Yeni bölümle sizlerleyim.
Oy vermeyi unutmayın, bolca yorumlarınızı bekliyorum.
Tatlı okumalar :)
🍁🍁🍁
Yüzümde hissettiğim tüğ ile kafamı başka bir tarafa çevirdim, tekrar yüzüme değen tüğü ile gözlerimi açtım. Bulut gözlerini gözlerime dikmiş bana bakıyordu "Ne yapıyorsun sen kafamda?" yatağımdan doğruldum Bulut'u kucağıma alıp öptüm "Sen beni mi uyandırıyorsun?" dedim onu kenara bırakırken ben yataktan kalktım.
Dün eve geldiğimde Kuzey'i evine yollayıp uyumuştum. Odamdan çıktığımda mutfağa ilerledim. Benim gibi yemek yapmayı bilmeyen birisi ne yapabilirdi? Buldum tost ve kahve en kolayı.
Tostu makineye koyup kahvemi yapmaya başladım, telefonumu elime aldım Kuzey'i aradım.
Telefon çalmasına rağmen açılmamıştı, Kuzey bey bu saatte uyanamazdı uykucu herif. Tekrar aradım yine açılmadı, birkez daha aradığımda bu sefer telefon açılmıştı "Ne alacaklı gibi arıyorsun?" dedi mayışmış bir sesle "Günaydınlar efendim" güldüm bir tarafdan tostumu ve şekersiz kahvemi aldım. Mutfak tezgahına geçip oturdum, telefonu ise hoparlöre alarak tezgaha koydum.
"Bana daha gün aymadı" dedi boğuk bir sesle tahminimce şuan kafasının yarısını yastığına gömmüş olmalıydı "Dünya sizin gözlerinizi açtığınızda doğmuyor, gözlerinizi kapattığınızdada batmıyor" dediğimde hemen "Keşke" dedi içli bir sesle.
"Sen ne arıyorsun böyle tekrar tekrar, bir şey mi oldu?" güldüm tostumun neredeyse yarısını yemiştim "Öyle canım sıkıldı" dediğimde "Ya git başımdan Çağla'ya" dedi kızgın bir sesle.
"Ben uyandım, canım kuzenimde uyansın dedim" ben gülerken o daha sakin bir sesle "Bunun için defalarca aramana gerek yoktu" dedi.
Tostum bitmişti "Neyse sana iyi uykular kapatıyorum" bardağımı ve tabağımı kenara koydum "Uyku mu bıraktın sanki..." söylenmesinin devamını dinlemeden telefonu kapattım. Bugünlük Kuzey yeterliydi.
Bulut'un mamasını alıp mama kabına koydum, suyunuda yeniledim. Yatak odama girdiğimde hemen banyoya gittim. Kıyafetlerime baktığımda hangisini giysem diye düşündüm ama aralarından birini alıp giydim. Saçımı at kuyruğu yaptığımda sadece hafif makyaj yapmıştım.
Çantamı ve silahımı aldım, silahımı belime yerleştirdiğimde hazırdım, kapıyı kitleyip evden çıktım Bulut evde takılırdı. Merdivenlere ilerlerken aşağıdan sesler geliyordu, sanırım Aras'da çıkıyordu. Merdivenleri bitirdiğimde Aras'ın kapıyı kilitlediğini gördüm "Günaydın" bana döndüğünde "Günaydın" diyerek o da bana karşılık verdi.
Yanıma geldiğinde "Beraber gidelim emniyete, istersen?" dedi ben hâlâ araba işini halletmemiştim taksiyle uğraşıcağıma onunla gitmek daha iyiydi "Olur" başını sallayıp kapıya yöneldi bende onunla beraber çıktığımda onun arabasına bindik.
Bugün hava güneşliydi, hava durumu çok sık değişiyordu, Aras arabayı çalıştırdığında ben arkama yaslandım, bugün cinayet hakkında çalışmaya devam edicektik.
Yol boyunca ikimizde sessiz kalmıştık, emniyete geldiğimizde Aras arabayı park etti. Arabadan indiğimde Aras'da inmişti "Melis Ayman cinayetinde ilerleme olmuş olmalı" dedi "Umarım" dedim sadece, ikimizde emniyete girdiğimizde Asır karşımızdaydı bizim yanımıza geldiğinde "Günaydın" dedi bize katıldı, beraber üst kata giderken bu sefer Merve yanımıza geldi onun yanında ise Zehra vardı.
Aras durduğunda hepimiz durduk "Siz beraber mi geldiniz?" dedi Merve hafif şaşkın bir sesle, biz cevap vermeden Asır konuştu "Çağla, başkomiserimin üst komşusu, bu yüzden beraber gelmiş olmalılar" dedi Merve'ye göz kırparak. Merve "Aa anladım" dediğinde Aras konuyu değiştirdi "Hepiniz toplandığına göre bir şeyler var" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Fiksi RemajaKomiser Çağla çalışmak için İstanbul'a gider, cinayet büroda komiserlik yapan Çağla birçok cinayet görür ve bu katilleri bulma yolunda yanında... Başkomiser Aras Karakılıç Komiser Asır Atay Klimanalog Zehra Yalçın Adli tıp uzmanı Merve Ayman Olay y...