33. Bölüm

1.1K 142 51
                                    



Gözlerim yolda takılı kalırken elimden geldiğince daha hızlı gitmeye çalışıyordum. Ağaçlık alandan geçerken kışa rağmen camımı hafif açmıştım. Esen soğuk rüzgar beni kendime getiriyordu yada ben öyle sanmaya çalışıyordum.

Aras benimle ayrılık konuşması yaptıktan sonra kaçmıştı, bana ise bir not bırakmıştı. Hangi akla dayanarak böyle bir şeye yeltendiğini anlamıyordum. Kaçması onu daha çok suçlu pozisyonuna sokardı. Gerçi o kanıtlardan sonra davası uzun süre devam ederdi.

Bana verdiği adres bir ormanlığa götürüyordu beni. Bir Kaçak olarak kendi için ıssız bir yer bulduğu belliydi. Parmaklarımı direksiyonun üzerinde haraket ettirirken sakin kalmaya çalıştım. Kendimi sakin tutmalıydım.

Yeni yağan yağmurun izleri çamurlu toprakta izini korurken camı kapattım. Fazla soğuk olmuştu. Altımda kot pantolon, üzerimde ise siyah bir kazak vardı. Dizime kadar gelen kabanım beni ısıtırken buraya gelmeden önce giydiğim çizmem bu çamur için uygundu. Işıkları yanan kulübe göz hizama girdiğinde kapı girişindeki merdivenlerin ilk basamağında bulunan direğe yaslanmış etrafa bakan Aras'ı görmüştüm. Üzerinde ki tişörtüyle üşümüyor gibiydi. Arabamın kulübeye yaklaşması ile gözleri bana döndü. Karanlığa rağmen gözleri camı geçip beni bulmuştu.

Arabadan indiğimde elim kapanan kapının üzerinde durdu. Aras'ın arkasındaki kulübeye baktım. Küçüktü ama hoş bir görüntüsü vardı. Bir ormanda nasıl olabilirse o kadardı işte. Gözlerimi ışığı yanan kulübeden çekip Aras'a döndüm. Ona doğru hiç adım atmadığım için kendisi yaslandığı direkten ayrılıp bana doğru geldi. Karşımda dikildiğinde ellerimi kabanımın cebine koyup ifadesizce ona baktım.

Bakışımdan hissettikleri hoşuna gitmemiş gibiydi. "Çağla bir şey söylemeyecek misin?" benden ilk adımı bekler gibiydi. Şuan ona nasıl davranacağımı ölçmek ister gibiydi. "Söylecek ne var?" sakin kalamıyordum. İçimde ki siniri daha fazla koruyamadım "Kaçmak ne demek Aras? Sen bir şüpheliydin ama bu yaptığınla suçlu konumuna geldin" içimdeki siniri dışına vururken gözlerimi ondan çekmedim.

"Orada elimden bir şey gelmeyecekti. Her türlü suçlu konumundaydım. Elimde bir şans var onuda kullanacağım. Günlerim bana zehir olurken orada öylece oturup beni sorgulamalarına, suçlu ve mesleğimin yüz karası imalarına dayanamadım" benim aksime sakindi. "Bana bir hafta ver Çağla. Eğer bir hafta içinde kendimi aklayamazsam kendim gidip teslim olacağım ve başıma gelecek her şeyden sorumlu olacağım."

Benimle uzlaşmak ister gibiydi. Derin bir nefes verdiğimde ağzımdan çıkan buhar birkaç saniye içinde yok olmuştu. "Tamam
bir haftan var" dedim net bir sesle. Aras aramızdaki mesafeyi kapattığında sanki bunu bekliyormuş gibi sıkıca sardı kollarını bedenime. Elini saçlarımın üzerinde hissederken sarılışına karşılık verdim.

"Şömineyi yaktım içerisi ısındı başk..." kapının açılmasının ardından duyduğum sesle Aras'tan ayrıldım. Kapının girişinde bize bakan Asır ile Aras'a döndüm "O da mı seninle" Asır her şeyi biliyordu ama ben bilmiyordum "Asır'ın peşimi bırakma gibi düşünceleri yok. Bana biraz yardım etti ama onu tehlikeye atacak bir durum olmadı" bana el sallayıp gülen Asır'a boş bakışlar attım. Bu rahatlığı nerden geliyordu? Acaba Kuzey ile fazla mı vakit geçirdi bu süreçte.

"Dışarısı soğuk, İçeride konuşuruz" ellerimi ellerine kenetleyip beni eve doğru yürüten Aras'ın ardından usulca yürüdüm. Asır kapıyı açtığında içeri girdik. Beni karşılıyan ılık hava ile sıcağı özlediğimi anımsadım. Ayağımda kii çizmeyi çıkarıp kapı girişinin yanına bıraktığımda etrafa baktım. Salon ve mutfak iç içeydi. Salonda uzun geniş bir koltuk alanı kaparken iki tane tekli koltuk yan yanaydı. Mutfak tezgahının üzerinde poşetler açılmamıştı. İleride ki kapıda banyo olmalıydı. Ev ise temizdi. Burayı önceden hazırlamışlardı.

KELEPÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin