitmiyordum ama yürüyüş yapmak istiyordum.

Bir süre ilerledikten sonra patika yola girdim. Yolun etrafındaki ağaçlar rüzgarın etkisiyle sallanırken hafif sesleride kulağıma geliyordu.

Bu yol yürüyüş için yapılmıştı evlerden ve ana yoldan ayrıydı. Bazı alanlarda kenarlara banklar koyulmuştu. Beklediğim gibi bu saatte kimse yoktu, rüzgarın kulağıma gelen uğultusu dışında bir ses yoktu.

Başta hafif yürüdüm, kulaklığımı takıp müzik açtım hafif hızda koşmaya başladım. Artık etraftaki sesler değil kulaklığımda ki müziğin sesi zihnimde dolaşıyordu.

Hızımı gittikçe arttırırken zamanın ne kadar geçtiğinin farkında değildim. Nefesiminde adımlarımla beraber hızı artıyordu.

Zamanın akışına bıraktığım koşumda yavaşlayarak durdum kulaklığımı çıkarıp cebime koydum, yürüyeceğim diye su almamıştım bu yüzden eve geri döndüğümde içicektim.

Dizlerime ellerimi koyarak yere eğildim nefes alışımı düzene koymak amacıyla bir süre nefes alıp verdim. Normal koşumdan fazla koşmuştum nefesimi hızla alıp verirken kalbim göğsüme baskı uyguluyordu. Gittikçe düzelen nefesimle kalbiminde rahatladığını hissettim.

"Sabah sporunu yaptın galiba" duyduğum sesle kafamı hafif bir açıyla doğrulttum. Aras birkaç adım atarak karşıma gelmişti.

Ellerimi dizimden çekerek doğruldum, kapşonlu sweet ve eşofman giymiş elinde ise bir çanta vardı belli ki o da spor yapıyordu. Bu sefer üstünde tişört yoktu ama üstündeki sweet inceydi.

"Sende spor yaptın galiba" dedim elindeki şişeyi bana uzatıp "Öyle" dedi. Dudağım bile kurumuştu teklifini reddetmek yerine uzattığı şişeyi aldım. Ben suyu içerken o sessizce beni izliyordu.

Şişedeki bütün suyu bitirdiğimde elimdeki şişeyi alıp çantasına koydu "Her zaman böyle erken mi kalkıyorsun başkomiser" ikimizde geldiğim yola ilerledik eve geri dönmek için. Anlaşılan onun sporuda bitmişti "Çok uyumayı sevmem" dedi.

Ellerimi cebime atarken kafamı ona çevirdim "Hergün spor yapıyor musun?" dediğimde "Genelde" diyerek belirsiz bir cevap verdi.

Yolda yürürken ufak bir bakış attım ama gözlerimi geri önüme çevirdim bu sefer konuşan o oldu "Ne sormak istiyorsan sorabilirsin" dedi soru sorucağımı nerden anlamıştı.

"Bir polise göre maddi durumun fazla iyi değil mi?" dedim çünkü arabasını ve oturduğu evi düşününce memur maaşıyla alınacak şeyler değildi.

"Sende bir polise göre fazla zenginsin" dedi tamam yani araba, ev, marka kıyafetleri düşününce haklı bir cevaptı "Benim ki aileden geliyor" dedim. Kafasını bana çevirdi "Benimkisi de" dedi o da ailesinden dolayı maddi durumu iyiydi.

"Ailen ne iş yapıyor?" dediğimde bilmiyorum dercesine dudağını büzdü "Nasıl yani?" dedim anlamlandıramadan "Orası biraz karışık" diyerek konunun devam etmesini istemediğini belli etti.

KELEPÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin